Önünde duran yemeklere sessizce bakan kadın,daha hiçbir şey yememiş;hatta ona ayrılmış olan tabağı Yuji'nin önüne doğru ittirmişti.Okuldan acele ile çıkarken,arkasından koşan Nobara ile yerinde durmuş;önce kızın ona olan kırgınlığı ile uğramış,daha sonra ise yemeğe gelmesi konusunda ısrarı üzerine kendini burada bulmuştu.
Ancak tüm yemek boyunca ağzını açmadan etrafı izlemişti.Sadece birkaç defa Yuji ile göz göze gelmişlerdi.Genç adamın ona attığı sıcak ve samimi bakışlar karşısında Eva yalnızca hafif bir şekilde gülümseyebilmişti.Ona,hiçbir şey demek cesaretinde bulumıyordu.Ya da onu suçlayacak kadar aklını kaçırmış biri değildi.
Ancak önünde herşeyden habersiz bir şekilde yiyen Yuji'nin masumiyetine tanık olması,aklına götü anılan gelmesine yetmişti.Eva,sıkışan nefesini kontrol altına almakta zorluk yaşıyor;çevresine belli etmemek için bir hayli çaba gösteriyordu.Onu izlediğini bilen gözlerin etkisi ise bu durumu daha çok körüklüyordu.Mırıldanarak tuvalete gideceğini belirtmiş ve hızlı adımlarını atmaya başlamıştı.
Kadınlar tuvaletine girdiğinde ise tuttuğu nefesi iyice hızlanmaya başlamıştı.İç sesi kendi kendine sakin olmasını telkinlerden buna uymakta bir hayli zorlanıyordu.Ellerinin içi,avuçları terlemiş;bacakları zayıflamıştı.Ayakta durmakta zorladığının farkına varmıştı ve oturmak için bir yer aramıştı ancak ellerini yalnızca lavabonun mermerine koyarak güç bulabilmişti.
Daha fazla kendine engel olamayıp dizleri yeri bulduğunda ise kafası öne doğru düşmüştü.Elleri mermerden kayarak bu sefer fayans kaplı yeri bulmuştu.Gözleri kapanırken saçlarının arasına dalan bir el,onu kendine biraz olsun kendine getirmişti.
Dudaklarına değen şekerli ancak ne olduğunu anlamadığı bir şeyle irkilmişti.Başını geriye doğru attı ancak saçlarını tutan el,onu kendine doğru çekmişti."Yemen gerekiyor."dedi Gojo ciddi bir sesle."Eğer bu keki şimdi yemezsen biraz sonra kusup daha sonra bayılacaksın."
Eva,istemeye de olsa dudaklarını aralamıştı.Ağzındaki lokmayı zorlukla çiğniyor,sanki ağzının içinde büyüyor gibiydi.Bir an çöpe gidip tükürmeyi düşündü ancak ayağa bile kalkamayacak kadar güçsüz olduğunu o an farketmişti.
"Kötü olduğumu anladılar mı?"dedi Eva memmuniyetsiz bir sesle.Masadaki çocukların,onun bu halini farketmeleri;istediği son şeydi.
Gojo ise bu soruya karşılık derin bir iç çekti."Yaşları küçük olabilir ancak onlar benim öğrencilerim."dedi gururlu bir tavırla.
Eva sıkıntıyla nefesini verirken,kollarının arasına giren adam,onu kolaylıkla ayağa kaldırmıştı.Hiçbir şey demeden aynanın altında duran sabunluğa uzanmış;daha sonra ellerini yıkamıştı.Bakışlarını aynaya çevirdiğinde karşılaşacağı tek şeyin siyah bir göz bandı olduğunu biliyordu,ki yanılmamıştı da.
"Neye bakıyorsun?"dedi Gojo sessizliği bozarak.Genç kadın,bedenini arkaya doğru çevirmiş;yüzü ise genç adama doğru dönmüştü.
"Neden bahsettiğimi biliyorsun."dedi Eva ise.
Genç adam birkaç adım ileriye atmıştı.Eli,tuvaletin kapısın kulpunu üstündeydi."Aklımdan birden fazla olasıklık geçiyor Bayan Franz."dedi sakin bir tavırla."Açık olmanız,daha verimli bir konuşma geçirmemize sebep olur."
"Mahito ile işbirliği yaptığımı bilmene rağmen beni tutmandaki tek amaç ne olduğumu öğrenmendi."dedi genç kadın bir adım ileri atarak."Artık herşeyi bildiğine göre,beni elinde tutman için hiçbir sebep kalmadı."
Eva,elinde tuttuğu silahı,Gojo'nun sırtına dayamıştı.Bu hamlenin onu öldürmeyecegini bilse bile,psikolojik bir hamle olarak kendini daha güçlü hissediyordu.Ayak parmaklarının üstünde yükselmiş;beyaz saçları adamın kulağına doğru fısıldamıştı."Bu kapının arkasında Naoya olmadığını,ya da bir gün beni Zen'inlere satmayacağını nerden bilebilirim?"
Gojo Satoru dudaklarına yayılan gülümseme ile seri bir şekilde arkasına dönmüş,sırtına değen silahın namlusu bu sefer göğsündeydi.Adımlarını yavaş yavaş atıyor,karşısındaki kadının da yürümesini sağlıyordu.Eva,kalçasının lavabo mermerine değdiğini hissettiğinde kaçacak bir yeri kalmamıştı.
"Sizinle bir kez olsun dürüstçe konuşalım."dedi Gojo bıkkınlıkla.Parmakları siyah bandanasını bulmuş ve onu aşağıya çekmişti.Mavi gözleri tüm şeffaflığıyla genç kadına bakıyordu.
Eva,karşısındaki mavi gözlerle ürpermesini gizleyememişti.Sağ elinde tuttuğu silahı yavaşça alçalmaya başlamıştı.O da derin bir nefes almış;büyük bir kararlılıkla karşısındaki gözlere bakmıştı.
"Müsabaka günü Sukuna'ya seslenerek Yuji'nin bedenine onu geri getirttin."diye söze başladı Gojo.Eva ise bunu onayladı.Tek bir sözü ile,Sukuna'nın ruhuna ulaşmıştı.
"Size göre pimi çekilmiş bomba gibiyim o zaman?"dedi Eva."Bombayı ne Zen'inlerin kucağına atabilirsin ne de salabilirsin.Ama imha edebilirisn öyle degil mi?"
"Seni ortadan kaldırırsam Naoya'nın kulağına çabucak gider."Gojo hiç düşünenden cevapladı.Ancak Eva bu cevaba karşılık sinirle gülmüştü.
"Yani sigortam o piç kurusu öyle mi?"diye sordu sinirle.
"Aynı dili konuşmaya başlamanıza sevindim Bayan Franz."diye karşılık verdi Gojo.Eva silahını geri yerine koymuş,işaret parmağı ile karşısındaki adamı gösteriyordu.
"Bırak palavrayı."dedi sakin bir şekilde."Kaç yıldır detektifim,ne suçlular gördüm.Yüzüne bakarak yalanlar söyleyebileceğin bir aptal mıyım gerçekten?"
Gojo,kendisine sakince konuşan kadına karşın o da tavrını bozmamıştı.Tek elini,yavaşça Eva'nın boynuna yerleştirdi.Genç kadının yavaşça yutkunduğunu hissetmişti.Gojo'nun parmakları arasında nefesinin olduğunu bilmesi onu paniklettirmeye yetmişti ancak belli etmiyordu.
"Sukuna seni böyle tutmuştu,öyle değil mi?"diye sordu genç kadın eğilirken.
Eva sesini çıkartmamış;onun bu hareketlerinin bitmesini bekliyordu.Gojo'nun parmakları gevşemiş ancak aşağıya doğru kaymıştı."Rüya sandığın her an."diye fısıldadı genç kadına doğru."Aslında eski anılarındı Bayan Franz."
Gojo'nun parmakları biraz daha aşağıya kaymış,genç kadının gömleğinden içeri,kalbinin tam üstünde durmuştu.Tırnakları,genç kadının narin teninin üstünde batıyordu."Yağmurlu bir günde,Sukuna da sana böyle dokunmuştu değil mi?"
Eva,üstünde dolaşan parmakları görmezden gelmeye çalışıyordu."Sukuna'nın her yaptığını tekrarlayacak mısın?"
Gojo genç kadının gömleğinin içende tuttuğu elini dışarı çıkarmış,kolunu genç kadının beline sarmıştı.Eva ise bir anda heyecanlanmıştı çünkü onun neyin beklediğini biliyordu.Dudaklarının üstünde hissettiği dudaklarla gözleri kapanmıştı.Kollarını beyaz saçları adamı boynuna dolamış,kendisini öpen dudakları heyecanla öpüyordu.Kolları genç adamın boynunu sımsıkı tutuyor;belindeki eller ise onu karşısındaki bedene çekmişti.
"Korkma."dedi Gojo dudaklarını genç kadının dudaklarından uzaklaştırıp boynuna bastırırken.Eva'nın ise tüm bedeni titremeye başlamış;gözlerinden yaşlar dökülüyordu.Ellerinin arasındaki beyaz saçları yavaşça okşuyordu.Gojo,bir kez daha öptü Eva'yı.Daha sonra ise dudaklarının arasından fısıldadığı kelimeler,genç kadının ağırlığının yere doğru çekilmesine sebep olmuştu.
Gojo kollarının arasına yığılan bedeni burda bırakmak istemese de yere nazikçe koyuvermişti.Eva'dan bedeninden çıkan kanlar,fayansa yavaşça yayılıyordu.Gojo Satoru,elinde tuttuğu siyah bandanayı yerde yatan bedenin üstüne bırakmış ve olay yerini usulca terketmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Born to Die//Gojo Satoru
FanfictionGojou Satoru x Oc -Rahatsız edici öğeler bulunabilir. (i don't have any character except my Oc)