İzuku'danKıkırdamama engel olamazken yüzüne baktığımda yanaklarının pembeleştiğine şahit oluyordum. Bazenleri kulaklarımın duymadığına seviniyorum. Çünkü bazı zamanlarda bir şey duymak iyi değildir.
Aynı şu an bulunduğumuz zamanki gibi. Katsuki'nin yüzündeki o masum ve utangaç hali gördükten sonra -büyük ihtimalle- çok sesli bir şekilde güldüğümü düşünüyorum. Ben gülerken o sadece bana aynı ifadeyle bakmaya devam ediyordu.
Daha sonra çok utandığını varsayıyorum ki yüzünü hızla kafasını yastığa geri kapatmıştı. Ben de yataktan doğtularak sırtımı başlığa yaslarken ellerimle oynuyordum.
Katsuki ben doğrulduktan sonra hâlâ kafasını yastıkta tutarken ben bundan sıkılmıştım. Elimle omzunu tekrar sarstıktan sonra bana karşı yavaşça kafasını kaldırdıktan sonra, bana çok hüzünlü bir şekilde baktığı için şaşırmıştım.
Gecenin karanlığında arkasından vuran ışık onu garip bir havaya sokarken ben mest olmuş şekilde yüzüne bakmaktaydım.
-Senden hoşlanıyorum.
Ağzını yavaşça kıpırdatırken karanlık yüzünden ne dediğini anlayamamanın verdiği sinirle kaşlarımı çatmıştım.
-Anlayamıyoyum çoyk kayanlığk.
Huzursuzca nefes verirken yüzüme karşı yakınlaşıp daha yavaş söylediği şeyle ani gelen titremeden sonra, kalbim tek atıyordu.
-Senden hoşlanıyorum
Ne dediğini anladığım zaman karnım karıncalanmasına engel olamamıştım. Gözlerim gözleriyle kesiştiği zaman bir şey dememi bekleyen gözlere verecek hiçbir cevabım yoktu.
Biraz zaman sonra -yaklaşık üç dakika kadar- bana bakan surata karşı elimi uzatmış ve elimi yanağına koymuştum. Elimle yanağını okşamaya başladığım zaman işi oluruna bırakmaya karar vermiştim.
Daha önce de dediğim gibi, eskiden beridir hiç kimseye karşı aşık olacak kadar bir şey hissettiğim söylenemez. Aynı zamanda biri de benden hoşlanmadı. Birinin senden hoşlanması çok garip bir his midir? Bence değil.
Katsuki bana benden hoşlandığını söylerken yüzünün yandığını düşünüyorum. Çok utanıyor olmalıydı. Yani ben de olsam utanırdım.
Yanağından elime değen bazı ıslaklıklardan sonra ağladığını fark ettim. Elimle yanağındaki ıslaklıkları sildim. Şu andan sonra yapacağım şeyleri kendine bırakmalıyım galiba. Sadece nasıl ilerleyeceğini görmek istiyorum.
Görebileceği şekilde ona karşı hep yaptığım gülümsemelerden birini tekrar yaptıktan sonra bana karşı olan yumuşak bakışlar ardından ona karşı tamamen savunmasızca yaklaşıyordum.
Yanağında süzülen parmaklarımı gözlerine götürürken parmağımla gözünü kapattım. Dudaklarımın ısındığını hissederken küçük bir şekilde dudağımı dudağına temas ettirdim.
Gözleri hâlâ kapalı vaziyetteyken dudağımı kıpırdattım. Çok utanıyordum kahretsin.
Dudağına küçük bir öpücük kondururken gözünde olan parmaklarımı yavaşça çektim. O bana şaşkın gözlerle bakarken yanaklarımın ısındığını hissediyordum.
Öpücüğüme karşılık verirken hızla ellerini yanaklarıma koymuştu. Bunları yapması karnımda kasılmaya sebep oluyor. Tekrar kısa bir öpüşmeden sonra ayrıldık. Bana sulu gözlerle bakan Katsuki elleriyle yaşlarını silerken ben onu izliyordum.
-Nedeğn ağlıyoysuğnh?
Sorumu sorduğum sırada önüme uzanarak yanımda duran komidinde duran gece lambasını açmıştı.
Lambayı açmasıyla içeriye dolan sarı ışıkla önümde duran Katsuki'nin yüzü daha da netleşmişti. Büyük ihtimalle onu daha rahat anlayabilmem için ışığı açmıştı.
-Duygu patlaması yaşadım.. bilirsin ara sıra böyle şeyler olur.
-Behn hiç duygu patlamağsı yaşamadıym Kağcchan.
-Eh o zaman bilemezsin.
Bunu söyledikten sonra aynı benim gibi sırtını yatağın başlığına yaslayarak beni seyretmeye başladı.
Uykumun ağırlaştığı saatlerde kafamı Katsuki'nin bacaklarına koydum. İyice yerleştikten sonra gözlerimi kapattım.
Katsuki'den
-Ha, öpüştünüz mü?
-Bildiğin öptün yani adamı
-Nasıl şimdi söylersin lan bunu
-Sevgili mi oldunuz yani?
Hayır zaten benim gibi gerizekalı neden söylüyor ki. Bırak söyleme şu aptallara. Of
Denki ve Kirishima'yla sahile oturmaya gelmiştik. Son güneşli havaları değerlendirmek içim dışarı çıkma kararı almıştık. Ve bence bu çok mantıklı bir karardı.
Ve ben çenemi tutamayıp söyledim. Yani arkadaşlarımdı. Neden söylemeyeyim ki. Fakat nerden bilebilirdim böyle tepki vereceklerini.
"Susun lan. Sakinleşin biraz. Herkes bize bakıyor."
-Haaaa. Anlamıştım aranızda bir şey olduğunu. Yani sen zaten çocuğa salak gibi bakıyordun. Çok belliydi aşık olsuğun.
-Aynen, Denki'ye katılıyorum. Bence o da anlamıştır.
'Sahi anlamış mıdır? O kadar mı belli ediyordum ya?"
Sorduğum soruya bir cevap beklerken aptal bir sırıtışla bana bakıyorlardı.
"Siktir, çok belli ediyordum değil mi? "
-Yani... "güzelim" demeler, yemek yerken hep ona bakman ya da gözlerinle çocuğu taciz etmeni saymazsak çok belli etmiyordun. Rahat ol "Kacchan".
-Taciz mi ediyordum? Hayır ya, sadece bakıyordum.
-Bakıyordun bakmasına da, çocuğun içine düşecekmiş gibi bakıyordun Bakugou. İllaki rahatsız olmuştur çocuk.
-Sevgili misiniz?
"Hayır değiliz."
-Ama öpüştünüz değil mi?
Ne diyim ben bu salağa. Laf anlatmakla uğraşmak istemiyorum.
-Gidin artık hadi evinize. Ben burda oturacağım biraz daha.
Laf etmeden kalktıklarında biraz şaşırmıştım. Yani normalde Denki birkaç kez mırın kırın ederdi.
(E) : Görüşürüz Kacchan puahahaha
(D) : Görüşürüz Bakugou
Oturduğumuz masadan uzaklaşırlarken başımı salladım onlara.
Nihayetinde bugün köpeğim veterinerden çıkıyordu. Sonunda ev sessiz kalmayacaktı ve rahatça uyuyabilecektim.
Cidden öpüştük ha. Hani böyle çok tuhaf hissediyorum. Ama mutluyum. Yani sonunda ona ondan hoşlandığımı söyledim. İçimden büyük bir yük kalktı. Rahatım artık.
Biraz daha oturduktan sonra kalktım masadan. Sonra veterinere uğradım. Şu an yürüyüş yapıyoruz köpeğimle. Gece yürüyüşlerini yapmayı özlemişim.
bölüm düzenlemesi
bye
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İşaret Dili | Bakudeku
Novela Juvenil"Sen.. sen duymuyor musun?" Izuku duyma engelli biridir. Belki de bu o kadar da kötü değildir. -özgünlüksüz