Elimi pantolonuma silerek zile uzattım. Heyecanlanmıştım. Zili çalarak Arın'ın kapıyı açmasını bekledim. Kapının açılmasıyla daha ne olduğunu anlamadan kendimi içerde bulmuştum. Arın bana gözleri ışıldayarak bakıyordu.
''Niye öyle bakıyorsun''
''Nasıl bakıyorum'' dedi sırıtarak.
''Yiyecek gibi bakıyorsun Arın'' dememle kahkaha attı. E tabi bende önümdeki bu güzel manzaranın tadını çıkararak izledim. Gülmesi durunca tekrar yüzüme baktı.
''Belki de yiyeceğim ne biliyorsun'' sırıtarak konuşmasıyla bende sırıttım.
''Burası utanıp yanaklarının kızarması gereken kısımdı'' dedi. Ben bu anları ne kadar çok bekledim senin haberin var mı Arın efendi.
''Niye utanacakmışım ki''
''Ne bileyim hep öyle oluyor ya ama benden utanmaman güzel ama arada utan ki utandığın zaman kızaran yanaklarını sevebileyim'' sırf kırmızı yanaklarımı görmek için utanmamı istiyor. Gülme Karan gülme.
''Ne değişik fetişlerin var senin Arın'' gülerek konuşmamla güldü.
''Ne yapayım her halin güzel, yanakların kızarınca çok sevimli görünüyorsun'' yanağımdan öperek geri çekildi. Elimden tutarak içeri götürmeye başladı. Eli de elime çok yakıştı bee. Merdivenlerden çıkarken konuştum.
''Nereye gidiyoruz''
''Odama, sana gitar çalmayı öğreteceğim'' ama ben bu çocuğu yerim.
''Cidden mi?'' kafa sallayarak bir odanın kapısını açarak içeri girdi tabi bende.
Odası genelde mavi ve beyaz ağırlıklıydı. Arın sadelikten yana olduğu için odasında çok fazla karışık ve dolu değildi.
Duvar dibinden gitarını alarak yanıma geldi. Elimden çekerek yatağına oturttu ve yüzüme baktı. Uzun bir süre bakıştıktan sonra konuşmaya başladım.
Gülerek ''Daha ne kadar bakışacağız'' dedim.
''Bilmem, saatlerce hiç konuşmadan oturup sadece seni izleyebilirim''
Uzanarak dudaklarımı dudaklarına bastırdım .Beni hiç bekletmeden karşılık vermeye başlamıştı. Elini belime koyarak daha da yaklaştırdı beni kendine. Hareketleri yavaş ve nazikti. İncitmekten korkar gibiydi. Bu an o kadar güzeldi ki hiç bitmesin istedim. Hep dudakları dudaklarımda olsun istedim. Saatlerce hiç bıkmadan usanmadan onu öpebilirdim. Nefes almak için ayrıldığımız zaman anlını anlıma yaslayarak gülümsedi.
''Hadi bu kadar konuşma yeter şimdi sana gitar çalmayı öğreteceğim'' benden uzaklaşarak eline gitarı aldı ve anlatmaya başladı. İlk başlarda dinlesem de sonradan izlemek daha cazip gelmişti. Zaten sırf beraber vakit geçirelim diye istemiştim öğretmesini yoksa öğrenmek istediğimden değil yani.
''Karan sen beni dinlemiyor musun?'' şirince gülümsedim ve yanağını öptüm.
''Ne yapayım o kadar güzel anlatıyordun ki seni izlemek daha cazip geldi''
''Tamam bak şimdi tekrar anlatıyorum iyi dinle beni'' bu sefer gerçekten dinlemeye başladım ta ki kapı zili çalana kadar.
''Nehir ve Cem geldi'' dedim. Ayağa kalkarak kapıyı açmaya gitti bende peşinden gittim. Kapıyı açmasıyla Cem ve Nehir tartışarak içeri girdiler.
''Ben sana dedim değil mi Nehir, izlemeyelim dedim''
''Ne yapabilirim çok hararetli konuşuyorlardı merak ettim'' Nehir hemen savunmaya geçmişti. Tartışa tartışa salona girdiler bizde peşlerinden tabi.
''Ne oluyor?'' dedim.
''Ben sana anlatayım bal böceğim'' Arın kaşlarını çatmış bir şekilde Cem'e bakıyordu.
''Ne dedin sen?'' Arın'ın konuşmasıyla Cem korkuyla ona baktı.
''Ne dedin işte bende sana onu soruyorum''
''Bal böceğim dedim enişte ama valla kötü niyetim yoktu. Ben ona hep öyle seslenirim. Değil mi Karan. Bir şey söylesene amk'' Arın'ın gülmeye başlamasıyla herkes şaşkınca ona baktı.
''Tamam biraz kıskanç olabilirim ama sevgilimi kaç yıllık arkadaşlarından kıskanacak değilim'' demesiyle Cem'in yüzüne bir rahatlama geldi. Tamam yakın arkadaşlarımdan beni kıskanmayacağını biliyordum ama çok ciddiydi aw gerçek sandım.
''Mal mısın Arın ya bebeğimi korkuttun'' Nehir'in homurdanmasıyla Arın göz devirdi.
''Boş yapmayın da ne olduğunu anlatın'' dedim sinirle.
''Bak şimdi bal porsuğum'' Arın'a bakıp sinirlenmediğini görünce devam etti ''Biz şimdi gelirken Cansu le Ezgiyi gördük baya hararetli konuşuyorlardı. Nehir de dedi ki gel dinleyelim ben merak ettim bende ilk başta hayır dedim ama sonradan çok cazip geldi. Neyse işte biz bunların arkasındaki çalılıkların oraya gittik ve dinlemeye başladık'' derin bir nefes alarak konuşmaya devam etti. Kesin yakalandılar.
''İşte biz bunları dinliyorduk ta ki Nehir'in birden çığlık atmasına kadar. Sonra fark ettiler bizi. Cansu baya baya ağzımıza sıçtı. Sonrada bizi kovdular işte''
''Ne yapayım ayağıma böcek çıkmıştı öyle birden görünce şey oldu'' kendimi tutamayıp gülmeye başlamamla Arın da bana katılmıştı.
''Ne gülüyorsunuz aw komik mi'' sinirle konuşarak kollarını önünde bağlayarak çiçek oldu Nehir.
''Sen bakma onlara sevgilim'' diyerek sevgilisine sarıldı Cem.
Arın da onlara göz devirerek beni kolunun altına çekti. Bende fırsattan istifade göğsüne yattım. Gülümsediğini görmesem bile hissediyordum. Saçıma bir öpücük kondurmasıyla daha çok mayıştım. Kulağımda kalp atışları, burnumda o mis kokusu, saçımda dudakları ben daha ne isteyebilirim ki bu hayattan. Zaten bana annemden sonra en güzel şeyi -sevgilimi- vermişti. Huzurla gözlerimi kapattım.
-------
@arındagel: Dünyanın benden sonraki ikinci harikasını buldum (:
989 beğeni yorumlar kapatıldı
---------
Selaam çukulatalarım.. Nasıldı, beğendiniz mi?
Fikirleri alayım..
Gökkuşağını ve Beren reisi sevin..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rastgele bxb
Teen FictionKim can sıkıntısından rastgele aradığı bir numaranın sahibinin sesine düşer ki.. ''İşletecek başka birini bulamadınız mı anasını satayım uyuyoruz şurda''