ATEŞ KANDEMİR
Kim istemez ki hayatında onu dünyalar kadar çok seven birinin olmasını...
Belki de bizlerden daha güzel sevebilecek adamları aşk'tan soğutan biz kadınlardık, ve Ateş'in duygularını da sömüren bir kadın vardı!
İlk aşk'ının...
"Hayatının her anı'nı paylaşmak istediğin kadını, başka bir adamın kollarında görmek"
Ne kadar acı verici bir durum öyle değil mi?:)
Onun duyguları o kadar masumdu ki, babasının annesini defalarca aldattığını gözleri ile gördüğü halde sustu.
Çünkü annesi de tıpkı kendisi gibi çok seviyordu..
Kıyamadı..
Onu üzgün görmeye dayanamazdı ki...
Kendi canı yansın, onun canına zarar gelsin istemezdi.
Ateş babasından o kadar çok nefret ediyordu ki, nefretinin sebeplerinden biri hatta en acı verici olanı..
Sırf annesini aldattığını ona söylememesi için her yaptığı terbiyesizlik için ona bir zarf dolusu para veriyordu...
Ateş'in hisleri o kadar katılaşmıştı ki.
Çoğu zaman bu olanlara dayanamayıp sinirlerini kontrol edemediği için en yakınındaki kişilerin canını yakardı
Hastaneye adım bile atmayan ATEŞ KANDEMİR artık hastaneden dışarı adım atamayacak hale geliyordu.
Etrafındaki insanlar, yaşadığı olaylar artık o kadar ağır geliyordu ki, sonsuza dek okulunu birincilikle bitirdiği Fransaya dönmeye kararlıydı...
Son defalık olsa bile defalarca ihanete uğradığı ilk aşk'ını görmek istedi;
İki seçenek var idi.
Ya Ateş'i kalmaya ikna edecek YA DA gittiği an gördükleri karşısında aşk'a olan bütün inancını, güvenini kalbinin derinliklerine gömüp bir daha Türkiye'ye dönmemek üzere gidecekti..................
SELAM ARKADAŞLARRRR
UMARIM TANITIMINI YAYINLADIĞIM ateş'in kalbi adlı çalışmamı beğenirsiniz:)
emin olun bu hikayede okuduklarınız elbet birkaç kişinin başına gelmiş yada gelecektir:)
sormak istediğiniz soruları yorumlara yazabilirsiniz, bölüm sonlarında cevaplayabileceklerimi açıklayacağım;)
