Radiant 16

157 11 23
                                    

Killjoy ne olduğunu anlayamadı. Sadece telefona karşı bakakaldı ve ağzı açık kaldı. Yoru ile olan ilişkilerinin karmaşık olduğunu biliyordu ancak böyle bir mesaj geleceğini tahmin etmemişti. 

"Ne oldu Killjoy?" Raze, Alman dahinin yanına yaklaşıp telefonuna doğru eğildiğinde, Killjoy aniden telefonunu indirip teknisyen arkadaşından kaçırdı ve  saçma saçma gülmeye başladı "H-hiç bir şey!" bir yandan da ses tonuna hakim olamadı ve birazcık yüksek sesle konuştu. Diğer ajan arkadaşları salak olmayacak ki, Alman dahinin yüzündeki bu tuhaf hali anlamışlardı. Hele ki Raze, bir şeylerin yolunda gitmediğini çoktan fark etmişti. Öyle ki, Omen bile örmeyi iki saniyeliğine bırakıp Killjoy'a döndü. 

"Sen iyi misin?" Bunu soran Sova olmuştu. Killjoy onu da hemen geçiştirmek için için bir şeyler geveledi "E-evet, elbette!" ve telefonu cebine atıp mutfaktan uzaklaşmak için hızlı adımlar atmaya başladı.

Sage "Nereye gidiyorsun? Senin için atıştırmalık hazırlıyorum." Killjoy, şifacı'nın hazırladığı şeyden mahrum kalmayı göze alarak "Üzgünüm, ama sanırım teknik bir arıza olmuş. Şey de-" diye düşünürken yine zaman kazanmaya çalışarak laflarını uzatıyordu "Şey... bilirsiniz işte... şey...POLİGON!" Deyip kıkırdadı "Evet, poligondaki bazı araçlar arıza yapmış. Brimstone öyle söyledi sanırım robotların yakıtlarını kontrol etmem gerek! Hoşça kalın!" ne dediğini tam duymadan bir şeyler zırvalayıp kalabalık ortamdan tüymek için çabaladı ve en sonunda bunu başardı. Arkasında meraklı gözler ve soru işaretleri bırakarak mutfaktan çıktı.

Omen "Zamane gençleri..."

------

Yalnız kalması gerekiyordu. Ya da Yoruyu bulması... Ancak vakit kaybetmeden önce düzgünce düşünmek istedi. Yoru onunla dalga geçsin ya da geçmesin, bu konuşulanlar Brim'in kulağına giderse hiç hoş olmayabilirdi. Sonuçta bir görev üstüne orada bulunuyordu ve böylesine ilişkiler için uygun bir yer değildi.

Odasında bir ileri bir geri volta atıp ne yapacağını düşünüyordu. Mesaja karşılık ne yazacağını bile bilememişti. Yoru için bir şeyler hissediyor muydu ondan bile emin değildi. Çünkü hayatında en son ne zaman aşık olduğunu hatırlamıyordu bile. Bu hisler için kendini çok yaşlı hissetti. Oysa daha sadece yirmilerindeydi. 

Sağ elini sol bileğine götürdü "Nabız artışı normalinden hızlı." dedi kendi kendine "Terleme ve yerinde duramama-" kendinde beliren bu semptomları incelerken bir çözüme varabileceğini düşünüyordu ve sonunda ona çılgın profesör muamelesi yapanlara iki saniyeliğine de olsa hak vermişti. İki elini de yüzüne götürdü "Resmen rabaat sıcağında kalmış gibi yüzüm yanıyor!" dedi endişeli bir halle. Duygularını kontrol altına almak koca bir savunma alanını kontrol altına almaktan çok daha zor bir hale gelmişti. Tek bir bildirim ile bu hale gelmesi hiç normal değildi.

"Ne yapacağım peki?" diyerek cebindeki telefonu çıkartıp mesaj bildirimine baktı. Yanlış olma ihtimaline karşılık üst üste üç defa okudu. Ancak hiç bir hata yoktu. Yoru direkt olarak ne söyleyecekse söylemişti. En sonunda bu telaşlı halini bırakıp düzgün bir şekilde mesaja cevap vermeye karar verdi.

Killjoy, 13:24 "Sen ciddi misin?"

Evet direkt olarak bunu yazdı. Çünkü onun yapacağını hamleyi tahmin edemiyordu. Çok beklememişti ki Yoru'dan cevap geldi.

Yoru, 13:25 " şaka yaptığımı mı düşünüyorsun?" Killjoy'un kafası allak bullak olmuştu. telefonunun klavyesinde parmaklarını gezdirirken utandığını hissediyordu. Çünkü direkt olarak istediği mesajı yazamıyor ve fazlaca düşünüyordu.

VALORANT - Dahi ve SamurayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin