Oooooooo ben geldiiiiim
Tmm hadi boş yapmadan bölüme geçek.
『Z』『n』『t』『l』『v』『r』
Lisa'dan
Sehunu görünce yerime mıhlandım resmen. Neden gelmiştiki ve neden bana gülümseyetek bakıyordu. Sowon kibarlık olması için onu eve davet etmesini söyledi.
Yavaşça yanımıza gelip daha doğrusu yanıma gelip oturdu elindeki tatlıyı ise sinb aldı ve mutfağa götürdü. Sowon herkesin aklındaki mucizevi soruyu sordu.
"Iııı bay sehun siz ne için geldiniz?"
Sehun yüzünü hepimizde gezdirdikten sonra yüzünden ayırmadığı gülümsemesiyle sowona döndü.
"Ben lisayı almaya gelmiştim."
Bana döndü, bende şaşkınlıkla ona bakıyordum.
"Biliyorum lisa ani ama benim amerikaya taşınmam lazım eğer benim teklifimi kabul edersen seninde gelmeni istiyorum. Çünkü bu son haftalarda sana çok bağlandım ve seninle olmak istiyorum. İptal edemediğiöden seninde gelmeni istiyorum."
Bi dk nE. Ne saçmalıyordu bu bildiğin lisa benimle çıkar mısın demekti. Ve benim bu zamana kadar hiç sevgilim olmadı. Olacaksada sevdiğim kişi olmalı ve ben sehunu sevmiyorum.
Nedense istemsizce jungkooka baktım aşırı sinirliydi. Ellerini sıkmaktan eklem yerleri bembeyaz olmuştu.
Beklemediğim bir anda ayağa kalktı ve sehuna kapıyı göstererek konuştu.
"Rica edicem lütfen buradan gidin lisa hiç bir yere gelmiyor."
Ben ona gülümsedim. Ama farkettimki konuşurken sehunun gözlerine bakmıyordu. İyide neden.
Sehun ayağa kalktı, onunla birlikte bende ayağa kalktım.
"Neden siz kimsiniz?"
Jungkook derin bir nefes aldı ve kafasını sehuna çevirdi. Şuan tam gözlerinin içine bakıyordu hemde çok sert bir şekilde.
"Benmi ben jeon jungkookum."
Sehun şaşırmış bir şekilde bakıyordu. Bizde öyle izliyorduk. Sonra ağzından bir "hıh"lama çıkardı.
"Vaaaayyy ne kadar yakışıklı olmuşsun ama benim merak ettiğim o sana yapışık dolanan asla yanımdan ayrılmaz dediğin sümüklü pranpriya nerde?"
Neden bu isim bu kadar tanıdık. Sanki yıllarımı verdiğim bir isimmiş gibime geliyor. Başımdaki şiddetli ağrı yine geldi. Bu isim hayatımı anlatıyomuş gibi hissettiriyordu. Bacaklarım beni tutmicak gibi oluyordu artık yanımda tutunacak bir şey aradım yoktu. Kendimi bu isme ait gibi hissediyordum. Birşeyler vardı aklımda ama hepsi bulanıktı. Herşey çok farklıydı. Hatırla lisa hatırla. Kendimi o kadar yabancı hissediyordumki... Etrafımdakileri tanıyamiyacağım kadar yabancıydım şuan...
Gökyüzüne bakmak istiyordum. Gözlerim herkesi herşeyi bulanık görüyordu. Kulağıma lisa diyen sesler geliyordu. Ama ben bu isme çok uzak hissediyordum. Hemen arkamı döndüm ve balkona çıktım. Gökyüzüne baktım derin nefesler aldım ve artık kendimi bırakabilirim. En son hatırladığım kolumdan birisinin tuttuğuydu.
『Z』『n』『t』『l』『v』『r』
"...asla yanımdan ayrılmaz dediğin pranpriya nerde?"
Biz bakışmamızdaki sertliği sürdüyorduk. Şuan sehunun o boş yüzüne yapıştırmak için herşeyimi verirdim.
Yanımızda hızlı nefesler duyunca o yöne döndük. Lisa her an bayılacakmış gibi bakıyordu. Ben dokunamıyordum. Yani en azından şuan kimsenin rbirimize dokunduğumuzu bilmemesi gerekti.
Herkes ismini sesleniyordu. Ama zihninde birşeyker kurcalar gibiydi, çok korkuyordum tramva geçirecek diye. O birşey arar gibi arakasını döndü ve hemen balkona doğru gitti.
Derin derin nefesler alıyordu. Sanki her an bayılacakmış gibi. Ve tam ben bunları düşünürken lisa kendini yere bıraktı. Zihnim o kadar hızlı düşündü herkes durmuşken hızlıca ona doğru gittim ve kollarından tuttum. Yemişim hastalığı..!
『Z』『n』『t』『l』『v』『r』
İviiiiiit bir bölümün daha sonuna geldik.
Bu seferdeeee seni etiketlemek istiyorum. aloneaseule önceden etiketledimmi bilmiyorum.
Umarım beğenmişsinizdir.
Seviliyorsunuz mucuk mucuk...
❤💜💙