Sevgili günlük;
Bugün aşık olmadığımı gördüm.
Tamam, biraz daha basitleştireyim.
Bugün, Bora'yı bir kızın yanında gördüm ve düşündüğüm tek şey ona halt etmekti. Yıkılmış hissetmedim. Ya da bitmiş, yok olmuş. Düşündüğüm tek şey onu umursamadığımı görmesiydi.
Aslında onların birlikte olduğuna dair bir durum da ortada yoktu ama sanırım kadın iç güdüleri.
Kadın iş arkadaşıymış. Umrumda değil demek istedim. Ben Bora'yı hep yakın bir arkadaşım olarak gördüm. Belki de bu yüzdendir onunla öpüşmeyişim. Bir gün karşıma doğru insanın gelmesini ve bu olayın onla olmasını istememle alakalıydı.
El ele tutuşurken o elektrik hiç olmadı aramızda. Tamam, Nikola Tesla olsaydı gdemiyorum, trafoyu üstüme kursaydı demiyorum ama yoktu işte. Ve ben bundan sonra bahane aramaya başlayacağım gibi duruyor. Bir şey olsa da onu terk edebilsem.
İkimizin de ilişkiye bakışı arkadaşlık sanırım. Bora ve ben güzel arkadaşlarız ve kaybetmek istemediğimiz de bu arkadaşlık aslında.Yoksa bizimkinin alışkanlıktan başka bir şey olmadığını o dabiliyor ve beni terk etmenin doğru olmadığını düşünüyor. Beki de ben öyle düşündüğüm için onun da öylde düşündüğünü düşünüyorum.
Kafam karşık.
Emin olduğum tek şey Bora'nın benim için doğru insan olmadığı. Doğru insanın bir yerlerde olduğu.
Tamam, Mert de benim için doğru insan değildi ama onda o elektriği hissediyordum. Üstelik o elimi bile tutmuyordu. Bu yine de trafo kalbimde çalışıyormuş gibi hissettiriyordu. O doğru hissettirebiliyordu. O kadar küçük olmamıza rağmen. O'nun başkasını sevmesine rağmen.
Bu durumda alıma nedense Albert Einstain geliyor o meşhur caps'iyle.
Bir atom değildik ama biz de çok parçalandık.
* * * * *
Yola çıkmamla delirme sınırlarımı da zorlamaya başladım. İçimdeki bir yan, onu görmek için abhanem olmasına o kadar çok sevinmişti ki içimde havai fişek gösterileri yapmaya başlamıştı.
Diğer kısım ise bir it oğlunun onun yakınında olma ihtimalini duyduğun anda eline geçirdiği oyuncak ayının kafasını koparmış ve ona da bunu yapacağız, diyerek gladyatör eşyalarını dolaptan çıkarmıştı.
Bu durumdan anladığım ilk şey, şizofreni olma ihtimalimin olmasıydı. Bunlar normal insan tepkileri olamaz.
Biraz daha düşünürsen otobanın alev alcağını fark ettiğimde karşılıklı iki camı açmış ve biraz oksijenli alan yaratmıştım. Hemen arkasından da beni biraz rahatlatabilmesi açısında radyoyu açtım. Kafam dağılırdı an azından.
Açtığım kanalda Emir'in bir şarkısı çalıyordu. Şahsen benim favorim tutuşmayan kalmasın ama elimizdekilerle idare edebilirdik.
Şarkı sözleri beynime ulaştığı anda onunla konuşmaya başladım. Her söze laf etmeye başladım. Şarkıyla bile kavga etmeye başlamıştım.
Yola çıktım bir nefeste, durduramadım öfkemi.
Tamam, yola çıkmamın öfkeyle alakası olabilir ama o kadar da değil yani. Yok artık, saçmalama, Emir.
Geri döndüm zoru görünce kandıramadım kalbimi.
Bak o kısımda hata etmişsin. Madem gittin adam gibi kalıp dövüşeceksin. Ölmek var dönmek yok. Kim benim kızıma bulaşabilirmiş, şaşarım. Yakarım lan bu gezegeni!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüfen Evli (Tesadüf Serisi-1)
Romance'Ne bekliyorsun?' dedi genç adam alayla, 'Çocuğumun annesi olmanı istiyorum dememi mi? Bu kısmı geçtik diye hatırlıyorum.' Evet. Şaşırtıcı ama genç kız bu adamla evlenecek. Üstelik bu mükemmel evlenme teklifine rağmen. Sebep? Bu kız hamile, üsteli...