O malum yakınlaşmanın üstünden dört gün geçmişti. Bu 4 gün boyunca her sabah güne Arınla başlamış onunla bitirmiştim. Sürekli bir aradaydık. Tıpkı evli çiftler gibi.
Bu dört gün boyunca üniversiteleri ve tarihi yerleri gezmiştik. Şimdi ise otelin yakınlarındaki parkta çimenlere uzanmış Arın'ın göğsünde yatıyordum. Birlikte yıldızları izliyorduk.
Ne ara bu hale gelmiştik bilmiyorum. Fakat halimden hiç şikayetçi değildim. Gökyüzündeki milyarlarca yıldız varken, benim sadece iki yıldızım vardı. Arın güneş gibi hayatımı aydınlatan yıldızım. Annem ise bana yol gösteren kuzey yıldızımdı.
"Karan" sessizliği bozan ilk o olmuştu.
"Efendim" dedim kafamı kaldırıp ona bakarken. Sesim kısık çıkmıştı. O kadar rahattım ki keyfime diyecek yoktu. Uzun süre ses gelmeyince kafamı çevirip Arın'a baktım yıldızları izliyordu. Derin bir nefes alıp yüzünü yüzüme eğdi.
Yavaşça yaklaştı. Aramızdaki tüm mesafeleri yavaşça yok etti. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Daha fazla uzatmadan dudaklarımızı buluşturdu. Artık sırtım çimenlerde Arın üstümdeydi. Açlıkla birbirimizi öpüyorduk.
Üst dudağımı dudaklarının arasına alarak sertçe emmeye başladı. Aynı şekilde bende ona karşılık veriyordum. Artık zamanı gelmişti tamamen birbirimizin olmanın. Yavaşça dudaklarımdan ayrıldı.
"Otele gidelim" dedi şehvet kokan sesiyle.
Ayağa kalkarak elini bana uzattı Arın. Elini tuttuğum zaman beni yukarı çekerek ayağa kaldırdı. Arın bana yaklaşarak küçük bedenimi omzuna atmıştı. Hızlı adımlarla otele doğru yürümeye başladı. Şaşkınlığını üstümden atmam ile kahkaha attım.
''Yavaş ol sevgilim düşeceğiz şimdi'' gülerek konuşmuştum. Kalçama vurmasıyla inledim.
''Ne vuruyorsun ya'' söylenmemle daha da hızlandı. Gülerek kalçasıyla bakışmaya başladım. Bu çocuk ego kasmakta haklı. Her şeyi mi mükemmel olur bir insanın? Arın duymasın ama.
Otele girdiğimiz zaman hızlıca asansörün önüne gelerek hızlıca tuşa basmaya başladı. Amma da hevesliymiş sevişmeye. Bizim bu halimizi görenler şaşkınca bakıyordu ama umurumuzda bile değildi.
''Sevgilim bir kere bassan yeter. Çok bastığın zaman hemen gelmiyor''
''Sen çok biliyorsun zaten, hah bak geldi işte'' deliydi bu çocuk ya. Ama sadece benim.
Odaya girdiğimiz zaman beni yavaşça yatağa bıraktı. Ne kadar hevesli olsa da incinmemden, canımın yanmasından korktuğunu biliyordum. Bu korkusunu almak için güven verici bir şekilde dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Geri çekildiğimde gülümseyerek bana bakıyordu.
(DİKKAT!!! BU ÇOK MİNNOŞ BİR SMUTTUR. Buradan sonrasını ben yazmadım *-*)
Tekrar dudaklarını dudaklarıma bastırıp geri çekildi. Yavaşça sırtımı yatakla buluşturdu. Ağırlığının tamamını bana vermeden üzerime çıktı. Şu durumda bile beni düşünüyor olması o kadar güzeldi ki.
Dudaklarımız birbirine değdiğinde daha önceki öpüşmelerimizden farklı olarak kan direk alt bölgelerime ponpalanıyordu. İkimizin dudakları üst üste kıpırdamadan duruyordu. İlk hareket eden ben oldum.
Yavaşça Arının dudağını emiyordum. Oda harekete geçtiğinde derin bir öpüşmenin içine sürüklenmiştik. Dondurma emermiş gibi dudak emiyorduk. Tamam yaptığım benzetme garip olabilir ama bu da karam farkı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rastgele bxb
Teen FictionKim can sıkıntısından rastgele aradığı bir numaranın sahibinin sesine düşer ki.. ''İşletecek başka birini bulamadınız mı anasını satayım uyuyoruz şurda''