Seonghwa ile çıkıyor gibiydik. Gibisi fazla çıkıyorduk. Kafeden ayrıldıktan sonra benimle okula kadar yürümeyi istese de gerek olmadığını söylemiştim. Okuldaki dersten sonra da stüdyoya uğrayıp çalışmıştım. Akşam eve geldiğimde yorgun olduğum için Yunho yemeği Mingi ile yapmaya karar verdi. Ben de Yunho ve Mingi'nin yemek yapmaya çalışmalarını izliyordum.
Tatlı olduklarını düşünsem de arada oynaşmaları kendimi üçüncü teker gibi hissettiriyordu bunu onlar söylemesem bile benim sap oluşum onları da rahatsız ediyordu. 4 yıl boyunca bana birilerini ayarlamaya çalışmışlardı ve ben hepsini çeşitli nedenlerle reddettim. Şimdi de en olmayacak adamla çıkmaya başladım.
Aklımdan Seonghwa ile çıkmaya başladığımı söylemek geçse de nasıl yapacağımı bilmiyordum. Onlara bu meseleyi doğru düzgün anlatmam gerekiyordu. Ortada yanlış anlaşılmalar vardı. Onlara anlatırken Seonghwa için Yeosang'ın takıntılı psikopat platoniği imajı çizmiştim. Ama söylediğim gibi biri değildi.
Direkt konuya girmeye karar verdim. "Bugün Seonghwa ile konuştuk. Çıkıyor gibiyiz. Deniyoruz işte." Dediğimde yemek yapmayı bırakıp bana döndü ikisi de. Mingi Yunho'ya bakarak "Bu senin suçun. Bizden izin almaya çalışıyor galiba şu an." Dediğinde kaşlarımı çattım.
"Ne izni? Sadece haber vereyim dedim." Yunho'ya baktığımda dünkü gibi sinirli durmuyordu. Mingi "Hızlı çıktın Hyung." Dediğinde gözlerimi kısıp Mingi'ye kötü kötü baktım. İfademi düzeltip Yunho'ya baktığımda ise kendini gülmemek için zor tutuyor gibiydi. "Hyung öyle bakma yavru köpek gibi duruyorsun. Dün için özür dilerim. Senin aptalca şeyler yapmayacağını biliyorum. Bana ebeveyn muamelesi yapmayı bırakın." Dediğinde gülmeye başladım. "Karma gerçekmiş." Dedim.
"Özür dilemelik bir şey yok seni anlıyorum. Seonghwa ile ilgili dedikoduların doğru olmadığını düşünüyorum, inanıyorum. Onunlayken yaptığı şeylere göre emin olacağım. Ve Yeosang'a aşık saplantılı biri değil gibi. Onu 24 defasında da tam dinlemediğimi fark ettim. Yani denemeye karar verdik." Dedim. Hala aval aval baktıklarından "Her neyse yemeği yakmayın devam edin ben anlatırken."
Mingi sessiz olduğunu sanarak "Bir şeyin ucundan da sen tutsan keşke." Dediğinde duymamış gibi davranmaya karar verdim. Yunho "Hyung bizimle şu adamı ne zaman tanıştıracaksın." Dedi. "Bilmem. İkinizde gördünüz biliyorsunuz. Woo da gördü zaten. Okulda tanışırsınız zaten hepiniz ayrıyetten." Dedim.
Mingi "Wooyoung Seonghwa'yı tanıyormuş zaten hyung?" Dediğinde Yunho'nun tezgahın altından Mingi'ye tekme atışı şüpheli duruyordu. "Neden endişelisin yunho?" Dediğimde gözlerini kaçırdı ve yemekle uğraşmaya başladı. "Mingi lütfen açıklar mısın?" Dediğimde Yunho'ya bakıp omuz silkti.
"Seonghwa'ya numaranı ve adresini Wooyoung vermiş. Ve Yunho'yu yumuşatmaya çalıştı bugün. Seonghwa'yı uzun zamandır tanıyormuş ve bize güvence verdi." Dediğinde şaşırmıştım. Ona Seonghwa'nın dedikodusunu yaparken sessiz kalıp gülmek dışında bir şey yapmamıştı. Ama Yunho'ya onu savunmuştu.
"Neden o zaman bunca zamandır arkadaşını savunmadı?" Dediğimde Yunho araya girdi. "O herkesle arkadaş ve emin ol bizim arkamızdan da dedikodumuzu aynı şekil dinliyordur. Hem kötü bir şey demiyordun ki." Başımı salladım.
"Egoist,saplantılı,deli demiştim ve bunlar kötü değil mi?" Dediğimde Mingi "Nefretle başlayan bir aşk olacak işte ne güzel. Salata bitti yuyu soslamayı sen daha iyi ayarlıyorsun." Diyip yanıma oturdu. Yunho "Yemek de hazır olur şimdi. Kötü olursa yemezsiniz." Dediğinde sevimlice gülümsemeye çalıştım.
"Mingi ve ben kötü yemek yapıyoruz demeye çalıştım dün. Sen çok güzel yemek yapıyorsun. Her şeyde iyisin." Dedim ve ilk defa yalakalık yapmak için değildi övgüm. Mingi yanımdan kalkıp Yunho'ya arkadan sarıldı. "Evet sevgilim aşırı yetenekli." Dediğinde gülümsedim güzel görünüyorlardı. "Ben çıkayım isterseniz?" Diye takıldığımda Mingi "Senin sevgilin olduğu zaman sana da böyle davranacağım hyung." Dedi.