"Hazer ona bir şey olmayacak değil mi?"
"Ambulans gelmek üzere Hasret abla."
Bir anda sirenleri duyulan ambulans evin önüne yaklaşırken anlam veremediğim olayı uzaktan izliyordum.
Sinirli halini görmüştüm bu adamın kıskanç yanına da şahit olmuştum. Mutlu halini neşeli halini dahi görmüştüm ancak endişeli hâli yabancıydı bana. Onu ilk defa bir şeyden korkarken görmek garip geldi bir anda. Gördüklerim ve duyduklarım karşısında kaskatı kesilmişken elime değen el ile Hazer de olan bakışlarımı kesik kesik konuşan yaşlı adama çevirdim.
"Burada olduğumuzu kimseye söyleme Elida. Bu çok büyük ve karmaşık bir sır lütfen kimseye söyleme."
Daha cevap bile veremeden gelen ambulansa alınan Rıdvan Kozcu'ya baktım. Sıcaktan mı yoksa başka bir nedenden mi bilmediğimiz bir biçimde bu evde Hazer'in yüzünü görünce dahi hayretle karşılık verdiği kadının evinde bayılmıştı.
Hazer gelen ambulansa tam binmek üzereyken beni farkedip durdu ve bana doğru gelip konuştu.
"Elida ben ambulans ile gideyim sen bizi takip et!"
Sadece başımı sallayıp onu onaylarken hızla bekleyen ambulansa binip gittiler.
Bir arkalarından bakan kadın bir de ben öylece kalırken hızla arabaya binip takip etmeye başladı.Ne olmuştu bu kadın kimdi Rıdvan amca bana neden öyle söylemişti neydi bu sır bilmeden tozlu yolda ilerleyen sirenleri çalan aracı takip ettim.
Yüzündeki kırışıklıkların her biri bir yara aslında. Ve sen koca çınar her bir dalın kesildiği hâlde kanamadan dimdik durmuşken kim yıktı seni yere?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİDA
Storie d'amoreBir insan en sevdiği için kendinden feragat edebilir mi? Sırf onların canı kurtulsun diye tüm hayatından vazgeçebilir mi? İki sevdalı yürek yanmasın diye kendini feda eden iki kişi.