Helloo✨
2 saat sonra'
Coeur bir anda aldığı haber'den sonra duyduklarına inanmayıp yaşadıklarının hepsinin sadece bir rüya olmasını diliyordu.
Carina'ya ve Can'a babasının hala yaşadığını inandırmaya çalışırken kollarından sarsıp kendine getirmeye çalıştım ama nafile.
Göğsümü yumruklarken yalancısın sen! Gerçek değil bunlar! Babam ölmedi! Diyerek ağlarken birden yere düşüp bayılmıştı..
Şimdi ise hastane odasında koluna serum takılı bir şekilde uyuyordu.
İki saate yakın bir süre geçmesine rağmen hala uyanmamıştı, bu durum onun için daha iyi aslında, kendisine zarar vermesini istemiyorum çünkü.
Can ve Carina cenaze işlemleriyle ilgilenmek için gittiler, Antonie bey'in iş arkadaşları ve ortakları arayıp baş sağlığı dilerlerken ben Coeur'un karşısında oturup onun uyanmasını bekliyordum.
Telefonum çalmaya başlayınca odadan çıkıp koridorun biraz ilerisinde çağrıyı yanıtlayıp konuşmaya başladım
Arayan kişi Antonie'nin avukatıydı, bir keresinde şirkette karşılaşmıştık, şimdi de Antonie'nin vekalet için bir mektup yazdığını ve en kısa zamanda Coeur'la bir araya gelip konuyu tartışmamız gerektiğini söyledi.
Coeur'un yanına geri dönerken kapının önünde ki şerefsizi gördüm.
"Pişt!"
Seslenince dönüp bana baktı"ha sen burada mıydın? bende Coeur'u görmeye gelmiştim, sonra görüşürüz." kapı kolunu aşağı indirdiğinde kolundan çektim"giremezsin."
Sırıtırak yüzüme baktı"sebep?"
"Bak Özkan. Ben senin amacını çok iyi biliyorum, ama eğer bu sefer de-"
Lafımı yarıda kesmişti"bu sefer de?"
"Hayatını mahfederim. Aynı senin benim hayatımı mahfettiğin gibi."
Hafiften omzuma vurdu"bu oyunu sen başlattın hatırlamıyor musun?"
Nefesimi sinirle dışarı verdim"sana kaç defa anlattım lan ben! Hiç birinde de dinlemedin, sen kardeşini s*k*ne bile takmadın lan!"
Coeur'dan___
Gözlerimi araladığımda kapının önünden sesler geliyordu. Ve tabiki yine herzaman ki gibi Ateş'in sesi! Kiminle kavga ediyor bu?
Yataktan kalkmaya çalışınca başım dönmeye başlamıştı. derin nefesler alarak yataktan kalktım.
Hafif bir ağrım vardı, ne zamandır uyuyorum onu bile bilmiyorum çünkü.
Kapının yanına yaklaşınca duvara tutunarak konuşmalarını dinledim.
-Gözlerimle gördüğüme mi inanayım sana mı Ateş! Gözlerimin önünde öptün onu!
Bu Özkan'ın sesi.. Ne konuşuyorlar bunlar böyle ?
-Özkan, yine aynı şeyi tekrarlama.. Selin beni zorla öptü. Ben ona dokunmadım bile!
Selin kim lan? Dudakların değdi hem, nasıl dokunmadın oluyor.
-Ben sana kardeşim demiştim Ateş.. sen arkadaşlığımıza ihanet ettin. Aşıktım ulan ben! Sırılsıklam deliler gibi aşıktım! sen Selini sevdiğimi bile bile-
-Yeter Özkan, yeter!
-Doğruları söyleyince zoruna gitti öyle değil mi? Birde gelmiş hala beni dinlemedin diyorsun. Sen bana Deniz'i anlattığında ben ne yaptım hatırlıyor musun?... Sana cesaret vermedim mi.. her daim yanındayım kardeşim demedim mi.?