"Neden bu saçma yerdeyiz biz?"dedi genç adam haklı bir isyanda bulunarak.Ancak arabanın sürücü koltuğunda oturan kadın başını koltuğa koymuş;bir elini camdan sarkıtmıştı.Gözleri kapalı,derin nefes alıp veriyordu.Dünya umrunda değilmiş gibiydi.
"Mali işlerde değil cinayet bürosu dedektifisin."dedi Eva bıkkınlıkla.Düşmüş güneş gözlüklüklerini burnundan ileri itmiş;görüşünü daha da karartmıştı.
"Off ne farkeder ki?"dedi genç adam ise."İkisinde de mahvolmuş ve ölmüş insanlar var."
Eva bu depresif ve bir o kadar da içi anlamsız cümlelere gözünü devirdi.Torpido gözüne uzanmış;içinden sigarasını ve çakmağını almıştı.Sabırsız tavırlar ile paketi hızlıca açmış;sigarasını dudaklarının arasına yerleştirmişti.
"Böyle geleneksel tiplerle uğraşmak istemiyorum."dedi ortağı bir kez daha bıkkın bir sesle.Gerçekten sıkıntılı bir halde olduğu;genç adamın halinden belliydi.Oturduğu yerde zor duruyor;nefes alamadığını hissederek emniyet kemerini çözmeye çalışıyordu.
"Fazla evham yapıyorsun."dedi Eva da emniyet kemerini çözüp arabadan inerken.Hala tüten sigarası elinde,ortağı ile birlikte yemyeşil bir bahçenin içerisinde yürüyorlardı.İleride gördüğü adamla göz göze gelmesiyle birlikte sigarayı hiç düşünmeden;çok güzel görünen pembe çiçeklerin üstüne doğru fırlatmıştı.
"Buraya daha önce de geldim."dedi genç kadın fısıltıyla."Ne azılı suçlularla uğraştık;kimono giyen adamlarla baş edemeyeceğini söyleme bana."
Ortağını ise bu cümleye karşılık sessiz bir şekilde homurdandı.Genç adamın en son isteği;bu samuray kılıklı adamların ortasında dolanmaktı.Cebindeki kalem kağıdı hızla çıkartmış;bir yandan da yanında duran kadını takip ediyordu.Eva;güneş gözlüklerinin üstünden ona doğru keskin bakışlar atan adama baktı.
"Sizi tekrar görmek ne hoş Bay Zenin."
Sesindeki alaycılık,Naoya'nın kulaklarına çok güzel bir şekilde ulaşmış;aynı zamanda gülüsemesine sebep olmuştu.Bakışları hızlıca karşısındaki kadını aynı zamanda ileride duran pembe çiçeklere gitmişti.
"Evet,ne sormak istiyorsan sor."dedi umursamazca.Ancak Eva başını eğmiş;ona içten bir şekilde gülümsemişti.
"Bir kadınla konuşmak istemezsin diye bak size erkek bir dedektif getirdim."Eva gülerek ortağını işaret etti.Naoya bu duruma sinirlense de bakışlarını hala genç kadından çekmemişti.
"Gönder şunu burdan."dedi yaslandığı balkondan uzaklaşarak.Başıyla genç dedektifi işaret etmişti.Sesindeki soğukluk ve ciddiyet ile birlikte Eva'nın ortağı ellerini havaya kaldırmıştı.Genç kadına sessizce isyan ediyordu.
Birkaç adımda Eva'nın yanına gelmiş;kağıt kalemi genç kadının göğsüne doğru bastırdı."Ben gidiyorum,canıma minnet."diye tısladı."Sana buraya gelmek istemediğimi baştan söylemiştim."
Genç adam ellerini takım elbisesinin cebine atmış;arabaya doğru hızlı adımlarla yürümeye başlamıştı.Eva dudaklarının arasından hızla bir küfür savurdu.İlerde kapısı açık bırakılmış kamaraya doğru ilerledi.Ayakkabasının topuğu,tahta zeminde rahatsız edici bir ses çıkartıyordu.Odaya girdiğinde ise bileğine dolanan parmaklar onu hızla içeri çekmiş;kapı ise arkasından hızla kapanmıştı.
Saçlarının arasında dolaşan el ensedeki saçlara dolanmış ve onları biraz geriye doğru çekmişti.Genç kadının gözleri hissettiği baskıyla kısılmış;kafası geriye doğru gitmişti.Sırtı kapıya yaslanmış,elleri ise genç adamın kimonosunun pahalı kumaşını tutuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Born to Die//Gojo Satoru
FanfictionGojou Satoru x Oc -Rahatsız edici öğeler bulunabilir. (i don't have any character except my Oc)