Giyuu:
Yine şafak söküyordu ve bir gece görevinin daha sonuna gelmiştik. Yanımda Kyojiro vardı. Gece boyu beraber hareket edip iblis avlamıştık. Havada hafif ve serin bir esinti vardı. Bir anlık içimi ürpertmişti bu tatlı esinti. Bir yandan da ağaç yapraklarından çıkan o eşssiz hışırtı kulaklarımı dinlendiriyor ve güzel, rahatlatıcı bir ses çıkartarak ruhumu besliyordu.
"artık yola koyulalım mı Giyuu?" dedi Kyojiro. Başımla onay verdim ve yavaş yavaş Oyakata-sama'nın yanına gitmek ve Hashira toplantısına yetişip bir sonraki emri almak için yola koyulmuştuk. Kyojiro'yla uzun bir süreye aşkındır tanışıyoruz. ancak ilk defa bu kadar içli dışlı olmuştuk. Açıkçası benden hoşlanıyormu bilmiyorum. Ancak nefret ettiğini zannetmiyorum. Çünkü çok cana yakın olduğunu söyleyebilirim. Çevreye karşı pozitif ve insana güven veren bir enerjisi var. İblis avcılığı konusunda da olağnüstü derecede başarılı. Son zamanlardaki ortak görevlerimizde benim bile ağzım açık kalıyor. Nasıl bu kadar yetenekli hiç bir fikrim yok. Ancak müthiş bir azmi ve savaşma ruhu var. Ben onu yanında sönük kalıyor gibi hissediyorum. Özellikle Shinobu onu hayranlıkla izlediğinde. Sönük kalmak pek umrumda olduğu söylenemez lakin Shinobu'nun gözü önünde, Kyojiro'nun yanında sönük kalmak çok canımı yakıyor.Oyakata - sama'nın evinin güzergahında yolu yürüyorken aramızda Kyojiro ile sessizlik vardı. Tek gürültü kuşların cıvıltıdıydı. Derken birden Kyojiro sessizliği bozdu.
(Kyojiro) - Yoruldum! (gerilerek ellerini kenetleyip ensesine yasadı) oyakata-sama toplantıda neyden bahsedecek acaba? Toplantıdan sonra belki eve uğrayıp biraz kestiririm. Hem de babamla kardeşimi görmüş olurum . Oyakata-sama'nın emiri aldıktan sonrada yola çıkarım. (giyuu 'ya döner) Sen ne yapmayı düşünüyorsun Giyuu?
(Giyuu) - Açıkçası pek yorgun hissetmiyorum. Sayende ben kılımı bile kıpırdatamadım. Bu yüzden toplantı yaptıktan ve emiri aldıktan sonra direk yola çıkarım diye düşündüm.
(Kyojiro) - Ne alakası var?! sen orada olmamış olsaydın ben belki de hala orada İblislerle mücadele ediyor olurdum. Üstelik şuan ki halimin aksine ağır yaralanmış olabilirdim.
(Giyuu) - Çok alçak gönüllüsün.
(Kyojiro) - Sende öylesin.
Kyojiro'nun yüzündeki her zaman ki tebessümüyle yürümeye devam ettik. Tekrar birkaç dakika sessizlik yaşadık. Bu sessizliği yine Kyojiro bozdu. Yüzünde çözümleyemediğim, ilginç bir gülümsemeyle, başka tarafa bakarak konuştu.
(Kyojiro) - Shinobu-san'la aranız nasıl?
Birkaç saniye Duraksadım. Neden Shinobu'yu sormuştu?
O da Shinbou'dan mı hoşlanıyodu? Yoksa ben farkında olmadan ona bu konuda açık mı göstermiştim? Yoksa kendisi mi anladı? Eğer oda Shinobu'dan hoşlanıyosa ne yapacağım? Shinobu ona boş değil. Ya çıkarlarsa? Onları beraberken görmek istemiyorum. Dur! Belki de hoşlanmıyordur sadece Shinobu'nun duygularını fark etmiştir ama nasıl onu reddedeceği konusunda bana danışacaktır... Ne! Benim gibi bir asosyale mi danışacak? Bu sorular yüzünden kafayı yiyebilirim. En iyisi ona neden bu soruyu sorduğunu sormak.(Giyuu) - (her zaman ki yüz ifadesini takınmaya çalışarak) Durduk yere neden bunu sordun ki? Ayrıca Özellikle neden Shinobu ?
(Kyojiro) - Aranız sanki, önceye kıyasla birbirinizden uzaklaşmışsınız gibi hissettim. Önceden böyle değildiniz. Sanki birbirinizden kaçıyorsunuz.
(Giyuu) - Ben herkese karşı böyleyim. Ayrıca Shinobu'da kaçıyorsa fark etmedim. Nedenini de bilmiyorum.
(Kyojiro) - (tek kaşın kaldırıp imalı bir gülüş attı) Madem ki herkese karşı böylesin ve madem farketmedin , neden bu kadar tedirgin oldun o zaman? Neden soruma cevap vermek yerine soruya soruyla karşılık verdin. İlk sorduğumda bu cevabı verebilirdin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demons slayer 🦋 Pul kanatlım 🦋 Giyuu X Shinobu (DÜZENLENİYOR)
FanfictionTıpkı bir kelebek gibiydin. Güzel, narin ama bir o kadar tedirgin. Sanki ufacık bir hareketimle benden uçup gidecekmişsin, sanki aramızda olan o mesafeyi daha da açacakmışsın gibi hissediyorum. Halbuki ben zararsız bir çiçeğim. Benim nektarım sanki...