İzuku'dan
Ocak ayına yeni girdik. Uzun zaman sonra yılbaşını tek başıma kutlamadım. Yanımda, benim için çok değerli biri vardı. Sevgilim, Katsuki.
Onunla beraber havaii fişek kutlamalarına gittik. Ve köprünün üstünde dilek diledik. Gece ayazında, ilerleyen saatlerde cebinden bir kutu çıkardı. Soğuktan kızarmış olan ellerimi tuttu. İrislerini gözlerimden ayırmadı.
Bana uzun süre baktı. Her göz kırptığında, kalbim daha da hızlandı. İşte dedim. İşte
Bana baktıkça yanakları kızardı Katsuki'nin. Ellerimi sıkıca tuttu. Ve daha sonra, yüzük parmağıma beklediğim şeyi, yüzüğü taktı.
Soğuk altın parçası tenime nüfuz ettiğinde gözyaşımı tutamadım. Bana; benimle bi' ömür geçirmek istediğini, benimle yaşlanmak istediğini, her uyandığında benim yüzümü görmek, benim kokumun kendisine sinmesini istediğini söyledi.
İçime soğuk hava dolarken dudağımdan öptü. Sıkıca sarıldım boynuna. Katsuki'yle bir hayat yaşamak istiyordum. Beraber mutluluğumuzu ve mutsuzluğuzu paylaşmak istiyordum.
Her eve geldiğimde, bomboş olan odalar yerine, onun eşyaların olduğu bir hayat yaşamak istiyorum. Ben her hasta olduğumda, bana çorba yapan birini istiyorum. Her sarhoş olduğunda onu yatağa taşımak istiyorum.
Bana güzel olduğumu söyleyen birini istiyorum. Ellerimi sarı saçlarında gezdiriğim birini istiyorum. Bana sıkıca sarılan, sarıldığını hissettiren birini istiyorum.
Gökteb parlak yakutlarında, sesini bulduğum birini istiyorum. Bana kulaklarım yanana kadar iltifat eden birini istiyorum. Onunla yaşamak istiyordum.
Sağ elimi iyice sıkmıştım o gün, yüzük derime battı ama acımadı. Hava yeterince soğuktu fakat, tenim soğuğu geçirmedi. Kalbim, bana ihanet edercesine attı o gece. Katsuki için deli divâne olmuştum.
Her nefesini yüzümde hissetmiştim. Nefesindeki sıcaklığı alnıma dokunuyordu. Yanaklarım yanmıştı. Gerçekten hissetmiştim aşkı, yakutlarda bulmuştum hemde.
O gün, tekrar şükür etmiştim Tanrı'ya. Bana haritamı verdiği için. Zümrütlerimi parlak gözlerinde saklamama yardım ettiği için. Elini tutacak birini verdiği için şükür etmiştim. Bana Katsuki'yi verdiği için.
Belki diyorum, hani duysaydım. Bi' fark olur muydu hayatımızda. Hayır, olmazdı.
Katsuki, bana duymadığım halde bana elini uzattı. Sessizliğimi elimden aldı, benim sesim oldu.
Gülüşümü geri verdi. Kızıllarında hissettim rüzgarı. Soğuk, sert esen rüzgar ilk kez hoşuma gitti. Yüzüme tokat gibi çarpan o bakışlar, kalbimin hep teklemesine sebep oldu. Koyu kırmızıların yanında sönük kaldı benliğim. Yeşillerim takıldı kaldı çehresinde. Bu güzellik karşısında nutkum tutuldu. Nefesim kesildi yüzlerce kez. Nefessiz kaldım.
İlk tanıştığımız haftalarda, her buluştuktan sonra geceleri düşündüm. Onunla yaptığım şeyleri düşündüm. Yanaklarım kızardı, kaç kez kustum bilmiyorum. İçimi güllerle doldurdu Katsuki. O gülleri hissettim midemde.
Ve daha da yakımlaştığımızda, geceleri onu düşündüm. Bana sarıldığını hayal etmiştim. Bu her ne kadar utanç verici olsa da, onun beni öptüğünü rüyamda görmüştüm. Bu yüzden de kusmuştum. Bu hisleri ilk kez yaşayınca, ne yapacağımı bilememiştim işte.
Ama sonra, bana Katsuki öğretti. Onu seviyordum. Bana dokunduğunda, dokunduğu her parçam alev almaya başladı bir zaman sonra. Yanında düzgün düşünemedim. Bana hep iltifat etmesini istedim. Bana uzun süre bakmasını, gözlerinin üzerimden ayrılmamasını istedim.
Zaten daha sonra, birlikte olduk. O beni öptü, ben de karşılık verdim. Üzerimde istediğim dudaklar bana ait olmuştu. Ellerini saçlarımda gezdirdi. Başımı okşadı. Kaç gece beraber uyuduk bilemiyorum. Bana cenneti yaşattı.
Hasta olduğumda yanında birisinin olmasının nasıl bir his olduğunu bana ilk o yaşattı. Benim, hasta halime katlandı. Hiç yanımdan ayrılmadı. Bi' anne gibi baktı bana. Hiç iyileşmek istemedim o zaman. Hep bana bakmasını istedim.
İlk kez yemeğe çıktığımızda, bana çok güzel bakmıştı. Gözleri gözlerime kilitlenmişti. Ben ne yapacağımı şaşırmıştım. Ah Katsuki, demiştim içimden. Bana böyle bakmayı bırak.
Ve yine yemeğe çıktığımızın aynı akşamı, beni eski arkadaşlarımdan korumuştu. Önümde yıkılmayan bir duvar gibi durdu. Ben de o duvara sığınmıştım.
Bana sarılarak uyuduğunda, sıcak nefesi boynuma değdiğinde, ellerini belimde hissettiğimde huzurla dolmuştu içim. Her ne kadar o gün yanına kalmasam da.
Ah Katsuki, sensiz bir yaşam düşünmek istemiyorum. Sensiz bir sabaha uyanmak istemiyorum. Sensiz yediğim bi' yemek, sensiz içtiğim bir kahve olsun istemiyorum.
Beni kollarınla sarmadığın bir gece düşünmek çok zoruma gidiyor. Bana dokunmadığın her saniye zehir oluyor inan. Yüzünü görmediğim zamanlar hayat çok zor geliyor, zaman geçmiyor. Lânet ediyorum biliyor musun, hemen eve geleyim de bana sarıl diye debeleniyorum.
Seni seviyorum Katsuki, bana rüyalarımı bahşettiğin için teşekkür ederim. Hayal bile etmediğim bir hayatı verdiğin için, çok teşekkür ederim. Hep yanımda olduğun için, her zaman elimi tuttuğun için, hep beni desteklediğin için, teşekkür ederim.
Bana sarıldığın için, beni o kaldırımdan kaldırdığın için, benimle yediğin için, bana o gözlüğü taktığın için, benimle uyuduğun için, dudaklarıma nefes olduğun için, ve bana o kitabı verdiğin için, teşekkür ederim.
Kütüphanede, ellerimiz çarpıştığında hissettirdiğin sıcaklık için teşekkür ederim sevgilim. Seni seviyorum, seni her daim seveceğim.
Ve eğer ikinci bir hayatımız var ise, lütfen beni tekrar kaldır o yerden. Litfen bana o kitabı tekrar ver. Lütfen, lütfen ellerini tekrardan belime sar. Teninin sıcaklığını tekrar vücudumda hissettir. Lütfen Katsuki, tekrar benimle ol.
Seni seviyorum. Bana güzel olduğumu hissettirdiğin için. Seni seviyorum Katsuki. Daha doğru düzgün konuşamasam bile, beni anladığın için seni seviyorum. Tek yaşadığım şu sefil hayata ikinci bir kalp olduğun için, seni seviyorum.
Seni seviyorum Katsuki.
Lütfen, bir sonraki hayatında benimle ol.
&
Kitabımı okuduğunuz için, beni mutlu ettiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.
İşaret Dili'nin sonuna gelmiş bulunmaktayız.
Hep burada olduğunuz için teşekkürler.
Saygılar, koltukdakiminder
![](https://img.wattpad.com/cover/268912707-288-k33413.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İşaret Dili | Bakudeku
Teen Fiction"Sen.. sen duymuyor musun?" Izuku duyma engelli biridir. Belki de bu o kadar da kötü değildir. -özgünlüksüz