NAMJOON
Ben her zaman mantıklı bir adam olmak istedim. Verdiğim her karar, yaptığım küçük bir hareket kalben değil de aklın süzgecinden geçsin istedim. Ama tam tersi duygusal biriydim. Konuşurken düşünmez, severken sorgulamaz, çok kafa yormazdim.
Seokjin'e aşık olurken de düşünmedim hiç. Evet bunu kabul ediyordum artık ben ona aşıktım. Her seferinde kalbimi paramparça etmesine rağmen hala onu düşünmemi sağlayan aşktan başka bir şey değildi olamazdı çünkü. Ona duyduğum hayranlık ne zaman bu boyuta ulaştı hiçbir fikrim yoktu fakat tek bildiğim şuan ona sarılmam için yalvaran bu adama aşıktım işte.
"Kusura bakma ben, her neyse seni korkutmuş olmalıyım."
Sildi göz yaşlarını gülümseyerek.
"Sorun değil gerçekten belki başka bir zaman sarılırsın gerçi istemeyebilirsin de anlarım ben sadece-"
"Neden geldin ?"
Söylemek istediğim onca söz varken gerçekten bunu sorduğuma inanamıyordum. Gözlerinde gördüğüm saniyelik yıkım kendimi öldürmek istememe sebep olsa da dudakları arasından çıkacak olanlara odaklandım.
"Sana anlatmam gereken şeyler var."
"Baban mı gönderdi yoksa ?"
"Ne ! Hayır bak-"
"O homofobik piç artık bir bok yaptıramaz."
Park jimin hızlı adımlarla seokjine yaklaştı ve kolundan tutup içeriye soktu. Ancak o zaman fark ettim hala kapının önünde olduğumuzu.
"Senin burda ne işin var ?"
"Selam jungkook."
"Sana karşıma çıkma demiştim."
"Ama ben söz vermemiştim."
Jungkook'un gözlerinde gördüğüm ifade beni şaşırtmıştı. Onu ilk kez böylesine öfkeli görüyordum çünkü.
"Hangi yüzle geliyorsun lan sen buraya !"
Yoonginin uçan yumruğu park jimine doğru yol alırken taehyung, seokjin ve benim ellerimden tutup küçük odaya getirdi. İkimizi yan yana kanepeye oturttu, kendisi karşımıza geçti.
"Onların olduğu bir ortamda asla konuşamazdınız bakma öyle Namjoon hyung ben sizi düşünüyorum. Her neyse onları bir şekilde oyalacağım sizde bir an önce bitirin şu işi."
"Neyi ?"
"Seokjin o iş sende."
"Taehyung ne işi ne diyorsun nereye gidiyorsun !"
Dizlerimin üstünde hissettiğim parmaklarla kaskatı kesilen vücudumu yanımdaki adama çevirdim.
Daha önce hiç görmediğim şekilde izliyordu beni.
"Ne yapmaya çalışıyorsun ?"
Sesimin öfke barındırıyor olmasına karşın hiçbir harekette bulunmadım. Sabırla, şuan içinde bulunduğumuz bu durumu açıklamasını bekledim. Bunu yaparken az da olsa bakışlarım alnına gitmiş ve gördüğüm bu yaranın nasıl olduğunu merak etmiştim.
"Babam yaptı."
"Hı ?"
Sağ elinin işaret parmağını alnına getirdi ve yokladı yarayı.
"Babamı sinirlendirdim ve sonuç bu."
"Neden bu haldesin niye buraya geldin yine neyin peşindesin seokjin ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Homeless | Jikook
Fiksi PenggemarBen jeon jungkook 17 yıldan beri kimsesizim. Kendimi bildim bileli sokaktayım. Her bir kaldırım taşı, büyük küçük her ağaç, yanan her bir sokak lambası şahit benim varlığıma. Küçük ömrümü verdim bu şehrin her bir köşesine. Olmayan evim saydım burayı...