A life without honor

484 42 4
                                    

Dizlerini kendine doğru çekmiş,başını ise öne doğru eğmiş genç kadın sessizce düşünüyordu.Kendini bir kuyunun tepesinden aşağıya doğru atılmış ancak daha dibe varamamış gibi hissediyordu.Her ne kadar yaşadığı olayları "kötü" olarak nitelendirebilse de en kötünün ne olabileceği ile ilgili hiçbir fikri yoktu.

Hıçkırarak ağlamak ve olayları inkar etmek gerçekliği değiştirmeyecek,olanları tersine döndürmeyecekti.Bu soğukkanlı düşüncesi,kendisini özbenliğinden bir anda olsa nefret etmiş,iğrendirmişti.O da herkes gibi ellerini zemine vurarak ve lanetler saydırarak acısını yaşamak istemişti ancak mantığı buna izin vermemişti.

Başını yukarı kaldırarak gözleri içinde bulunduğu odanın duvarlarında gezindi.Bu odada günlerce kalmıştı;kendine tam olarak gelene kadar kimse onunla konuşmamıştı.Fakat evin mobilyalarından ve dışarıdaki seslerden nerede olduğunu çok iyi biliyordu.Parmakları başını bularak saç diplerini çekiştirmeye başladı.İçinden gelen ani öfkeyi bu şekilde telafi edebiliyordu.Kapının gıcırtısıyla açılan sesi gözlerini ileriye dönmesine sebep olmuştu.

Odanın içerisine çekingen bir adım atan hizmetçi önünde saygıyla eğilmiş ve ondan izin isteyerek yatağının üstüne birkaç parça kıyafeti bırakmıştı.Eva, yatağın üstünde duran siyah kimonoyu görünce hafifçe gülümsedi ve başını salladı.

"Efendim bunu giymenizi rica etti." dedi genç hizmetçi nazik bir sesle. "Kısa bir süre içinde burada olacaktır.Lütfen üzerinizi değiştirmem için hizmetimi kabul edin."

Normalde olsa sinirle yataktan zıplayarak kalkar ve esip gürleyerek karşı çıkacak olsa da şu anki durumda kimseye patronluk taslayacak hali yoktu genç kadının.Başını sessizce sallamış,hizmetçinin onu giydirmesine,saçlarını taramasına izin vermişti.Aynada kendi yansımasını görünce karşılaştığı manzarayı beğenmese de sesini çıkarmamıştı.

Hizmetçi kız hızla dışarı çıkarken, Eva elleri önünde sessiz ama sabırsız bir şekilde gelecek kişiyi bekliyordu.Bakışlarını bir anlığına da olsa öne eğmiş,düşüncelere dalmıştı.

"Utanma bu kadar,kaldır başını."

Bir yılandan farksız olan sesi genç kadının kulaklarına erişirken,tüm bedeni harekete geçmiş,benzi soluklanmış ve buz kesmişti.Karşısındaki adamla bakışları buluşmuş,genç adamın ona doğru attığı her adımda nefesi sıklaşmıştı.Eva,onun yanında kendini kesinlikle güvende hissetmiyordu.Şu anda,kendisine silah doğrultmuş olan Mahito ile yanyana olmayı bu duruma tercih ederdi.

Genç adam elinde duran dosyayı masanın üstüne bırakırken pencerenin kenarına doğru yol aldı.Aylardan kasım olmasına rağmen hava sıcak ve güneşli.ağaçlar ise henüz yaprak dökmemişti."Bu yıl kış geç gelecek."dedi neşeli bir sesle.

"Dilini mi yuttun?" diye devam etti süregelen sessizlik karşısında.Bu sessizlik o kadar uzun sürmüştü ki can sıkıcı bir hal almıştı."Bu kadar şaşırmış taklidi yapma Eva, gözlerini açar açmaz nerede olduğunu biliyordun.Sonuçta bu evde ilk defa kalmıyorsun."

Bu yorumu genç kadını provoke etmiş olacaktı ki başını birden genç adama doğru çevirmişti.Bakışlarını sinirle ve hesap sorarcasına ona dikmişti. "Ne cüretle?" demek istiyordu ama yapamıyordu.

"Söyle istersen.Ne cüretle konuşuyorsun de." dedi genç kadının aklını okurcasına.Sinir bozucu gülüşü yakışıklı yüzüne yayılmış birkaç adımda ona doğru yaklaşmıştı.Bakışları,Eva'nın gözlerini delip geçiyor ruhunu emiyordu.Birkaç saniye içinde aynı bakışlar dudaklarını bulmuştu.Başını hafifçe eğerek sandalyeyi işaret etti."Otur."diye tüm nefesi genç kadının suratına çarparken."Konuşmamız lazım."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Born to Die//Gojo SatoruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin