Giyuu :
Uyuyamayınca üstümü giyindim ve Oyakata-sama'nın yanına gittim. Yeterince dinlendim ve toparlandım. Göreve gidebilirim. Ayrıca biraz daha boş kalırsam kafayı yiyeceğim. Oyakata-sama beni gördüğünde sevindi. artık tekrardan görev alabileceğimi söyledim. O.da Shinobu ve Kyojiro'yu beklememi söyledi. Bende Oyakata-sama'nın yanından ayrıldım ve dışarı çıktım. Yağmur yeni dinmişti ve hava biraz kapalıydı.Biraz bahçede yürüyüp oyalandıktan sonra Kyojiro ve Shinobu endişeyle bana doğru koştuklarını gördüm. Sonra Kyojiro sinirle omuzlarımdan tutup beni sarsarak;
(Kyojiro) - ahmak! Bizi ne kadar korkuttun farkında mısın? Kelebek köşkünü altüst ettik senin yüzünden!
(Shinobu) - cidden bizi çok korkuttunuz Tomioka-san. ya tekrardan fenalaşsaydınız?
(Giyuu)-bir şeyim yok, iyiyim.
(Kyojiro) - kelebek köşküne dönüyoruz. (Giyuu'nun kolundan çekiştirir)
(Giyuu) -(kolunu sert bir şekilde çekerek) Oykata-sama bizi bekliyor, gidelim.
Arkamı dönüp yürümeye başladım ve onlarda peşimden geldiler. Oyakata-sama'nın yanına gittiğimizde oturmamızı söyledi. Herkes yerleştiğinde söze başladı.
(Ubuyashiki) - evlatlarım. Şimdi size vereceğim görevde beraber hareket etmenizi gerekecek. O yüzden sözlerimi dikkatli dinleyin. Bu size söyleyeceğim yerde 1 haftada tam 139 iblis avcısı kayboldu.
(Kyojiro) - bu çok büyük bir sayı!
(Ubuyashiki) -evet, bu yüzden çok dikkatli olmanızı istiyorum. Bir üst ay Mevzubahis olabilir.
(Shinobu) - kesinlikle görevi layıkıyla yerine getireceğiz. Şüphesiz sizi yüzüstü bırakmayacağız.
(Ubuyashiki) - yolunuz açık olsun evlatlarım. Size dua edeceğim.
Oyakata-sama görev yerini söyledikten sonra, Selam verip çıkıyorken beni durdurdu. Shinobu ve Kyojiro'nun da çıkmasını söyledi. Onlar çıkınca Oyakata-sama konuştu.
(Ubuyashiki) -öfken her neye veya kimeyse o öfkeyi yanlış kullanıp sevdiklerini kırma.
Her zaman ki surat ifademi takınmıştım. herhangi bir açık vermemeye de çok dikkat etmiştim. buna rağmen nasıl farketti? Evet, çok öfkeliyim. kendime duyduğum bir öfke bu. Oyakata-sama çok haklı çünkü son anımızda biraz Kyojiro'ya kaba davranmıştım. Sanırım özür dilersem iyi olacak.
Oyakata-sama'ya selam verip çıktım . Bizimkiler beni bekliyordu. Onlara doğu gittim ve yola çıktık.
Yaklaşık gün batımına kadar yürüdük ve sonunda Oyakata-sama'nın verdiği yeri bulduk. Büyük bir ormandı ve açıkçası çok karanlıktı. Gün batımı olduğundan mütevellit olduğunu düşündüm ama ormanın içindeyken yukarı baktığımda gökyüzü görünmüyordu. Kısacası bir iblisin gündüz bile barınabileceği bir yerdi. Bu kadar fazla insanın ölmesine şaşmamalı.
Ormanın derinliklerine doğru yol alırken elimizden geldiğince bir arada yürümeye çalışıyorduk. Hava iyice kararmıştı ve artık birbirimizi görmekte zorlanıyorduk. Tek ışık kaynağımız dalların arasından azıcık sızan ay ışığıydı.
Etrafı sis basıyordu ama bu biraz tuhaftı çünkü sis çok kısa bir sürede etrafı kaplamıştı. Anlaşılan üçümüz de bunda bir iblis parmağı olduğunu sezmiştik. Sis o kadar yoğundu ki birbirimizi görmemeye başlamıştık. Derken çalıların oradan bir ses gelmişti. Shinobu kontrol edeceğini söylediğinde kolunu tuttum.
(Giyuu) - bende geliyorum.
(Kyojiro) - o zaman bende.
(Shinobu) - gerek yok. Bilmem bilyor musunuz ama ben de bir hashirayım. Başımın çaresine bakabilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demons slayer 🦋 Pul kanatlım 🦋 Giyuu X Shinobu (DÜZENLENİYOR)
Fiksi PenggemarTıpkı bir kelebek gibiydin. Güzel, narin ama bir o kadar tedirgin. Sanki ufacık bir hareketimle benden uçup gidecekmişsin, sanki aramızda olan o mesafeyi daha da açacakmışsın gibi hissediyorum. Halbuki ben zararsız bir çiçeğim. Benim nektarım sanki...