1.5

336 40 17
                                    

Arden hala Berk ve ben dışında diğerlerine tripli olduğu için kantinde üçümüz diğerlerinden ayrı bir masada oturuyorduk. Eh benim de Uzay ile konuşmak istediğim söylenemezdi gerçi.

Önümde duran yemeği yemek yerine çatalımla oynarken bir yandan da Arden'in dünden beri geçmeyen siniriyle aynı olayı 850. Kez Berk'e anlatmasını dinliyordum.

"Ya nasıl izinsiz mesajlarımı okumaya cesaret edebilir ya?"

"Haklısın Arden, o da anlamıştır hatasını zaten." diyen Berk sonrasında da bakışlarını yemeğiyle oynayan bana çevirdi. "Hayırdır, senin neyin var? Seni de mi sinirlendirdi yoksa?"

Başımı olumsuz anlamda sallayarak çatalı tabağıma bıraktım. "Ben doydum, sınıfta takılacağım biraz. Görüşürüz sonra." diyip ikisinin de konuşmasına izin vermeden yemekhaneden çıktım.

Bilinmeyen numaranın dedikleri doğruydu. Ne kadar etrafımdakilere kırılırsam kırılayım bunu onlara yansıtmadan içimde yaşardım. Doğal olarak onlar da kırıldığımı fark etmezler ve bilmeden de olsa beni üzmeye devam ederlerdi. Bunu doğduğumdan beri yaşadığım kimse anlamamışken takma adıyla Kamyoncu Rüştü Abi'nin anlamasına cidden şaşırmıştım ama asla dediklerinin doğru olduğunu kabul etmiyordum.

Beni düşüncelerimden ayıran şey birden bir bedene çarpmamdı. Hızla geri çekildiğimde kafamı kaldırıp bana yukardan bilmiş bilmiş bakan Emir ile karşılaştım. "Hayırdır, çok beğendin bana çarpıp durmayı sanırım?" dedi alay dolu sesiyle ve göz kırptı.

Ben de gözlerimi devirirken konuştum. "Yaa, ne demezsin, bayılıyorum sana."

"Biliyorum bana bayıldığını." Dediğine aldırmadan elimle önümden çekil işareti yapıp konuştum. "Hadi, çekil. Seninle uğraşasım yok."

"Üzüyorsun beni ama, benim seninle uğraşasım vardı." diyip dudaklarını bir bebek gibi büzen Emir'e bugün milyonuncu kez gözlerimi devirdim. "Gözlerini devirme."

"Emrin olur paşam." diyip yanından geçip gitmek için yürüdüğümde el bileklerimden beni tutup durdurdu. Bu hareketine karşılık sertçe "Ne var?" diye başımı tekrar ona bakabilecek kadar havaya kaldırdığımda kaşlarını çatmış bir şekilde bana baktığını gördüm.

"Moralin mi bozuk senin?

"Nereden çıkardın?"

"Normalde bana bu kadar laf sokmadan duramazsın, bir şey mi oldu?"

"Olmadı." diyerek ellerimi ondan kurtarıp hızla sınıfa doğru ilerlemeye başladım. Sınıfa girip sırama oturduğumda sınıf kapısından girip yanıma doğru ilerleyen Emir ile yine gözlerimi devirdim ve kollarımı bağlayarak ona bakmaya başladım. "Ne istiyorsun?"

"Moralin bozuk olunca da hiç çekilmiyormuşsun."

"Sana çek diyen mi oldu?" dedim sinirle. O ise bir elini saçından geçirirken gülümseyip önümdeki sıraya ters bir şekilde oturdu. "Hep böyle sinirli misindir?"

"Sevmediğim insanların yanında mı? Evet."

"Beni tanımıyorsun ki. Sevip sevmeyeceğini zaman gösterir."

"Senden çok sevilmeyecek enerji alıyorum. Kesin sevmem ben seni."

Emir serçe parmağını yüzüm hizasına getirip konuştu. "Var mısın iddiaya?"

Ben de hızla kollarımı birbirinden çözüp serçe parmağına serçe parmağımı geçirdim ve kendime güvenen ses tonumla kaşlarımı kaldırarak onu cevapladım. "Varım."

Kar Tanesi|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin