You'll always be there

3.1K 118 875
                                    

[Bölüm 34] 

[Düzenlenmedi]

Uyarılar!
Varoluşsal korku, ölüm hakkında konuşmalar

Veeeeee

Smut!

------------------------------------------

Bundan çok da uzun olmayan bir zamandan sonra eve ulaştılar. Chuuya arabadan inip duş alması gerektiğiyle ilgili bir şeylerden bahsettiğinde, Dazai ona izin verdi. 

Chuuya'nın neden üzgün olduğundan bihaber değildi, fakat ona istediğini de vermeyecekti. Bu yüzden, ona biraz alan tanımaya karar verdi.

Bir süreliğine erkek arkadaşı bu fırsatı sakinleşmek için kullanacakmış gibi gelmişti. Bir saat kadar gelmedi. Eğer somurtmaya ihtiyacı varsa, peki, Dazai oturma odasında oturup kitap okuyabilirdi.

Bu Dazai için de kötü değildi. Çünkü bu ona da sakinleşmesi için zaman veriyordu. Yükselen o gerilimden sonra... ihtiyacı vardı.


Bir buçuk saat sonra oturma odasının kapısı açıldı, Dazai kitabının üstünden oraya baktığında erkek arkadaşını kapı aralığında gördü, sakinleşmiş görünüyordu. Yüzündeki uzlaşmacı bakış zaman vermenin işe yaradığını düşündürtmüştü.

Dazai'nin gerçekten sahte bir güvenlik duygusuna kapıldığı söylenebilir.

"Önceden seni terslediğim için üzgünüm." Chuuya kafasını eğip mırıldandı. "Bu konuda hiçbir zaman iyi olmadım... Durumumu kabullenmek konusunda..."

Kesinlikle değildi, bunu çoktan Dazai'ya açıklamıştı, ona söylemeden önce bu kadar çok beklemesinin sebebi de buydu.  Dazai da kendisini bazen bunu kabul etmekte zorlanırken buluyordu, Chuuya için ne kadar zor olabileceğini hayal etmekte bile zorlanıyordu.

"Anlıyorum." Kitabını indirerek iç geçirdi, üzgün ya da kızgın olmaması erkek arkadaşını rahatlattı. "Yemek sipariş etmek ister misin? Ya da Hirotsu'yu arayıp bir şeyler yapmasını isteyebilirim-"

"Pekala," Chuuya onu yarıda keserek odaya tamamen girdi. "Bütün bunlar yüzünden çok yoruldum, yani... Sadece biraz yanında otursam?"

Dazai onun neden dinlenmek istediğini anlıyordu. Arabada Chuuya'yı zorla üstünden kaldırmak zorunda olduğundan, bunu istemesine minnettardı.

Fakat-

Şu an durduğu yerden Dazai onu tamamen görebiliyordu. Chuuya'nın omzundan sarkacak kadar büyük tişörtlerinden birisini giydiğini fark etti. Sorun bu değildi, Chuuya'nın onun tişörtlerini giymesi normalleşmişti, bu kısım çok hoştu.

Sorun Chuuya'nın bacaklarının çıplak olmasıydı. Dazai'nin bütün çekim boyunca kendisini maruz bırakmak zorunda kaldığı o manzara-

"Evet demeden önce-" Tek parmağını kaldırarak uyarı yapmaya başladı. "İç çamaşırı giyiyorsun, değil mi?"

Chuuya'nın bu sözlere karşı sinirli ve üzgün görünme cesaretinde bulunması (Aslında Dazai olanları bilseydi, bu çok büyük bir cesaret olurdu. Fakat sevgi ve endişe en alaycı insanı bile kör edebilirdi) ironikti. "Evet, Dazai, iç çamaşırımı giyiyorum."

Everything or Nothing |  Soukoku |  Türkçe Çeviri [Tamamlandı-Düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin