18.

327 36 10
                                    

Ben daha küçükken sürekli oyun oynadığım bir kız vardı. Çeteden kaçtığım zaman karşılaşmıştım ve o tatlıydı. Kısa siyah saçları ve tavşanlı tacıyla tatlı görünüyordu ve onunla kovalamaca oynamak hoşuma gidiyordu.  Ona kumdan kaleler yapardım o da üzerine ismimizi yazardı.

Sonra bir gün annesi gördü beni. Kirden rengi değişmiş kıyafetlerime baktı ve kızına döndü hızla. Benimle nasıl oynadığına dair hesap soruyor ve kızıyordu. O an farklı olduğumu anladığım ilk andı. Ben diğer çocuklardan farklıydım.

Çocuk aklımla kiliseye gidip kızmıştım tanrıya. Neden temiz kıyafetlerim yok diye sitem edip ağlamıştım. Sonra bir kadın gelip sırtımı sıvazladı. Tanrının beni sinadığını sabretmem gerektiğini anlattı uzun uzun.

Aradan 12 yıl geçti ve benim sınavım hiç bitmedi.

"Arkadaşımın adı Junghyun'du, Jeon Junghyun."

"N-ne ?"

"Her yerde seni aradım jungkook, babanın emaneti olarak gördüğüm seni bulabilmek için uğraştım yıllarca."

"B-ben anlamıyorum, özür d-dilerim ben sizi anlayamıyorum."

Önümde diz çöküp ellerimi hapsetti ellerine. Ben sarsılarak ağlarken, o usul usul bırakıyordu göz yaşlarını.

"Baban beni gök gürültüsünden korurken ben seni yağmurda ıslattım, yetişemedim oğlum affet beni lütfen."

Dayanamayıp sarıldım hızla önümdeki bedene. Yıllar bize adil davranmamıştı, çok acı çekmiştik ve biz bunu hak etmemiştik.

Beni kendinden ayırıp yanı başına oturturken hala ağlamak istiyordum. Hissettiğim tüm bu bu duygu patlamalarını sadece göz yaşlarımla anlatabilirdim sanki.

"Babana o kadar çok benziyorsun ki.."

Hayatımda ilk defa babamı duyuyordum. Ve onun hakkında duyduğum ilk şey bana olan benzerliğiydi.

"Bana babamı biraz daha anlatır mısınız ?"

Başımı göğsüne yaslayıp sımsıkı sarıldı bana. Acınacak haldeydim, bunu hyunglarımın bakışlarından anlayabiliyordum.

"Jungkook biraz daha ağlarsan bayılacaksın."

"Belki de ilk defa mutluluktan bayılacak Namjoon, boşversene."

***

"Adam babanın çocukluk arkadaşı çıktı, teorilerim çürüdü ya."

"Bırak çürüsün, senin baban mı dedin ya !"

Onlara gülümseyip pencereye çevirdim başımı. Kar yağıyordu durmaksızın.

"Babamın da kimsesiz olduğunu duymak kalbimi çok acıtıyor hyung."

"Kim demiş kimsesiz olduğunu ? Bay Park'ı görmüyor musun jungkook, adam koskoca Seoul' de seni buldu !"

"Namjoon haklı."dedi seokjin.
"Bence baban da hayatı boyunca hep onu aradı."

"Jimin biliyor mu?"

"Neyi ?"

"Senin kim olduğunu ?"

"Bilmiyor."dedi Seokjin.
"Bilse asla böyle davranmazdı."

Güldüm.

"Böylesi daha mide bulandırıcı."

"Fazla ön yargılısın."

Şok içinde döndüm sesin sahibine.

"Gerçekten ön yargı olduğunu mu düşünüyorsun ?"

Homeless | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin