5.BÖLÜM (Peri Kızı?)

2.7K 177 240
                                    

Beni unut, ama şunu unutma.
Kalbimdeki yerine asla
İhanet etmedim!

Bölüm Şarkısı : Elif Kaya =>Bir Bilebilsen

Kimseye ait olamamak, kendime bile. Durmadan gitmek, sonu olmayan bir yokluğun peşinde. Canım yanıyor kelimesi hiç bu kadar anlamlı olmamıştı gözümde. Evet acı çekiyorum ama bedenimden ziyade ruhum yaralandı benim.

Hayatımda sevdiğim 3 adam da yaraladı beni. Abim uğruna ölmeyi bile göze aldığım gölgesinde huzur bulduğum adam bencilce yok saydı beni. Yalanmıydı hepsi?
Hani her gecenin bir sabahı, her yaranın bir dermanı vardı? Annem ölürken söz vermediler mi biz varız diye! Hani şimdi neredeydi sırtımı yasladığım dağım, babam nerede?

Evet sevdiğim 3 adamda yaktı canımı! Daha dün gece giderken anlımdan öpüp teşekkür ederim dedi bana neden? Oğlunun canını kurtarmışım.

Ah baba oğlunu kurtaran ben kızını diri diri yaktım ona üzüldün mü peki? Sadece 10 dakika sürdü vedalaşmamız tam 25 yılıma veda ettim onunla. Teşekkür ederim dedi bana seni aslında sevmedim der gibi, oğlum benim canımdı sense sadece bir yarabandı der gibi, sadece teşekkür ederim dedi bana.

"Bana bir evim olduğunu hatırlatıp, sonra o evi başıma yıkıp gittiğin için asıl ben teşekkür ederim. Hiç üzülme, senin bir kabahatin yok. Ben mutlu olmanın ne anlama geldiğini bilmiyorum demek ki. Bu nedenle acıdan başka bir payım da yok. Herkes aldığı kadarını götürdü benden buna ben müsaade ettim. Ama bu sondu baba ben bu gece ölüyorum artık size uzanmaz elim. Teşekkür mü ettin asıl ben rica ederim! "

Sölzerim karşında istedim ki biraz yüzü kızarsın azıcık dahi olsa üzülsün halime ama o sadece abime bakıp gülümsedi.

" Annen abini böyle görse nasıl sevinirdi değil mi Elida? "

" Peki ya ben annem beni bu halde görse size ne derdi? "

Diyemedim!

Desemde bir şey farketmezdi zaten. Ben bilememişim annem ölünce öksüz kaldığımı düşünürken aslında ben hem öksüz hem yetimişim.

Sadece gidişlerini izledim Dilda'nın annesine sarılışını kız kardeşi ile gülümsemesini amcasının elini öpüşünü yengesi ile arasındaki bağı ve Hazer ile olan bakışmasını sadece izledim bir hiç gibi.

Ben bir kaplumbağa kadar dahi olamadım onlar evlerini sırtında taşırken ben sadece göçebe bir kuştum yersiz ve yurtsuz. Bir kanadımı abim bir diğerini babam zaten kırmıştı yaralıydım bir umut belki o beni sever derken bu adam kendini bedenime ve ruhuma kazıyıp 'Seni sevmeyeceğim. Sende beni sevme! ' demiş ve birde özür dilemişti benden, canını yaktım diyerek yanan canım değil çünkü canım sensin diyemeden işini bitirip önce bir duş almış ardından derin bir uykuya teslim etmişti kendini.

Onun ardından sessizce topladım çarşafı yenisini yatağa açıp özenle katladım anlımın akını. Namusum bu bez parçası ile sınanmıştı sonuçta. Tamam mıydı yani? Ben artık layık mıydım bu adama. Düşüncelerim banyodan çıkan ve gözlerini asla bana değdirmeyen adam ile son bulurken sesi ilişti kulağıma içim üşüdü.

"Sen de bir duş al istersen."

Konuşamadım bile sadece sessizce başımı sallayıp itaat ettim.

Sıcak su üstümden akıp giderken sadece ağladım sevdiğim adam ile bir olmuştum ama dokunuşları isteksiz sadece bir mecburiyetin eseriydi. Sevme dedi bana geç kalmıştı oysa ben onu yıllar önce sevmiştim. Kumral saçlarının her bir telini ayrı ayrı sevdim. Gözleri ah bana değsin diye gecelerce dua ettiğim o gözleri nasıl sevemezdim ki. Uzaktan uzağa gördüğüm gülümsemesi bir gün bana da öyle güler mi acaba diye az mı düşledim.

ELİDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin