Son Söz

9.9K 424 41
                                    

Elimi zile koyduktan sonra başımı öne eğdim ve sakinleşmeye çalıştım.

Tamam, diye mırıldandım kendi kendime ve boşta olan elimin avcunu yere paralel bir hale getirip indirip kaldırdım. Ortada büyütülecek bir şey yok.

'Çek şu elini zilden artık, Nehir. Açtım işte kapıyı. Beynime, kulaklarıma ve evimin zilinin ırzına geçmeyi bırakabilirsin' derken neyi unuttuğumu fark ettim. Ona gülümserken o bana ters ters baktı ve uzanıp elimi zilden ittirdi. Ne olmuş canım azıcık dalgınsam.

O arkasını dönüp mutfağa giderken ben de ayakkabılarımı çıkardım ve çantamı da kolumdan kapının yanına fırlattım ve Naz'ın peşine takıldım. Saat akşam üstü beşti. Dersten çıkmıştım ve bahar aylarında olduğumuza göre Naz yemek yapıyordu.

Naz'ı tencerenin başında bulduğumda burnundan solumasının sebebinin ben olmadığımı fark ettim. Naz yemek yapıyorsa sinirlidir, arkadaşlar. Eğer şimdiki gibi en sevdiği, ki burada sadece taze fasulyeden bahsediyorum gözünüzde pirzola falan canlanmasın, gerçekten sinirlidir.

Ben durumu fark ettiğimde elime bir elma aldıktan sonra salona geçmenin can sağlığım açısında daha iyi olduğunu fark ettim. Salonda Melis teyze elindeki gömleği dikme bahanesiyle filmi izliyordu. Bu kadının bu kadar güzel ve tatlı olması fizik yasalarına aykırı olmalı.

'Hayırdır, Nehir, Mert amcana mı özendin?' dedi ben kapıda elimdeki elmayı ısırırken o ise gözünü ekrandan ayırmadan. Ben omuz silkip yanına oturduğumda o da elindeki gömleği koltuğun koluna astı ve ekranda oynayan filmi durdurup bana döndü. Annelerimizin bizi anlayabilmesini sağlayan çipten ben de istiyorum.

'Naaaz' dedi bana doğru dönüp sağ ayağını altına alırken. Naz ise yüsü beş karış geldi kapıya, 'efendim anne' dedi bıkkın bir ifadeyle.

Melis teyze gülerek ona baktı ve kesin bir ses ifadesiyle Naz ile iletişime geçti. 'Yemeğin altına kapat ve gel. Sizinle konuşmanın vakti geldi' dedi.Ben bile söylediğini itaat edecekken Naz yine aynı bıkkınlıkla arkasını dönüp mutfağa gitti. Ailenizde pskiatr varsa çocuklar biraz itaatkar olabiliyor. Batu'ya acıyorum bu sebeple. Ne acıyacağım ona be!

Naz ayaklarını sürüyerek benim yanıma oturduğunda Melis teyze çaprazımızdaki tekli koltuğa geçti. Ve sorgu başlasın, diye düşündüm. Eh pskolojiyle ilgilenmeye küçük yaşta başlamıştık. İnsanların ifadelerini çözmek kolaydı. Tabi söz konusu biz değilsek.

'Konu nedir gençler?' dedi Melis teyze sakinlikle bacak bacak üstüne atmış bir vaziyette. Biz ise birbirimize bakıyorduk Naz'la. Anlatamtan kaçış yoktu da geciktirebilmek için elimizden geleni yapmayacak da değildik.

'Böyle kuru kuru konuşmayalım ben bir çay koyayım' dedim hemen ayaklanarak. Tabi benle beraber Melis teyze de hızlandı. 'Gerek yok, Nehir' dedi. Ben de geri oturdum. Yapacak ne kalmıştı ki?

'O zaman ben anlatayım' dedi arkasına yaslandı ve elleriyle oynamaya başladı Melis teyze. Aha şimdi battık.

'Batu' dedi bana bakarak ve sonra derin bir nefes alıp kendi kızına yöneldi. 've Doğu çok tatlı çocuklar değil mi?'

Elbette onlardan gizlemeye çalıştıklarımızı görüyorlardı ama yüzümüze vurmasalardı ne olurdu yani?

Biz, Naz'la beraber kafamızı önümüze eğdik. Sonuçta inkar etsek de sonuç aynı olacaktı. Bari gururumuzla yenilelim.

'Boşuna eğmeyin başınızı gençsiniz. Etrafınızdaki en yakın boka konuş gönlünüz işte' dedi Melis teyze omuz silkerek. Doğru söylüyorsun tatlım.

'Anne' dedi Naz yanakları kızarırken. Melis teyze hala umursamazca omuz silkiyordu. Naz da durumu kabullenip başını salladığında sessizce birbirimize baktık. Şimdi ne yapmamız gerekiyor ki?

Tesadüfen Evli (Tesadüf Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin