Sevgili günlük;
Yaz boyunca senle ilgilenemedim evet ama fazla yoğundum bunu sen de biliyorsun. Sana kısaca bir yazımı anlatayım.
İlk önce daha önceden bahsettiğim şu masal ve bora arasında bir tatil seçimi yapmam gerektiğini yazmışım. Evet, o kadar çok ara veriyorum ki arada ne yazmıştım diye açıp önceki sayfaya bakıyorum.
Hah, konuya geri dönüyorum şimdi.
Evet, ailemle bu iki durumdan bahsettiğimde ilk önce tabi ki karşı geldiler ama sonra Masal araya girdi ve iznimi kopardık. Bu kızı neden sevimli buluyorlar gerçekten hiçbir fikrim yok.
İlk önce Bora, Ekrem ve Ceyda olarak bir tatile çıktık. Yakın olması için küçük bir kıyı kasabasına gittik. Evet, henüz mevsim olmadığı için su soğuktu ama o kadar eğlendik ki, değerdi.
Evet, oradan döndükten sonra garip bir şekilde herkes bronzlaştığımı söyledi. Üstelik yakıcı bir güneş bile değildi ama olsun. Demek ki bünye olarak farklı bir güneşle alakalıydı.
Sonra ki, bu yaklaşık olarak ilk tatilden üç hafta sonraydı.Ve Masal'la tam bir ay tatil yaptım. Üstelik Bora'yla tatilim tam bir hafta sürmüştü. İşte Masal farkı, günlük.
Masal'la tatilimin en korktuğum kısmı, senin de tahmin ettiğin gibi Mert'di. Ve ne oldu biliyor musun? Hiç.Çok güzeldi şehirde bile yoktu.
Sonra, ki İzmir güneşinden sonra öyle bir döndüm ki İstanbul'a görenler çok güzel olduğumu söyledi. Semih bile söyledi.
Onunla da görüştüm döndükten sonra. O kızla hala birlikteler ve Semih onunla arama mesafe koymama çok kızdı. Hala onun komşu kızı olduğumu söyledi gülerek. Sanırım haklı bir yerde. Ne de olsa o benim bacaklarından ayrılmadığım adam.Hoş, o zamanlar çocuktu ama olsun.
Ceyda ve Ekrem, Bora ve ben olarak çiftler gecesi de yaptık. Eğer yemekten sonra Bora deniz düşmese ve Ekrem'le Ceyda da peşinden atlamasa daha iyi olabilirdi. Onlar denizden çıkana kadar bir bankta oturup onları beklemek zorunda kaldım. Ve onlar da o şekilde eve yürümek zorunda kaldılar. Sanırım, bu biraz da komikti ama ben çocukluk yaptıklarını söyleyip somurtmaktan fazlasıyla memnundum.
Döndükten bir süre sonra Masal'lara gittiğimde asıl şoku yaşadım, günlük.
Evet, elbette orası onun evi ve ben kesinlikle onun evde olmasına laf edemem ama insan tüm sene eve uğramayınca yazın da uğramayacağını düşünüyor. Üstelik o kopuk arkadaşıyla. Çocuk tam bir hippiye benziyor. Tamam, çok yakışıklı ve insan ağzının suyunu silmek zorunda kalıyor ama umurumda değil! Onun arkadaşı da kendi de kötü insanlar olmak zorunda!
Tamam, sakinim ben.
Beni nasıl hizmetçi sanar?
Sakin falan değilim. Sakin olmam da gerekmiyor!
Tamam, ne olmuş hizmetçilerinin adını biliyorsam ve onlara zahmet olmamak için kendi suyumu koymuşsam? Bu beni hizmetçi yapmaz! Bir de ağzını büke büke, 'bu yeni kız mı?' demesi yok mu? Delirecektim resmen! Neyse ki onu tersleyip çıktımda çok umurumda olmamış gibi yapabildim. Herşeyi anlarım da, lisede beraber takılırdık biz. Beni nasıl hizmetçi sanar?
Neyse ki yazımın tek pürüzü oydu. Başka saçma şeyler olduysa da aldırmadım.
* * * * *
Tam bir hafta olmuştu. Yani Ilgaz hastaneye geleli. Bunla beraber Nil de resmen hastaneye taşınmıştı ve bulduğu aralarda Mert'in yanında gitmiş ya da çok sevgili yeğeninin dibinde soluğu almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüfen Evli (Tesadüf Serisi-1)
Romance'Ne bekliyorsun?' dedi genç adam alayla, 'Çocuğumun annesi olmanı istiyorum dememi mi? Bu kısmı geçtik diye hatırlıyorum.' Evet. Şaşırtıcı ama genç kız bu adamla evlenecek. Üstelik bu mükemmel evlenme teklifine rağmen. Sebep? Bu kız hamile, üsteli...