2.

778 76 66
                                    

"Park jiwoon ?"

"Ülkenin hatrı sayılır zenginlerinden iyi yere kapak attın ufaklık."

Kullandığı tabir canımı sıkmıştı. Ben oraya sadece yaşamak için gidecektim, fakir ya da zengin olmaları bir şey değiştirmiyordu.

"Jungkook !"

Namjoon hyungun sarılışı ile bir hıçkırık koptu boğazımdan. Ağladığımı fark etmem de bu süre de oldu. Ben ağlıyordum.

"Her şey çok güzel olacak inan bana."

Buna inanmak istiyordum. İhtiyacım vardı her şeyin güzel olmasına. Güzel olan şeylerin benim olmasına.

Onu kendimden uzaklaştırdım.

"Hadi bırak beni de ismini söyle, kapanacak birazdan."

İkiletmedi söylediklerimi. Çalışan kadın ismini soy ismini aldıktan sonra aynı heyecanla konuştu.

"Tebrikler ! Kim seokjin tarafından seçilmişsiniz."

"Ne ?"

"Kim seokjin, Kim inşaatın CEO'su. Yaklaşık bir ay önce babası koltuğunu kendisine devretmiş, oldukça genç ve-"

"Susun ! Yeterli."

"Hyung, neyin var ?"

Dolan gözlerini dikti kahvelerime.

"Gidelim kookie."

Elinden tutup çıkarttım kalabalığın arasından. Kaldırıma attı kendini. Hıçkırarak ağlıyordu. İlk defa şahit olduğum bu görüntü paramparça etti beni. Yanına oturup kollarımın arasına aldım bedenini.

"Hyung ağlama lütfen."

"O kim biliyor musun ?"

Başımı her iki yana salladım. Gözyaşları içinde anlatmaya başladı.

"Babası babamla ortaktı, şirkette işler kötüye gidince bütün borçları babama takıp Amerika'ya oğlu olacak bu kim seokjin in yanına kaçtı. Babam koca bir şirketi tek başına yönetemedi, zayıf vücudu daha fazla dayanamadı ve ve.."

Ben babamı ve annemi hiç hatırlamıyordum, ama o biliyordu. Ve buna rağmen kaybetmişti onları yakın bir zamanda. Bu acıyla nasıl başa çıkmıştı ?

Durdurmaya çalıştım.
"Yeter anlatma."

Ama o reddetti.

"Toprağa verdiğimiz gün geri döndü ve her şeyi ele aldı. Zaten babama ait bir ev ve bir araba kalmıştı onu da aldı elimden. Babamın bankaya olan borcunu ödemiş güya."

Göz yaşlarını sildi elinin tersiyle.

"Ben zaten yeni mezun olmuştum, ne param vardı ne de işim. Ortada kaldım öylece. Akrabaların kapısını çaldım dilenciymişim gibi elime para tutuşturup gönderdiler. Halbuki ben sadece acımı paylaşacak birileri olsun istemiştim para değil."

"En tepedeyken en dibe düştüm anlayacağın ve bunun tek sorumlusu o ve babası."

"Ne yapacaksın peki ?"

"Bilmiyorum."dedi yorgun sesiyle.
"Hiçbir bok bilmiyorum."

"Gideceksin."

Önce sesi sonra bedeni girdi görüş açıma. Ne zamandır oradaydı ?

"Gideceksin ve hakkın olan ne varsa misliyle geri alacaksın."

"Hyung, gücüm yok."

"Toplayabilirsin."dedim.

Homeless | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin