Eva,kahvesini almış bir yandan kamera kayıtlarının gözüktüğü monitörü boş gözlerle izliyordu.Silahlı bir soygunda yaşanan cinayeti saatler boyu izlemek iç açıcı olmasa da sanki sıkıcı bir dizi izliyormuşçasına ekrana bakıyordu.Polis olmanın belki de en iyi yanı bu tarz olaylara karşı hissizleşmekti.
Bilgisarayarını kapatırken ceketini hızla giymiş,güneş gözlüklerini takmıştı.Dışarıdaki ışık başının ağrımasına sebep olur gözlerini kısmış,kaşlarını çatmasına sebep olmuştu.
Arabasına bindiğinde ise dikiz aynasına doğru gözlerini kaldırmış bir sokak ötede onu izleyen arabayı görmüştü.Kendi kendine keyifsiz bir şekilde gülüvermişti.Başını iki yana sallarken arabasının kontrağını çalıştırdı.
Eva,arkasından onu takip eden arabanın kafasını karıştırmak gibi bir niyeti olmasa da sırf canı sıkıldığı için evinin yolunu uzatmış ancak bir süre sonra arabasını bir kenara çekmişti.Çantasındaki sigarasını ve çakmağını çıkartıken penceresini de indirmiş;başını geriye yaslamıştı.
Telefonunu da ceketinin cebinde çıkartırken rehberdeki kişiyi bulmuş ve aniden arama tuşuna basmıştı.Telefon birkaç saniye sonra hızla açılırken neşeli bir ses ona ismini söylemiş ancak genç kadın sessiz kalmış,ina cevap vermemişti.
Telefondaki gergin dolu uzun bekleyiş karşı tarafın pes edip hattan düşmesi ile sebep olacaktı ancak Eva bir anda konuşmaya karar vermişti."Beni sen mi takip ettiriyorsun?"diye sordu cevabını bilse de.
Gojo ise elinde tuttuğu telefonunu diğer kulağına götürmüştü.Bir yandan da elindeki kaşık ile fincanı karıştırıyordu.Başını yana eğmiş;karşısındaki kadının onu göremeyeceğini bildiği halde dudaklarını büzmüştü.
"Sadece önlem için diyelim."dedi gülerek.Ancak bu cevap genç kadını memnun etmemişti.Arabasından hızlıca çıkmış;karşı sokağın ilerisine parkeden arabaya doğru yaklaşmıştı.Eli,pantolonunun arkasına giderken belindeki silahı çekmiş;arabanının iki tekerkeliğine birer kurşun sıkmıştı.
Telefonun karşı tarafında duran adamın keyifli sesi birden kesilirken Eva ise dudaklarını telefona yaklaştırdı."Bir polisin peşine adam takmak ciddi bir suç,Bay Satoru."diye konuştu sakin sesiyle.
Gojo ise genç kadının bu tavrına karşılık bir süre sessiz kaldı.Her zamanki tavrını sürdürebilirdi ancak bir süre düşünmesi gerekmişti.Telefonu,genç kadının suratına aniden kapatmış;karşı kanepeye fırlatmıştı.
Nanami'nin bakışları ise okuduğu gazeteden,yanına atılan telefona kaydı."Ters tepeceğini söylemiştim."dedi bilgiç bir şekilde.
Gojo ellerini başının arkasına almış;bacaklarını ortada duran cam sehpaya uzatmıştı."Biliyorum,ancak denemekten zarar gelmeyeceğini düşünmüştüm."
Nanami ise onun bu yarı ciddi tavrına temkinli bakışlar kaldırmıştı."Zarar gelmek?"dedi merakla.
Gojo keyifsiz bir şekilde güldü.Adamlarından birinin ölmediğini bilse de bu kadının neler yapacağını kestirmekte çok zorlanıyordu.Bazen inanılmaz derecede savunmasız ve korunmaya muhtaç gibi dursa da Gojo sadece bunun bir yanılsama olduğunun farkındaydı.Genç kadın fiziksel olarak güçlü değildi;mental olarak ise darmadağındı.Ancak bu kaosun içinde kendisine öyle bir yer edinmişti ki;tüm bu zaaflarını oldukça iyi örtüyor;karşısındakine sanki düz bir duvara bakıyormuş hissi yaratıyordu.
//
"Hiçbir şekilde ilerlemiyoruz."dedi Mahito kanepenin üzerine uzanmış,elindeki oyuncakla oynarken.Eva ise karşısında duran lanetli ruha ufak bir bakış attı.O da karşı kanepeye oturmuş,başını geriye atarak tavana bakakalmıştı.Parmakları gömleğinin üst düğmelerini açmış;biraz daha rahatlamaya çalışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Born to Die//Gojo Satoru
FanfictionGojou Satoru x Oc -Rahatsız edici öğeler bulunabilir. (i don't have any character except my Oc)