Post it notes - Part 2

1.6K 111 419
                                    

{Bölüm 32}

Part 2/2

[Düzenlenmedi]

Sonunda mutlu, eğlenceli bir bölüm. Geçen bölümden unutanlar için; Chuuya, Natsume'ye küfür etmişti yanlışlıkla. Oradan alıyoruz. 

----------------------------------------------

Şehrin karşısında Chuuya, kesinlikle daha üzgün olmasına rağmen daha fazla kafası karışmış bir şekilde sandalyede otururken, ayakları altında sallanıyordu. (Ayakları yere değmiyordu fakat evin lanet İskandinavlarla aynı boyda olan Japonlar için tasarlanmış olması, Chuuya'nın suçu değildi.)  

Sessizlik bu noktada acı verici olmaya başlamıştı, ve bu acı tek taraflıydı, çünkü Natsume yaslanarak sanat eserine dik dik bakarken gayet mutlu görünüyordu. Chuuya kendisini konuşmaya mecbur hissetti. 

"Aslında o kadar çok küfür etmem." 

Natsume tek kaşını kaldırdığında Chuuya biraz daha küçüldü, erkek arkadaşının hayatındaki en önemli insanlardan birinin gözündeki ilk izlenimini yok ediyormuş gibi hissediyordu. "Eminim etmiyorsundur."

"Demek istediğim-" Konuşmasına vurgu yapmak için bir elini göğsüne koydu. "Küfür kavanozuyla büyüdüm."

Natsume gülümsemeye başlamıştı, fakat Chuuya yaşlı adam kafasını çevirdiği için bunu göremiyordu, yani aslında kendisiyle uğraşıldığı gerçeğinden habersizdi. "Bu kavanoz yüzünden çok fazla para kaybettin mi?"

(Ç/N: Küfür kavanozu şöyle bir şey, kişi küfür ettiğinde buna tanık olan kişiler ondan bir miktar para alıp küfür kavanozuna atıyor.)

 "Hayır!" Chuuya'nın sesi biraz kızgın çıkmıştı ve sızlanıyordu, çünkü bu kulağa çok saygısızca gelmişti. "Yani, cidden küfür etmiyordum, fakat Dazai- Sürekli benimle 'lanet olsun, geber' dediğim için dalga geçiyordu yani, bilirsiniz- ben sadece-"

"Torunumun güzel bir etki bıraktığını öğrenmek mutluluk verici." Natsume derin bir iç geçirdiğinde, Chuuya'nın yüzü kan kırmızısına döndü. 

"Öyle!" Chuuya aniden onu onayladı, sadece bir küfür kavanozuna kıvrılarak ölmek istiyordu. "Bana şey konusunda çok şey öğretti, uh..."

Pekala, aklına gelen ilk şey 'güvenli cinsel ilişkiydi.' Fakat BUNU söylemeyecekti, özellikle de ilk izlenimini KURTARMAYA çalışırken.

"...Özgüven konusunda."

"Pekala." Yaşlı adamın sesi inanmış gibi gelmiyordu, fakat üzgün gibi de değildi. "Onu bu isimle duymaya çok alışık değilim."

Chuuya sorgulayıcı bir bakış attığında, Natsume açıkladı.

"Onu sadece Osamu olarak biliyorum."

Oh, doğru. Chuuya, Dazai'nin ona açıkladıklarını hatırladı- Annesinin soy adını sadece okulda anonim kalmak için kullandığını.

Neden bunu eklemek zorunda hissettiğini bilmiyordu ama-

"Evet, ona sadece aslında Osamu diyorum, sadece, uh..." Boğazını temizledi. "Yalnız kaldığımız zaman."

Sonrasında, içinde bir korku oluşmaya başladı, çünkü karşısındaki adamın Chuuya'nın ne zamanı kastettiğini düşündüğünü fark etmişti-

"Yani, onu yaparken değil-" Kekelemeye başlarken yüzü ısınıyordu. "Demek istediğim, öyle, ama- Sadece- öyle değil- yani-"

Şu ana kadar kalp krizi geçirerek ölmek için dua ederken hiç bulmamıştı kendisini, fakat işte bu kez, kalp atışlarının hayatında bir kez olsun bu kadar düzgün olmasına sinir olmuştu, bayılmıyor ya da en azından konuşmayı kesecek kadar bile sersemlemiyordu.

Everything or Nothing |  Soukoku |  Türkçe Çeviri [Tamamlandı-Düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin