"Burası senin odan, bak bu kapı da banyoya açılıyor. Ben suyu ayarlarken sen odanı incele. Şimdilik benimkilerden birkaç parça kiyafet bıraktım buraya zaten duştan sonra alışverişe gideceğiz alırız her şeyini tamam mı ?"
"T-tamam."
"Jimini kafaya takma."
Gülümsedim.
"Hyung, dediklerinin doğru olduğunu biliyoruz."
İtiraz edecek oldu ama susturdum.
"Suyu ayarlar mısın lütfen ?"
Üstümdeki yıllanmış kıyafetleri bir bir çıkarırken değişik duygular içerisindeydim. Hayatımda ilk kez banyo yapacaktım. Vücudum ilk defa kirlerinden arınıp gerçek rengini gösterecekti. Bu imkansız görünen olasılıklardan biriydi gözümde.
Kendimi soydukca vücudumdaki yaralar daha da çarpmaya başladı gözüme. Dizlerimde ve kollarımda çoktu, acımıyordu veya ben hissetmiyordum.
Suyun altına girdiğimde titredim. Sıcak olmasına rağmen titriyordu vücudum. Çektim kendimi. Ardından bir kez daha buluştum suyla. Bu defa titreyen vücudum değil ruhumdu. Hıçkıra hıçkıra ağladım. On yedi senenin acısını çıkarırcasına ağladım.
Yediğim tokatlar bile bu su kadar acıtmamıştı canımı. Hickimse vurmamıştı yüzüme kimsesizliğimi bu su kadar.
"Pisliksin sen !"
"Kesin sen çaldın paramı hırsız !"
"Yürüyen lağım bu iğrenç kokuyorsun defol burdan !"
"Onun annesi babası yok ve sokakta yaşıyor, onunla arkadaş olamazsın."
"Bak babam bana ne aldı, çikolata senin yok değil mi çatla !"
"Sana para veririm ufaklık ama sana dokunmama izin vereceksin."
Her şeyi biliyordum ben. Bir insanın yaşayacağı en kötü şeyleri yaşamış deneyimlemiştim. Ama kendimi asla kaybetmedim. Olmak istediğim insandan asla vazgeçmedim. Ben, jeon jungkook, anneme ve babama layık bir evlat olmak istedim her zaman.
Hayatımda iki kez kavga ettim sadece. Birincisi anne ve babama kötü söz edildiği için, diğeri hakkım olan ekmeği başkası aldığı içindi. Yoongi hyung her zaman hakkımı savunmamı söylerdi dediğini yaptım ama dayak yedim.
Şampuanın kokusu ile buluştu algılarım. Şimdi saçlarım böyle mi kokacaktı tanrım !
"Jungkook iyi misin bir buçuk saattir oradasın korkmaya başlıyorum."
Fışkıran suların arasından zar zor duydum taehyung hyungun sesini.
"Geliyorum !"
Giymem için bıraktığı beyaz bornoza uzandı elim. Daha günler öncesinde giyecek tişörtüm bile yokken şimdi bornozum vardi. Kahkaha atmak istedim bu tezatlığa. Ama onun yerine hızlıca geçirdim üstüme, çıktım banyodan.
"Tanrıya şükür sonunda geldin ! Hadi giyin bende arabayı hazırlayayım. Saçlarını kurutmayı unutma !"
Onu daha fazla bekletmemek adına kıyafetlerimi giyindim oyalanmadan. Yatağın üstündeki uzun makineyi alıp tuşlarına bastım ama çalışmadı. Gerisin geri koyup aynanın karşısına geçtim.
Siyah uzun saçlarım beyaz sweatimle çok tuhaf görünüyordu, umursamadım. Yüzümdeki yaraların kabukları soyulmuş yumuşamıştı ve bu beni hasta gösteriyordu, kimin umurundaydi ?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Homeless | Jikook
FanfictionBen jeon jungkook 17 yıldan beri kimsesizim. Kendimi bildim bileli sokaktayım. Her bir kaldırım taşı, büyük küçük her ağaç, yanan her bir sokak lambası şahit benim varlığıma. Küçük ömrümü verdim bu şehrin her bir köşesine. Olmayan evim saydım burayı...