1.9

278 27 3
                                    

"Ee, planımız ne?" diyen Okyanus'a ilk Arden cevap verdi. "Ben Burak ile takılacağım." Ardından Berk konuştu. "Benim spora gitmem gerek."

Okyanus bu sefer de diğer tarafında yürüyen Uzay, Ege ve bana baktı. "Benim özel dersim var kanka." diyen Uzay'da da iş olmadığını anlayan Okyanus son bir çare bana döndü. "Ben boşum."

"Ben değilim, son güne bıraktığım ödevleri yapacağım." diyen Ege ile sadece Okyanus ve ben kalmıştık takılabilecek insan.

"Aman, bok yiyin hepiniz. Hem benim Dolunay'ım yeter bana." diyerek öpücük atan Okyanus'a ben de geri öpücük atıp koluna girdim. "Hadi gidelim, bana bir yemek ısmarlarsın artık."

"Eeeh, bilemedim şimdi senle takılmak ister miyim?" diyen Okyanus'a herkes gülerken biz hepsine el sallayıp önden yürümüş ve diğerleri sola dönerken biz sağa dönüp bir caddede sıralanmış kafe ve yemekçilerin yolunu tutmuştuk.

"Ee bu güzellik bugün karnını neyle doyurmak ister?"

"Şey mi yesek, döner?"

"Olur, Ahmet Abi'nin oraya o zaman. Uyar mı?"

"Uyar uyar. Senin kız seni ekti mi? İlk defa okul çıkışında boşsun."

"Benim kız kim?"

"Bilmem, herhangi biri olabilir."

"Yok ya, kız detoksuna girdim."

"Tam bir Okyanus Kaya hareketi." dediğimde masaya oturmuştuk. Okyanus ikimiz adına da sipariş verdiğinde dirseklerimi masaya yaslayıp başımı da ellerimin arasına alıp konuşmaya devam ettim. "Ben sana bir şey sorabilir miyim?"

Okyanus iki parmağıyla burnumu sıkıp başını salladı. "Sor minnoş."

"İnsan birini sevdiğini anlayabilir mi?"

"Bilmem. Ben kimseye sevgi kadar güçlü bir şey hissetmedim, en fazla hoşlanmışımdır yani. Sen niye soruyorsun bunu?"

Omuzlarımı silkerek cevapladım. "Hiç, merak ettim."

"Dökül dökül, öyle merak diyerek kurtulamazsın."

"Ya yok kimseyi sevdiğim falan. Merak ettim sadece daha önce hiç öyle şeyler hissetmediğim için."

"Bak, ilk önce biri ilgini çeker sonra pat kendini ondan hoşlanırken bulursun."

"Ee sonra?"

Omuz silkerek konuştu ve sandalyesine yaslandı. "Dedim ya, en fazla bu aşamaya kadar geldim ben de." Bu sırada önümüze gelen tabaklarla ikimiz de bu konuyu kapatıp yemek yemeye başladık.

Yemeklerimizi bitirdiğimizde Okyanus karnını ovarak arkasına yaslanıp konuştu. "Ne yedik be, 6 aylık hamile gibi gözüküyorum."

"Hesap da elinden öper, hadi canım." diyerek onu kaldırıp kasaya gidip hesabı ödemesini sağladım. Okyanus geri geldiğinde ben de ayaklanıp çantamı sırtıma taktım ve birlikte dışarıya çıktık.

"Ee, şimdi ne yapacağız?" diye sordum başımı Okyanus'a çevirip.

"Of, eve mi gitsek? Dışarıda yapılacak bir şey aklıma gelmedi."

"Size gidip oyun oynayalım mı? Bizde Uzay salonda yapıyor özel dersini."

"Ezilmek istiyorsun herhalde yine, bana uyar."

"Aynen, sonrasında da böyle konuşabilecek misin bakalım."

"Kızım sen anlayamadın herhalde, Okyanus Kaya bu hayatta hiçbir şeyi kaybetmez." diyerek göz kırpan Okyanus'a göz devirip duraktaki boş yere oturup beklemeye başladım. Çok geçmeden gelen minibüse binip boş bulduğumuz yere oturmuştuk.

"Dolunay, sen neden sordun bana sevgi işini?" diye soran Okyanus'a dönüp tekrar omuz silktim.

"Dedim ya öylesine diye."

"Öylesine diyerek benden kurtulamayacağını biliyorsun. Söz veriyorum aramızda kalacak, anlat bakalım artık neler olduğunu."

"Bir şey olduğu yok Okyanus. Sadece bir insan bir başka insanı nasıl o anlamda sevebiliyor merak ettim."

"Bu kadar mı?" diye tek kaşını kaldırarak şüpheyle bana bakan Okyanus'tan sonra başımı olumsuz anlamda sallayarak derin bir nefes aldım.

"Biri yazıyor da bana gizliden, beni seviyormuş öyle diyor."

"Oha, sen neden bunu şimdi söylüyorsun?"

"Ortalığı karıştırmak istemedim. Lütfen başka kimseye söyleme olur mu?"

"Söylemem, ama bir şartla. Telefonunu ver de şu lavuğun yazdıklarına bakayım bir." Bakışımla telefonumu asla ona vermeyeceğimi anlayan Okyanus ardından konuşmaya devam etti. "Tamam tamam verme, ama bir şey derse, üzerse falan seni bana söyle hemen olur mu?"

"Tamam, söylerim. Aramızda kalacak değil mi?"

"Tabiki de aramızda kalacak minik." diyerek güven veren bir gülümsemeyle bana döndüğünde ben de gülümseyip kafamı omzuna yaslamış ve yolun geri kalanını böyle geçirmiştim.

Eve geldiğimizde Okyanus'un kapıyı açmasıyla içeri girip çantamı bırakmış sonrasında da kendimi televizyonun hemen karşısındaki koltuğa atıp her zaman ortadaki masada duran oyun konsolunu elime almıştım.

"Nesine oynuyoruz?" diye sorduğum soruyla Okyanus oyunu başlatıp omuz silkti. "Nesine istersen."

"İyi, sonrasında düşünürüm. Nasıl olsa ben kazanacağım zaten."

dolunayçağlayan: Oyunu ben yendiğim için üzgün olduğundan poz vermek istemiyormuş 🥺

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

dolunayçağlayan: Oyunu ben yendiğim için üzgün olduğundan poz vermek istemiyormuş 🥺

Sonunda yepyeni bir bölüm atıyorummm. Hepiniz umarım iyisinizdir. Ben kitap yazmayı resmen unutmuşum tutuldum kaldım yazarken jdjxkskxke. Bu da demek oluyor ki çok saçma bölümler sizi bekliyor djjxksdkls.

Kar Tanesi|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin