Tesadüfen Evli (Tesadüf Serisi-1)

Ne istiyorsun ayak bastı parası mı? ;P

Masal, Mert'in kardeşiymiş!

Selamsız sabahsız daldım ama insan böyle şeyler duyunca ne yapacağını şaşırıyor doğrusu.

Sen de haklısın, bilmem ne kadardır kızla can ciğeriz evine gidip geliyorum, annesiyle babasıyla tanışığım ve bugün öğrendiğim şeye bak.

Kız, lise aşkımın kardeşi. Tamam şimdi de üniversitemin playboyu ama olsun. Ve ben bir kez bile senin abin kimdir nedir diye sormadım. Sonucun bu olmasına da bu sebeple şaşıramıyorum.

Aslında düşününce ben de çok haksız sayılmam ama günlük. Kaç insan yaşadığın şehirde bir üniversitede okuyorsa yurda çıkar ki?

Tamam, o adamı da anlıyabiliyorum. Sonuçta adam o kadar çok kızla birlikte oluyor ki ailesinden ayrı bir yerde yaşamak istemesine şaşırmıyorum. Kimi kandırıyorum? By durumu tabi ki saçma buluyorum.

Tabi bu durum onun, ki burada o diyerek Mert'ten bahsediyorum, ne kadar yalancı bir insan olduğunu da gösterdi bana. Ailesine yurtta kalmaya bahane olarak ders çalışmayı göstermiş. Bir de evinin okula uzak olması var tabi.

Liseyi birincilikle bitirmesi beni biraz şaşırtmış olması dışında okulla çok da bir bağı olduğunu sanmıyorum onun. Sonuçta ailesi zengin. Gerçekten zengin ve onlar için bir yurt fiyatı çok da önemli değil. Yeni adam, ben burada okurken bursadan gelip gideceğim dese bile ailesi laf etmezdi.

Bunu öğrendikten sonra, doğru olan benim Masal'la aramdaki arkadaşlığı son vermemdi ama sanırım ona çok alışmışım ve doğru olduğunu bildiğim halde hiçbir şey yapmadım. Masal'la aramızdaki arkadaşlığı seviyorum.

Okulda durumlar aynı ikinci sınıf olduk ve hala Bora'yla beraberim. Ceyda ve çok güzel bir dostluğumuz var. Ve okul böyle biterse çok güzel olur.

Ceyda ve Ekrem yaz tatilinde çıkmaya başladılar. Çok güzel çiftler oldular. Ekrem gibi bir romantik ve Ceyda gibi bir odun ne kadar canım cicim ayında gezer bilmiyorum ama olsun. Yakında kavgalara başlamalarından korkuyorum.

Bizde durum stabil. Biz kavga etmeyen bir çiftiz. Bora'ya alıştım. Elbette o olmazsa yaşayamam tarzında değil. Daha çok o iyi bir arkadaş.

* * * * *

Ayrılıktan sonraki her gün yaptığım gibi güne küfrederek uyandım. Net olarak anladığım birşeyler varsa şu üç haftada , onlar da kabullenmemekte ısrar ettiğim şeylerdi.

Mesela, Mert, Bora gibi değildi ve eğer etrafınızdaysa ona ilgi duymanız kaçınılmazdı. Kısaca açıklarsam, lisede ne kadar seviyorsam o çocuğu şimdi de o kadar seviyorum.

Ya da, Mert ortalıkta olduğunda kendimi güvende hissediyordum ve o yokken de istemsizce geriliyordum. Bunun bir sebebinin de onu görmediğim için, ona bir şey olmasından korktuğum, endişelendiğim için olduğuna karar verdim. Kısaca Mert'in hissettirdiği güveni de fena özlemiştim.

Ve, günün bazı zamanlarında, ki günümün en güzel kısmı diyorum ben ona, beni görmeye gelip sonra da beni iflah olmaz bir şekilde bırakıp gittiği için onu normalde özleyeceğimden daha çok özlüyordum. Kısaca, o lanet adamın insan pskolojisini bu kadar iyi bilmesi sinirimi bozan başka bir etken.

Elbette onun taktik izlediğini fark ettim. Aslında ilk bir hafta, o hariç hiç bir şey düşünememiştim ve Ceyda, durumu anlamamda yardımcı olmuştu ama olsun.

Annemin kahvaltı hazır adlı bağırışıyla düşüncelerimden sıyrılıp odadakş banyoda işlerimi halletmiş ve az önce küfrederek tekmediğim yastığı, ki onu aşağı ettığım için ona takılmıştım ve neredeyse düşüyordum, alıp yatağa bıraktım. Yatağı da topladıktan sonra mutfağa geçtim ve kahvaltıya başlayan annem ve babamı yine atışırken yakladım, ne şaşırtıcı ama(!)