Final

726 70 57
                                    

Gitmenin, kaçmanın korkaklık olduğunu söylerlerdi insanlar, ben ise bunun doğru olmadığını düşünüyorum. Zorluklardan kaçmak tabi ki korkaklık olarak görülebilir ama o zorluk sizin değiştiremeyeceğiniz bir şeyse sizi yiyip bitirmesine izin vermek aptallık. Defalarca ailemin yanında kalsaydım ne olacağını düşündüm ilk zamanlarda ve sonu her türlü kendimi kaybetmemle sonuçlanıyordu. İlk zamanlar korkaklığım yüzünden kaçtığımı düşünürdüm şimdiyse cesur olduğum için kaçtığımı düşünüyorum.

Seonghwa'nın annesi gitmememiz için Seonghwa'yı ikna etmemi istediğini söyledi. Bu sefer benden nefret eder bir hali yoktu hatta özrü içtendi. Ben de neden olduğunu bilmesem de özür dilemiştim. Seonghwa da bu hoş ortamda birbirimize girmeyeceğimize emin olunca lavaboya gitmişti. Gittiği gibi de Bayan Kim gitmekten vazgeçin lütfen demişti.

Seonghwa babası yönünden ne kadar şanssız ise üvey annesi yönünden o kadar şanslıydı. Kadın gerçekten oğlu gibi görüyordu onu. Ve gözlerine baktığımda ona hayır biz gideceğiz demek yerine önümüzde haftalar var daha belli değil demiştim. Muhtemelen buna o da inanmadı ama sessiz kalmayı tercih etti zaten o sırada da Seonghwa gelmişti.

Seonghwa'nın ve benim gidecek oluşumuz kesindi. Hatta abimle bile konuşmuştum bu yüzden. Doğrusu Seonghwa ile konuştuğumda beni aramaya ikna etti. Mingi bunu duyduğunda benimle bir saatlik bir küslük yaşadı çünkü yıllardır abimi aramamı söylerken dilinde tüy bitmişti ama ben hiçbir şey yapmamıştım.

Abimi hiç savunmaya çalışmadığım için utanıyordum aslında. Ailemizin nasıl hem ırkçı hem homofobik olabildiğine şaşırdığım kadar ikimizin de nefret ettikleri şeyler yapmamızı komik de buluyordum. Abim Japon bir kızla evlenerek ben ise bir erkekle sevgili olarak onların nefretini kazanmıştık. Ve ikimiz ailemizin aksine ne ırkçı ne de homofobik değildik neyse ki. Bunları bu güzel günde düşünmek istemiyordum. Zamanımı geçmişle harcamak istemiyordum.

Son kez bir sınava girmiştim üniversitede. Zamanın tuhaf bir kavram olduğu doğruydu. Üniversitedeki son yılımın en başında okulun nasıl biteceğini düşünürken şimdi son kez bir sınava girmiştim. O gün kendi aramızda son kez birlikte kampüste olmak için anlaşmıştık. Ve sınavımın bitmesiyle kendimi sözleştiğimiz yere atarken bulmuştum. Hava yavaştan sıcaklığını gösterdiğinden büyükçe ağacın gölgesinde uzanmak iyi gelmişti.

Seonghwa'nın da son sınavında olduğunu bildiğimden ayrı bir mutluydum. Her ne kadar aynı evde olsak da final haftasında ve öncesinde o kadar çalışıyordu ki onu özlemiş hissediyordum. Ben ise genellikle onun gibi çalışıyordum ve stüdyoda uygulamalı derslerim için ayrıca çalışıyordum tabi. Diğerleri de bizim gibiydi doğrusu hepimiz görüşsek de sekizimizin aynı anda bir arada olmasını seviyordum.

Ayak sesleri ile birlikte gözlerimi sese doğru çevirdim. Seonghwa Yeosang ile birlikte konuşarak geliyorlardı. Yeosang gülümseyerek dil çıkardığında ben de gülümsedim. Gelip oturduklarında "Ne oldu?" Dedim Seonghwa gözlerini devirdi. "Ondan düşük not alabileceğimi söyledim. Biraz kötü geçti de sınav." Dediğinde güldüm. "Sonunda onu bir derste de olsa geçeceğim." Dedi.

Yeosang'ı anlıyordum gerçekten 98 alıp ağlayan gıcık bir çocuk çalışkanlığı vardı ve 4 yıl boyunca bu kadar serseri takılıp böyle yüksek notlar alması insanı gıcık da ediyordu."Tebrikler şimdiden." Diyip Yeosang'ın omzunu sıvazladım. "Sevgilin için üzülmen gerekiyor. Yeosang'ı tebrik etmen değil." Diyerek bana sarıldı. "San'a mesaj atsana Yeo bize içecek bir şeyler alsın." Dedi Başımı öptükten sonra. Yeosang telefonda mesaj atarken aynı zamanda "San neden senle gelmedi hyung?" Diye sordu. "Wooyoung'u bekliyor. Bunun saçma olduğunu söyledim ama beni umursamadı."

"Sevgili olduktan sonra insanlar birbirlerini daha çok görmeye çalışır hong. Ben de her gün seni görmek için geliyorum." Dediğinde "Sen de saçmalıyormuşsun ama bu son buraya gelişin." Dedim. "Evet sene sonu oldu ve sen benim yanıma bir kez bile gelmedin. Ben olmasam bu ilişki olmazdı." Dediğinde gözlerimi devirdim. "Senin eski takıldıklarını görmeye hevesli değilim. Hem yapmasaydın söyleyeceksen. Sanki ben mi söyledim her gün gel diye?" Dedim.

First Love✔|Seongjoong Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin