Radiant 8

327 21 6
                                    

Phoenix, Yoru ve Killjoy'u Raze ile birlikte geldiklerini gördüğünde ilk başta şaşırmıştı, "Vay be! Bizim ihtiyar yine insaflı davranmış." Brimstone her ne kadar ciddi ve sert olsa da, genç ajanlara karşı -Phoenix'in de dediği gibi- insaflı davranıyordu. Tabi Brezilyalı teknisyen ise bu insafın mutluluğunu yaşıyordu. Raze dirseğiyle hafiften Yoru'nun koluna vurmuş, "Bu amigo sayesinde." dediğinde epey neşeli gözüküyordu.

Killjoy, "Üç düelist'i başıma saldığına göre, Brimstone'un bildiği bir şey olmalı-" derken bir elini çenesine koydu ve devam etti, "Ama ne?" kendi kendine düşünürken Yoru kolunu Killjoy'un omzuna attı ve lafa girdi, "Bu kadar çok düşünürsen çabuk yaşlanırsın. Bir ihtiyar yeter ve artar." derken gözleriyle arkada bıraktıkları genel komuta binasını işaret etti. Böyle rahat davranışları bir noktada Alman dahinin canını sıkıyordu. Normalde bir iş üstündeyken oldukça ciddi olan Yoru, Killjoy ile konuşurken alaycı bir tavır takınması hiç hayra alamet değildi. 

Phoenix, "Yoru haklı Killjoy. Savaşta değiliz ya, alt tarafı ısınma için-" derken koca alan o bilindik kırmızı ışıkla aydınlanmaya başlamıştı. Bir de kulağı sağır eden siren sesi... Ajanlar birbirlerine bakakaldıklarında Killjoy, "Bu hiç mantıklı değil!" diyebilmişti sadece.

Isınma alanı boş kalana kadar tüm ajanlar savaş alanına akın ettiler. Kimlerin savunmaya çıkacağı ise bir muammaydı ki, Hepsinin kulağına fısıldayan bir komutanları oldukları için şanslıydılar. Killjoy kulağına gelen sesi tam duyabilmek için bir eliyle kulağındaki cihaza bastırdı. Brimstone'un o emir veren sesi  yankılandı, "Killjoy, sova ve jett A side. Raze ve viper B side."  Emir net ve kesindi. 

Raze ve Killjoy birbirlerine bir bakış attıktan sonra hemen ayrıldılar. Onların arkasındansa Phoenix, "Bir dakika ya! Biz ne olacağız!" derken bir eliyle kendini ve Yoru'yu işaret ediyordu. Killjoy bu bağrışı duysa bile duraksamadı. Bir tereddüttü olsa bile geri adım atmadı. Ne de olsa son karşılaşmada Yoru bir anda çıkagelip günü kurtarmıştı(!) Ya da daha doğrusu Killjoy'a mani olmuştu.

Atışma sesleri duyulduğunda, çoktan Sova ve jett yerlerini almışlardı, "Bana zaman kazandırın!" diye cırladı Alman dahi. Sova sanki 'o iş bende' der gibi bakmış ve ardından, "Drone gönderiliyor."  deyip zaman kazanmaya çalışmıştı. Tabi jett o esnada dikkatlice drone'un nereye gittiğini inceliyor ve olası bir durumda müdahale etmeyi bekliyordu.

Killjoy, sırt çantasından sarmal bombalarını ve alam botunu çıkarttı. Spike alanını olabildiğince kontrol altına almak için bombaları farklı yerlere yerleştirmeye çalıştı ve girişe de alarm botunu koydu. Bu sayede arkadan gelen biri olursa haberi olacaktı. "Bir şey eksik-" derken sonunda gözcü robotunu kurmayı akıl etti. 

İstediği gibi vakit kazanmıştı ancak side tutan diğer ajanlar pek rahat görünmüyorlardı, "Üç kişiden fazlası burada." diyebilmişti Jett zar zor havada süzülürken. 

"Killjoy tuzakları kurduğuna göre işimiz kolaylaşacak. Kendinizi göstermeyin, eğer b side boş ise viper ve raze en kısa sürede burada olur." Sova'nın emri üstüne Killjoy ve jett silahlarını çekerek karşı karşıya pustular. Rus okçu ise Drone'dan sonra bir görüş oku saldı ve düşmanların nerede olduğunu anlamaya çalıştılar. Ancak okun yere değmesiyle kırılması bir olmuştu.

"Ne yani gelmelerini mi bekleyeceğiz?" dedi birden Jett. Sabırsız ve uçarı kaçarı olan jett tam bir düellcouydu ve Killjoy bundan şüphe edemeyeceğini anladı, "Savunmadayız, onların üstüne gitmemiz doğru olmaz." diye çıkışsa da, Jett yine de uçmayı göze alıp bir zıplayışta havalandı.

"Jett, dur!" Koreli radiant yerinde duramayıp bir seferde yukarı süzüldü. Düşman ekipten biri onu görmüş olacak ki, bir el silah sesi duyuldu ve Jett hafiften dengesini kaybetti ancak neyse ki, çok geçmeden iki ayağının üstüne indi.

Killjoy, kurmadığı fazladan sarmal bombayı olabildiğince a side'ın saldırı girişine doğru attı ve bombayı hızlıca aktive etti. Bu bir müddet karşı tarafı geriletebilirdi. O sırada Jett tekrar havalandı ve açılan bomba yüzünden afallayan takıma biraz hasar vermeyi başardı. Bir iki derken silah sesleri artmaya başlayınca Sova, "Destek gerek! Düşmanlar burada!" diyerek kulağındaki cihaz sayesinde Viper'a haber verdi.

Destek çok gecikmeden A side'a giriş yaptı. Raze arkadan dolanarak bir iki kişiyi almayı başardı. Geriye ise side'ın içindekileri kaldı.

Killjoy daha fazla bekleyemedi. Düşman takımında kendine göre stratejisi olsa gerekti. Alman dahi elindeki vandalın aimine dikkat ederek side'ın içinde gezinmeye başladı. Boruların olduğu tarafa yaklaştığında dürbününü açtı ve önüne odaklandı. Görünürde bir şey yok diye düşünürken, Gümbürtülü bir patlama sesi duyuldu ardından Alman dahi dayanamayarak yere yığıldı.

Arbedede silah ve çatışma seslerinin dışında tek duyulan şey, "Şifacı nerede!" diye bağıran Sova'nın sesiydi.

Sizin hikaye için önerileriniz var mı? Bunu oldukça merak ettim. Görüşlerinizi ve fikirlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz ^^

VALORANT - Dahi ve SamurayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin