San'ın anlatımından;
Bugün sabah yine dükkâna gitmiştim ve müsait olduğum ilk anda Wooyoung'un dükkânına gittim ama orda Wooyoung değil Bayan Jung vardı.
"Merhabalar."
"Buyrun?"
"Şey Wooyoung burda mı?"
"Hayır,siz kimsiniz?"
"Ben mi?Bir arkadaşıyım onun da.Choi San ben."
"Ha sen o çocuksun,memnun oldum."
"Bende efendim.Sizi rahatsız etmeden gideyim ben,iyi günler."
"İyi günler."
İşimi daha fazla aksatmadan dükkâna gitmeliydim,zaten birkaç gündür sürekli dükkândan çıkıyordum. Babamı o kadar müşteri arasında sıkıştırmamak iyi olurdu.
...
Yazar anlatımından;
San'ın işleri bitmişti zaten akşam üstü olduğu için de artık kimse gelmiyordu. Ama o hâlâ dükkanı kapatmamıştı.
Dalgınlık hali ile wooyoung'u bekliyordu.
Birkaç dakika sonra aklına Wooyoung'un bugün çalışmadığı geldi,hemen her şeyi toplayıp dükkânı kapattı.
Yol yürürken San için boştu.
Alışmıştı Wooyoung ile yürürken konuşmaya.
Wooyoung olmadan gün çok sıkıcı geçmişti.
Wooyoung artık San için bir alışkanlık haline mi gelmişti?
...
"Ee sonra ne oldu?"
"Islak bir şekilde evlerimize geçtik işte."
Yeosang Wooyoung'un odasında onunla beraber yatakta bağdaş kurmuş dün olanları konuşuyordu.
"Bugün neden gitmedin dükkâna?"
"Sabah biraz kötüydüm,sanırım dün soğukta kaldığımız içindi."
"Şimdi iyisin sanırım?"
"Evet evet, seninle konuşmak da iyi geldi."
"Kemanını getirdin mi?""Aşağıda bırakmıştım,neden sordun?"
"Çalabilir misin şimdi?"
"Aslında iyi olur,meydanda yapılacak gösteri için hazırlık yapmış olurum.Malûm bizim evde pek mümkün olmuyor çalışmak."
Yeosang Wooyoung'un odasından çıkıp aşağıya kemanını almaya gitmişti. O sırada dışardan Wooyoung'un adını seslenen birini duydu.
‘San?’
Wooyoung odasının küçük balkonuna çıktığında aşağıda ona seslenen San'ı gördü.
"Hah, sonunda duydun beni."
"Ne işin var senin burda?" diye sormuştu Wooyoung gülerek.
"Bugün yoktun,seni merak etmiştim."
Onlar burda konuşurken Yeosang kemanı ile geldiğinde Wooyoung'un balkonda olduğunu görünce yanına gitmişti. Bir San'a bir de Wooyoung'a bakıyordu.
Yeosang sadece Wooyoung'un duyabileceği bir ses tonunda "Bu kim?" diye sormuştu. Wooyoung da aynı ses tonuyla "az önce bahsettiğim." diyerek sorusunu yanıtlamıştı.
"İçeri gelsene konuşalım burda."
"Tamam bir sakınca yoksa geliyorum?"
"Davet ettiğime göre sakınca yoktur. Ama dur bir saniye. Yeosang senin için bir sakınca var mı?"
"Yok."
"Tamam,GELEBILIRSIN."
Yeosang, Wooyoung'un omzuna vurarak "Bağırma." demişti.
"Pardon,pardon."
"San kapıda bekliyor gidip açsana."
"Sen tutuyorsun beni burda."
"Yalan."
Wooyoung koşarak merdivenlerden aşağı inmişti ve San'a kapıyı açmıştı.
"Biraz beklettim üzgünüm."
"Hayır hayır hiç sorun değil."
San içeri girdikten sonra Wooyoung'un odasına çıkmışlardı.
"Merhaba,ben Kang Yeosang." diyerek elini uzatmıştı Yeosang.
"Merhaba ben de Choi San." San da Yeosang'ın uzattığı eli sıkmıştı.
Onlar el sıkıştıktan sonra Wooyoung Yeosang'ın eline kemanını sıkıştırmıştı.
"Hadi hadi çal lütfen."
"Yeosang keman mı çalıyor?" San şaşkın bir şekilde sormuştu.
"Evet,çok yeteneklidir."
Wooyoung,San'a odasındaki koltuğa oturması için koltuğu göstermişti. İkisi beraber koltukta otururken Yeosang kemanını çalmaya başlamıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçek Dükkânı | WooSan
FanfictionAngst, istediğiniz zaman dilimini düşünebilirsiniz ancak ben daha 50'ler zamanlarına yakın tutmaya çalıştım.