Shinobu :
Tomioka-san bayıldıktan sonra akşama kadar uyumuştu. Oyakata-sama bu olayı duyunca Tomioka-san'ı ziyaret etti. Toplantıyı Tomioka-san olmadan yaptık. Rengoku-san'a gelecek olursak Tomioka-san bayıldığından beri bana tuhaf tuhaf sorular soruyordu. "Giyuu ile en son ne konuştunuz, Giyuu sana bir şey söyledi mi? ..."ve bunun gibi bir sürü soru sormuştu. Açıkçası neden bu soruları sordu çözebilmiş değilim. Neden sorduğunu Yanlızca kendisi bilebilir. Tomioka-san'ı ziyarete gittim ancak hala bilnçsizdi ve ateşi çok yüksekti. Gece boyunca da baygındı ve onunla ben ilgilenmek istedim. Açıkçası o bayıldığından hiçbir şey yapamadığım içinde biraz vicdan azabı çektiğim. Bu yüzden de onunla ilgilenmek istedim. Güç bela ateşini düşürmüştüm. Gün yeni doğuyordu ve şuanlık Tomioka-san iyiydi. istemsizce gözlerim kapanıyordu. Birazcık kestireyim dedim ve bir sandalye alıp
Tomioka-san'ın yatağının yanına çektim. Böylece herhangi bir şey olursa hemen uyanabilirdim. Tam uykuya dalacakken Rengoku-san geldi. Bana selam verdi. O da Tomioka-san'ın yatağının kenarına bir sandalye çekip oturdu.(Kyojiro) - hiç uyanmadı değil mi?
Diye sordu Rengoku-san.
(Shinobu) - hayır ama anladığımız kadarıyla da ciddi bir şeyi yok. Sadece biraz bitkin düşmüş, kendini çok yormuş olmalı.
(Kyojiro) - Bu ruhsal bir yorgunluk mu?
(Shinobu) - Açıkçası o da olabilir ancak yeni görevden geldiği için ben bedenen bir bitkinliği olduğunu var sayıyorum. Ayrıca Tomioka-san bazı şeyleri pek kafaya takacak gibi birisine benzemiyor.
(Kyojiro) - Herkesin bir derdi, sıkıntısı vardır. Kişilerin aklını okuyamayız Shinobu-san. Mesela sen, senin dert ettiğin veya canını sıkan bir durum yok mu?
O öyle söyleyince kalp atışım hızlandı. Şaşırmıştım. Evet, benim en büyük derdim şuanda ablamın intikamını almak ve ondan sonraki en buyük derdim sizsiniz Rengoku-san. Ama bunu size şuan nasıl açıklayabilirim ki. Bunu yapamam. Benden hoşlanıp hoşlanmadığınızı bile henüz bilmiyorum. Sadece ablamdan bile bahsetsem devamında size açık vermekten korkuyorum. Cevap veremem. Kafamı aşağı çevirdim. Rengoku-san cevap veremeyeceğimi anlayınca sözüne devam etti.
(Kyojiro) - herkesin bir yüreği var shinobu-san. Hiç kimse duygulardan arındırılmamıştır. Herkes sevinir, üzülür, acı çeker, korkar, nefret eder, özlem yaşar... herkes aşık olur. Kalp bu. İnsanlar her şeyi yaşayabilir. Kalp dediğin zaten bir mum gibidir. O mumun küçücük ateşi de tüm duyguları temsil eder. O ateş kimisinde çok güçlüdür, kimisinde ise yok denecek kadar kuvvetsizdir. Ama Hiç kimsede o ateş sönük değildir. Lakin o ateş söndürebilecek tek bir şey var, o da kalp kimin için atıyorsa ancak o kişi ateşi söndürebilir.
Büyülenmiştim resmen. Rengoku-san, bu cümleleri nasıl kurabildi? şiir gibi konuştu.
(Shinobu) - Haklısınız Rengoku-san. Sanırım Tomioka-san'a bu konuda haksızlık ettim.
Rengoku-san biraz duarksadı. sonra konuşmaya devam etti.
(Kyojiro) - önceden bende senin gibi düşünüyordum Ama kısa bir zaman önce fikrimi değiştirdim.
Giyuu... O çok iyi biri, shinobu-san. Canını sevdiği insanlar için ortaya koyacak kadar değer veren birisi.Rengoku-san gözüme çok değişik gözüküyordu. Sanki yıllarını Tomioka-san ile geçirmiş gibi konuşuyordu. Bu kadar kısa bir zamanda onu ne kadar tanımış olabilir ki?
(Shinobu) - Rengoku-san, siz Tomioka-san ile konuştunuz öyle değil mi, Ne konuştunuz? Sanki yıllara aşkın bir arkadaşlığınız varmış gibi konuşuyorsunuz. Halbuki siz önceden Tomioka-san hakkında bile konuşmazdınız ama şimdi Tomioka-san'a hayran hayran bakıyorsunuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demons slayer 🦋 Pul kanatlım 🦋 Giyuu X Shinobu (DÜZENLENİYOR)
Hayran KurguTıpkı bir kelebek gibiydin. Güzel, narin ama bir o kadar tedirgin. Sanki ufacık bir hareketimle benden uçup gidecekmişsin, sanki aramızda olan o mesafeyi daha da açacakmışsın gibi hissediyorum. Halbuki ben zararsız bir çiçeğim. Benim nektarım sanki...