black rose / final (2/2)

88 14 7
                                    

Wooyoung birkaç dakika sonra geri uyanmıştı,koltuk rahat gelmediği için yatak odasına çıkmıştı ve yatağa yatıp geri uykusuna dalmıştı.

Wooyoung'un anlatımından;

Uyanmama sebep olan ses kapının çalma sesiydi ama bu San'ın çalışı değildi. Kapıdaki her kimse kapıyı kırarcasına çalıyordu. Havanın nasıl olduğuna bakmak için pencereye döndüğümde havanın karardığını ve yoğun kar yağışı olduğunu gördüm. Daha sonra kapının olduğu yere baktığımda görebildiğim tek şey kapıyı çalan kişinin saçıydı.

'Bu San'ın saçı değil.'

'Bu saç rengi...'

'Abelard?'

Korkudan yerimde kalakaldım. Ama bir an önce harekete geçmeliydim çünkü biraz daha oyalanırsam Abelard muhtemelen kapıyı kıracaktı.

Hızlı bir şekilde yataktan kalkıp yine aynı hızda mutfağa gittim ve ordaki bıçaklardan birini elime alıp yine üst kata aynı hızda çıktım. Tabi bu sırada Abelard kapıyı çalmaya devam ediyordu. Aptal mı ne belki evde yokuz? Bu düşünceleri bir kenara bıraktım ve üst katta hızlıca saklanabileceğim bir yer aradım. Sanırım tek saklanabileceğim yer dolabımızın içi.

Dolabın kapağını açıp saklanacak yer ayarlerken Abelard'ın öfkeli bağırışını duymuştum.

"JUNG WOOYOUNG İÇERİDE OLDUĞUNU BİLİYORUM AÇ KAPIYI!"

Bak sen dedin diye açtım şuan kapıyı.

San ve benim gömleklerimin arasına oturup dolabın kapağını kapattım. Kapkaranlık olmuştu içerisi ve elimde her an hazırlıklı olmak için bıçağı tutuyordum.

Artık aşağıda kapıya vurma sesleri geliyordu ve en sonunda -tahminimce- kapı açıldı.

'Ahahaha ne kadar güzel kırdı kapıyı öküz'

Nefesimi tutup da dinlemeye çalışıyordum aşağıdan gelen sesleri.

'Merdivenlerden çıkıyor.'

Sanırım ilk önce banyoya baktı.

Adım sesleri yaklaşıyor,hatta şuan dibimde gibi.

Durdu?

Gözüme aniden bir ışık parlaması gelmişti. Al işte bulmuştu beni.

"Merhaba Jung Wooyoung, görüşmeyeli uzun zaman olmuş."

Tam ona bıçağımı savuracakken kolumu sımsıkı tuttu ve beni dolaptan hırpalarcasına çıkardı.

Size yemin ederim ondan kurtulmak için tüm gücümü harcadım ama benden kat kat güçlüydü bu herif.

Ben bir yandan ondan kurtulmak için çırpınırken diğer yandan da adımlarıma dikkat ediyordum çünkü merdivenlerdeydik ve şuanlık merdivenden düşme gibi bir isteğim yoktu.

Aşağıya indiğimizde beni yere fırlatmıştı, diyorum ya öküz diye. Hayvan herif!

Bileğimde keskin bir acı vardı muhtemelen beni yere attığında incitmiştim. Bıçağımı ararken elimde olmadığını fark ettim.

Abelard'ın elindeydi.

"Seni bu bıçak ile mi öldüreyim..."

Pantolonunun cebinden silahını çıkarmıştı.

"Yoksa bu silah ile mi?"

"Öldürme bence,ikimiz de kurtuluruz. Sen hapise düşmekten kurtulursun ve ben de yaşamış olurum. Nasıl fikir?"

Çiçek Dükkânı | WooSanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin