Bölüm 1 Part 4

13 4 0
                                    


"Hikayemin başarı kazanması ve neticesinde basılması için lütfen oy verip yorumlar atarak destek olun. Seviliyorsunuz. İyi okumalar."

"Erken bitti" dedi Ada, gelen arkadaşlarının maskelerini çıkartmasını izlerken. Bütün olay boyunca o, dışarıdaki pürüzleri temizliyordu. Ne de olsa Sami'nin bütün adamları o odanın içerisinde değildi. Ada'nın görevi dışarıdaki adamları bayıltmaktı. Ve bunu en güzel şekilde yapmıştı. Hayvan yatıştırıcı iğneyle.

"Fazla uğraştırmadılar sağ olsunlar." Rüzgâr çıkardığı maskesini yerde baygın halde yatan adamlardan birisinin üzerine fırlattı. "Adamların gözlerinin önünde gaz bombaları yerleştirdim etrafa, birisi bile fark etmedi."

"Kanka onları ben bile fark etmedim." Dedi Ege gülümseyerek. Hep birlikte arabaya doğru ilerliyorlardı. "Planı bilmesem adamların tepkisinin aynısını ben de verirdim."

O anda bir ses geldi. Hepsinin aşina olduğu bir sesti bu. Patlama sesi. Silahın patlama sesi. Birisi onlara ateş etmişti.

Grup anında ilk buldukları yere saklandılar. Mekân orman yolunun kenarındaydı ve her yer ağaçtı. Saklanmak için en iyi şeylerden birisiydi ağaç. Ama sadece belli bir süre için.

"Yaralanan var mı?" diye sordu Ege. Her zaman kendini değil de diğerlerini düşünürdü. Ada bu vicdanının bir gün başına iş açacağını söylese de Ege bunu değiştiremiyordu. Vücudunun yüzde sekseni vicdandan oluşuyordu sanki. Öyle ki Ege bu soruyu sorarken kendi vücuduna bakmamıştı bile.

"Bende bir şey yok" dedi Rüzgâr üzerini iyice kontrol ederek. Kan ya da başka bir şey aramıştı ama bir şeyi yoktu.

Ada "ben de sağlamım" deyince yavaş yavaş saklandıkları yerden kafalarını uzatarak ateş eden kişiye bakmaya çalıştılar. Ve tam o anda o kişi yeniden ateş etti. Mermi Rüzgar'ın saklandığı ağaca gelmişti ve hepsinin ödünü koparmıştı. Yeniden ağacın arkasına saklanan Ege sessizce "erkek" dedi. "Adamlardan birisi. Ada? Bayılmamışlar mıydı bu adamlar?"

"Ne bileyim atlamışım herhalde," dedi sessizce. "Ne var? Siz içerde beş altı adamla ilgilenirken ben on beş adamla ilgilendim. Arada bir tanesini unutmuşum."

"Neyse ne. Nasıl kurtulacağımızı düşünün." Rüzgâr haklıydı. Adam problem değildi, bir şekilde kurtulurlardı ama birazdan polisler gelecekti ve polislerin onları görmemesi lazımdı. Yüzlerinin deşifre olmaması lazımdı.

"Kenan ekibini alıp çıkmış" dedi Ege telefonunu cebine sokarken. "Buradalar birazdan."

Kenan, grubun polis arkadaşıydı. Üçü nasıl çocukluktan beri arkadaşsa Kenan da onların çocukluk arkadaşıydı. Ama o polis olmayı seçti. Bu nedenle de grupla hiçbir zaman vakit geçiremedi. Çünkü grup, çetelerle uğraşıyordu ve bunu illegal yollarla yapıyorlardı. Kenan bu işe karışamazdı.

Fakat arkadaşlarını bırakmamıştı. Hala birlikte çalışıyorlardı ve bunu en gizli şekilde yapıyorlardı. Grup çetelerin içine girerek onları ele veriyor, Kenan ise o çeteyi yakalıyordu. Bu yolla Kenan iki kere terfi almıştı ve hala kimse bu işte nasıl bu kadar iyi olduğunu bilmiyordu. Kimse Kelebekler'in gizli üyesi olduğunu bilmiyordu. Zaten kimse Kelebekler'in kim olduğunu da bilmiyordu. Sadece ismi dolaşıyordu etrafta.

"Arabaya gidemeyiz" dedi Ada, arabayı park ettiği tarafa doğru bakarak. "Çok uzakta ve gidene kadar polislerle karşı karşıya geliriz. Ormana girmek zorundayız."

"Sonra ne olacak?"

Ada omuzlarını yukarı kaldırıp bırakarak Ege'ye baktı. "Yola çıkar otostop çekeriz. Bizim arabayı didik didik edeceklerinden başka araba bulmak zorundayız."

Kelebeğin DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin