FİNAL; ÇOCUKLAR ;)

12.9K 501 17
                                    

Sevgili günlük;

Ben Naz Sönmez.

Melis ve Mert Sönmez'in tek ve biricik kızları.

Dün akşam 22 yaşına girdim ve annem bana hediye olarak yeni bir defter hediye etti. Aslında hediyeleri bir araba. Bu ek hediyesiydi. Benim günlük tutmaya olan ilgime karşılık.

Kuzenim Batu, bana hediye olarak, ki Batu Masal halamın tek çocuğu ve o da yaklaşık altı ay sonra 22 olacak, bana konser bileti aldı. Dört bilet. En sevdiğim gup için. Vip ve sahne arkasına geçip onlarla tanışabileceğim. En sevdiğim kuzenim o. Tabi tek kuzenim olduğu ve götlük yaptığı zamanları hesaba katmadığımızda bu durum geçerli.

En yakın arkadşım Nehir, ki kendisine kuzen dememmi istememesine rağmen Murat amcamın kızı oluyor, bana yine dört kişilik bir tatil ayarlamış Tabi, babam başta bu duruma bozulmuş olsa da ses edemedi. Aslında edecekti ama Murat amca herkes için yeterince laf etti. Kız çocuğu olarak tatile gitmemiz sakıncalıymış. İti ve kopuğu olabilrmiş. Yanımızda Batu olacak, dedikten sonra bizi rahat bıraktı neyse ki.

Nehir'in kardeşi olup da tüm kızların ağzının suyu akıtan Deniz, ki ona kuzen dememe de izin vermediği için söyleyemiyorum, bana hiç şaşırmadığım bir hediye aldı. Pijama takımı. Bir insan evladı 15 sene üst üste pijama alır mı yahu? Tamam, anlıyorum kadın reyonundaki kızlar ilgi çekiyor ama bir değişiklik yapar insan. Yok. Kime çekti bu çocuk bilmiyorum. Benden iki yaş küçük olmasına rağmen kocaman olduğu için dizime yatırıp pataklayamıyorum da .

* * * *

'Naaaz' diye odama düşen Nehirden sonra, ki düşmek konusunda kesinlikle mecazi anlatım yapıyorum, defterin kapağını kapayarak sandalyemde ona doğru döndüm. 'Sen yine günlük mü tutmaya çalışıyorsun?' dedi kapı pervazına dayanarak tek kaşı havada. Ona sadece omuz silktiğimde kıkrdayarak gelip yanımda durdu ve saçlarımı okşamaya başladı. Hayır, kızı tanımasam teselli veriyor sanacağım. 'Beceremiyorsun yavrusu sen bu işi. Bak on beş senede olmadıysa bundan sonra olmaz' dedi ve ben kafamdan elini attığımda gülerek yatağıma yattı. Ben demiştim dalga geçiyordur diye.

'Ne derdin var Nehir?' dedim ters sesimle. Onun yakın arkadaşımın olmasının en sevdiğim kızmıyda buydu işte. Ne kadar laf da soksak birbirimize asla alınmaz, biraz sonra barışırdık.

'Aaa, ayıp ediyorsun. Ben sedece işim düşünce mi geliyorum?'dedi bozulmuş gibi. Ben de ciddileşerek sandalyemi sürüyerek yanına gittim ve elini elleremin arasına alıp onu cevapladım.

'Saçmalama Nahir. Eğer Batu buradaysa da koşarak geliyorsun' dedim ve o elimi tiksinir bir ifadeyle ittirirken ben kahkaha atmaya başladım. Bana dil çıkardığında sakinleşmeye başalmıştım.

Evet, neden Nehir ona kuzen dememe karşı hepiz anladık, değil mi?

'Tamam, dalgamızı da geçtiğimize göre, neden gelmiştin?' dedim sandalyede bağdaş kurarak. O da gerçekten sorduğumu fark edip dert anlatma oturuşuna geçti. Bağdaş kurdu yani.

'Caner, beni yakından tanımak istediğini söyledi' dedi bir of çekerek. Anlaşılan bu büyük bir dertti. Aklımdaki soruyu bekletmeden sordum.'Hangi Caner?' O da bunu sormamı bekliyormuş gibi, 'Sınıftaki' dedi.'Hangisi be? Sizin sınıfta üç Caner var' dedim yine.

Nehir kendimi bildim bileli sevgili kuzenimin peşindeydi. Burada kesinlikle mecazi anlatım yoktur. İlk okulda aynı okula gönderilmiştik. Nehir, Batu'nun yanına oturmuş ve ben de alt komşumuzun oğlu Doğu ile oturmak zorunda kalmıştım. Tüm ilk okulu bu şekilde geçirmiş, lisede de aynı okulu kzanmıştık. Orada da aynı şekilde oturmaya devam etmiştik. Tabi, Batu ve Doğu tüm okulun kızlarını ellerinden geçirdiklerinden, arada onlar başka kızların yanına kalırdı ve biz de yan yana otururduk ama istisnalar kaideyi bozmaz.

Tesadüfen Evli (Tesadüf Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin