Alman dahi bağırmaya çalışsa da arkasından onu tutan kişi izin vermedi, "Bir sakin ol" dedi sadece rahat bir sesle. Killjoy sesi duyduğu anda kaşlarını çattı, ağzını kapatan ele baktı ve arkasını görebilmek için kafasını arkaya doğru çevirdi,
"Senin sıkıntın ne! Ne yapmaya çalışıyorsun-" Yoru tekrardan işaret parmağını Killjoy'un dudağına bastırıp "Şhhhh" deyip gözleriyle boş koridoru işaret etti. Belli ki bir şeyi gözetliyordu ya da daha çok dinliyordu. Mavili adamın bu gizemli hareketleri bir noktada Killjoy'un ilgisini çekse de, bozuntuya vermeden adamın dediğini yaptı ve bir süreliğine sessiz kalıp yorunun işaret ettiği noktaya odaklandı. Görünürde hiç bir şey yoktu ancak sesleri duymak o kadar da zor değildi.
"Brimstone neden kızgın?" diye sordu sessiz ve endişeli bir şekilde. Onun sesi olduğu çok barizdi. Birine bağırıyor gibi konuşuyor ve içeriden de başka bir tanıdık sesin kısa cevapları duyuluyordu. Önce Alman dahi Viper olabileceğini düşündü ancak Brimstone'un ona bu kadar bağıracağını hiç sanmıyordu.
Raze.
Killjoy sinirle yerinde kıpırdanıp koridora çıkacakken, Yoru yine onu tutup kendine doğru çekti, "Raze yine antrenman alanındaki robotlardan birkaçını patlatmış. Ne aptal ama! Yerinde olsam şuan onların yanına gitmezdim." Killjoy kolunu Yoru'dan kurtarıp üstünü çırptı ve bilmiş bilmiş,
"Ben gitmezsem onlar beni çağıracak. Dahi olmanın bedeli." diyerek hiç taviz vermeden koridorun sonuna, Brimstone'un ofisine doğru yürümeye başladı. Her ne kadar kendinden emin bir şekilde yürüyor olsa da arkasından birinin onu takip etme düşüncesi, Alman dahinin duraksayıp arkasına bakmasına neden olmuştu.
"Sen nereye geliyorsun?" kollarını bağlayıp arkasından gelen Yoru'ya odaklandı. Yoru, ellerini başının arkasına koymuş ve rahat bir şekilde cevap vermişti,
"Brimstone'un bu halini kaçırır mıyım sanıyorsun? O ihtiyar adamı küplere binmiş bir şekilde görmek eğlenceli olacak!" derken başının arkasındaki ellerini serbestçe bırakmış ve rahat bir şekilde yürümeye yeltenmişti Tabi bu durum pek Killjoy'un hoşuna gitmemişti ki, aniden mavili çocuğun önüne geçmişti,
"Kendine başka eğlence ara. Git bir yerlere ışınlan falan. Ya da reyna ile sohbet edebilirsin o da tıpkı senin gibi!" bunu derken epey ciddiydi ve bu kadar ciddi olması Yoru'yu epey eğlendirmişti zaten. Ancak samuray hiç çaktırmadı bu konuda.
Killjoy bütün riskleri alarak Brimstone'un ofisine girmek için kapıyı tıklattı. İçeride minik bir sessizlik olduktan sonra, yaşlı adamın tok sesi duyulmuştu, "Gel!"
Alman dahi derin bir nefes alıp içeri girdi. Raze büyük masanın hemen yanındaki tekli siyah koltukta oturup kaşlarını çatıyor, Brimstone ise büyük pencerenin orada durup antrenman alanını izliyordu.
Killjoy, odada oluşan sessizliğin nedeni olduğunu düşündükçe geriliyor ancak emin duruşunu bozmuyordu, "Savunma alanının teknik raporlarını vermek için gelmiştim. Tuzaklar ve bombalar-" derken koltukta oturan Raze'e kaymışyı gözü, "sanırım daha da güvenilir yerlere kurulabilir."
Brimstone pencereden çekilip iki mühendise doğru yürüdü, "Killjoy-" deyip masasına geçti, "Raze ile beraber antrenman yapmanızı istiyorum." dediğinde yüzünde seçilebilir bir yorgunluk vardı yaşlı askerin. Belli ki Raze'in minik(!) patlamalarından sıkılmıştı.
"Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum." dedi Alman dahi, Raze bombalar konusunda iyiydi ve Killjoy ile çok benzer yanları vardı. İşin sonunda tarete benzer bir bir cihaz ortaya çıktığında bu sefer raze ile aralaları bozulabilirdi.
Raze yediği fırçadan ötürü biraz mutsuz bir şekilde, "Görüyorsun Brimstone, tek başıma çalışmam daha iyi. Tüm ajanları toplasan bence aynı karara varırlar." dediği anda yaşlı asker direkt lafa girdi,
"Bundan sonra tek başına antrenman yok Raze! Zaten ikiniz iyi anlaşıyorsunuz bir kusur göremiyorum." Alman dahi kısa bir süreliğine olsa da Yoru'yu dinlemenin akıllıca olabileceğini düşünmüştü. Oysa sadece Raze'in yaptığı hasarı düzeltmede onu çağıracaklarını falan sanıyordu.
"İsterseniz Raze konusunda biz de yardımcı olabiliriz efendim." Odada başka bir sesi duydukları anda herkes önce afalladı daha sonra kapıya yöneldi. Killjoy arkasını döndüğü anda kapının eşiğinde Yoruyu göreceğini tahmin edememişti, "Nereden çıktı bu!" diye söylendi içinden. Raze'e göz kulak olma sorumluluğu ona yetiyordu zaten.
"Siz mi?" diye sordu Brimstone ve ardından Yoru devam etti,
"Phoenix ve ben. Ne kadar çok göz olursa o kadar çok tedbir olur." derken yüzünde belli belirsiz bir sırıtış vardı ve Killjoy bundan hiç haz etmedi. Raze ise heyecanlı bir şey şekilde koltuktaki oturuşunu düzeltti. Brimstone gözlerini kısıp karşısında duran gençlere tek tek baktı. Pek emin olamasada bir karar aldı,
"Öyle olsun. Bakalım ne kadar işbirlikçi olacaksınız görelim." Raze alınan karardan mutlu olmuş gibi aniden koltuktan kalkıp ellerini bol pantolonun ceplerine soktu,
"Eğlenceli olacağına eminim." deyip yerinde sallandığında Killjoy devreye girdi, "Dur bakalım! Antrenmanları ciddiye alıyoruz, o yüzden eğlenceden çok çalışma göreceğiz." Brimstone dirseklerini masasına dayamış, göz ucuyla Killjoy'a bakıp babacan bir halle gülümsemişti. Öğrencisinin bu kadar ciddi olması hoşuna gitmiş olmalıydı. Raze ise kıkardadı ve kısık bir sesle, "Tabi kii." diye geveledi. Pek güvenilir bir kabul etme biçimi değildi bu.
"O zaman çıkıyoruz efendim. Eğer bir işe ihtiyacınız olursa-" derken Brimstone Alman dahinin lafını böldü, "Elbette Killjoycuğum. Bir şey lazım olursa sana haber veririz." Alman dahi anlamış gibi başını yukarı aşağı salladığında ajanlar ofisten çıktılar. Ofisin kapısı kapanır kapanmaz, Killjoy anında Yoru'nun kolunu tuttu,
"Bu ne şimdi! Senin boyutları arası gezdiğini düşünüyordum." Yoru bunun üstüne umursamazca güldü,
"Ben öyle bir şey söylememiştim. Nereden çıkardın bunu?"
"Bilmem, işin bu değil mi?"
"Bugünlük değil." İkisinin atışmasından sıkılan Raze, ikisininde kolundan tutup, "Hadi Antranmana Amigolar!" deyip koridorda sürüklemeye başlamıştı.
Bölümlerin geç geldiğinin farkındayım ve bunun için özür dilerim :'( Öğrenci olmak desem bence birçoğunuz durumumu anlayacaktır. Ne yazık ki ödevlerim çok fazla ve sınav haftası geldi mağlumunuz. Ancak elbette burayı unutmadım :) Zamanım yettikçe yazmaya devam edeceğim takipte kalın :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VALORANT - Dahi ve Samuray
Fanfic"Senin şu bilim işleri de fena değilmiş ha killjoy?" Alman dahi elindeki sarmal bombayı yerleştirdikten hemen sonra samuraya cevap verdi, "Sen fazla düşünme, o benim işim." Killjoy ve Yoru hakkında yazılan ilk hikayedir! 23.02.2021 *Tam olarak oyunu...