Gelecekten Kesit

1.3K 114 50
                                    

Susmak ne denli yakardı bir insanı? Bir insan nasıl acıtırdı sadece susarak başka bir canı? Tam 3 gündür aynı odada uyuyan uyanan ancak birbirine çok uzak iki kişiydi şimdi onlar.

Sadece 72 saat geçmişti ancak bir ömür gibiydi bu zaman dilimi. Gülen gözlerinde hayal kırıklığı vardı şimdi. Zar zor kırdığı o kalın kabuğu bile aratıyordu bu hali.

3 koca gündür kendisi ile hiç konuşmayan konuştuğunda da kendisi için tek bir kelime bile etmeyen kadına bakıp iç çekti. Sadece 72 saatti oysa ancak bu süre kalbini vicdanını acıtan zamana engel değildi.

"Özür dilerim."

Bakışları çok kısa bir an çarptı gözlerine. Ancak o kadar kısa bir andı ki yetmedi Hazer'e.

Elida bakışlarını yine camdan dışarıya çevirip derin bir nefes aldı. Çok yakınındaydı Hazer ancak bir o kadar da uzaktı.
Günlerdir çektiği acıyı iki kelime ile silmeye çalışmasına güldü ve onu görmeyi reddetti gözleri. Günlerdir tek söylediği şey buydu ancak her duyduğunda daha çok şaşırtıyordu genç kadını. Bu kadar basit miydi yani?

İki kelime 'Özür dilerim' bitti mi?

Geçmiş miydi herşey?

Acıtmıyor kanatmıyor muydu artık?

Kırılan güveni tamir etmeye yetiyor muydu?

Çok kısa bir an sonra oturduğu kanepeye gelip oturdu. Bakışlarını hissetse de bakmadı ona. Burnuna dolan kokusu ile kapandı gözleri bir anlığına. Ona bu kadar kızgınken bile onun için deliren kalbine kızdı. Günler sonra eline değen eli ile sıktı dişlerini ve duydu sesini.

"Elida bak bana, bişey söyle Allah aşkına!"

Yavaşça kaldırdı bakışlarını yüzünden gözlerine. Sustu sadece biliyordu konuşsa ikisi de yanardı. Kızmış dahi olsa onun canı yanmasın istedi. Sevmeye bile kıyamadığı adam acımasın istedi sadece baktı yüzüne ve sustu.

Hazer elleri elinde olan kadının bakışlarında dahi görüyordu acısını nasıl yapmıştı nasıl inanmıştı bu yalana nasıl kırmıştı kalbini.

"Çok özür dilerim Elida ne istersen yapmaya hazırım ne olursun konuş benimle."

"Özür dileme benden."

Kısık tondan duymuştu sesini bir umuda sarılıp devam etti sözlerine. O konuştukça canı yanan kızı farketmeden devam etti telafi özürlerine ve sözlerine.

" Her şeyi düzeltmek için ne istersen yaparım. Ben sadece gözüm döndü o an..."

" Özür dileme dedim Hazer yapma lütfen yapma."

Hazer duymuyordu ki onu duysa belki susardı ama kendini o kadar kaptırmıştı o kadar pişmandı ki diline yerleşen günlerdir söylemeyi ezberlediği sözleri söylüyor ağır topları mermileri sıralıyordu ardı ardına karşısındaki kızın üstüne. Ezildiğini canının yandığını görmüyordu bile.

"Herşeyi düzeltebilirim herşey eskisinden bile iyi olacak yeter ki bir şans ver bize söz veriyorum yapacağım. Elida özür diler..."

Elida artık daha fazla tutamadı içinde çırpınan acı çeken kızı bir anda çekti ellerini ve ayağa kalktı.

"Neyi düzelteceksin nasıl yapacaksın bunu?"

Bir anda aynanın önündeki Hazer'in parfüm şişesini yere fırlatıp parçalanışını izledi ve devam etti yüksek sesle oysa farkında bile değildi bağırdığının.

"Hadi kalk düzelt eskisi gibi yap bu şişeyi yere dökülen herşeyi doldur içine olmaz değil mi?"

Ardından bu kez baş ucunda bulunan abajura doğru yürüdü. Hazer öylece kalmıştı oturduğu yerde. Bırakın müdahale etmeyi sesi bile çıkmadan izledi onu sadece.

Elida abjuru tutup aynaya fırlatırken yere saçılan parçalara baktı aynı kalbi gibiydi kırılmış paramparça gözünden akan yaşlar eşlik ediyordu yüksek çıkan sesine.

" Hadi bu aynayı da tek parça haline getir. Olmaz ama değil mi?"

"Peri kızı yapma ben..."

"Ben ben ben hep aynı şey! Evet sen Hazer sen ve öfken, sen ve sevgin, sen ve pişmanlığın, sen ve sonu gelmeyen özürlerin. Yeter anladın mı bu ayna da o şişe de bir araya gelmez artık kırıldı bak parçalandı bir sürü küçük parçaya bölündü."

Elida o an dönen başını önemsemeden şok olmuş gözlerle onu izleyen adamın tam karşısında durdu.

" Yoruldum artık. Seni severken canımın bu kadar yanacağını bilmiyordum ben sana sonsuz bir sevgi ile koştukça öfkene çarpıp düştüm. Sınadığın şey şüphe duyduğun şey sevgim olsa kanıtlamak için herşeyi yapardım. Ama ama sen benim sen benim...."

Sonrası yoktu Elida için gözlerinin önünde sadece bir karanlık vardı. Şuan ölmüş olmayı bile isterdi ölmüş müydü?

Yıkılış bir insanın güvenini kaybetmesidir!

ELİDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin