"Babaaaa." Fred hızlıca babasına doğru koştu. Babası da gülerek çocuğuna kucağını açtı.Çocuk büyük bir heyecanla babasına sarıldı. Hogwarts tatili gelmişti ve Fred babasını gerçekten özlemişti. Babası da çocuğa 15 yaşına girmesinin gururu ile eski Hogwarts günlerini hatırlayarak sıkıca sarılmıştı. İkili sarılmaları bittikten sonra koltuklara oturdu.
"Nasıl geçti bakalım?" Fred gülerek babasına döndü.
"Mükemmel. Okuldan gelirken bir hayalet bana bir şey verdi. Baban kesinlikle biliyordur, onu çok özlediğimi söyle dedi." Babası munzur bir surat ile Fred'e baktı. Fred de gözleri parlayarak çantasından günlüğü çıkarttı ve babasına uzattı. Mor günlüğün üzerinde birkaç eski, artık okunamayan yazı olması üzerine bir de ufak harflerle bir isim yazıyordu. Ama zor okunuyordu.
"Defter?" Fred elindeki günlüğü babasına gösterip kafasını evet anlamında salladı. Babası ne olduğunu anlamaz bir şekilde Fred'in elindeki deftere bakıyordu. Bunun üzerine Fred bir açıklama yapma gereği hissetti.
"Üzerinde Maise Khloe ALLEN yazıyor. Al bak." George sert bir şekilde yutkunup çocuğunun uzattığı günlüğü eline aldı. Babasının titreyen elleri Fred'in dikkatini çekmişti. George sanki günlüğün sayfalarının ruhu varmışçasına defteri kurcalamaya başladı. Gözlerinin dolduğunu hissediyordu ama buna aldırmadı.
"Ne yapıyorsunuz bakalım? Roxanne'yi uyuttum." Fakat Angelina, George'un surat ifadesini görünce hızlıca yanına oturdu ve günlüğü göz atmaya başladı. "Bu ne George? Neyin var senin?" George sol gözünden düşen yaşı aldırmadan eşine döndü.
"Maise'nin günlüğü. Fred'e vermiş." Angelina şaşkın bir biçimde bir George'a bir de George'un elindeki günlüğe bakıyordu.
"Neler oluyor baba?" Fred'in sesi ile Angelina, George'un yanından kalkıp Fred'in yanına oturdu.
"Fred amcanın sevgilisinin günlüğü bu günlük. Seninle konuşan kişi de çok büyük bir ihtimal Fred amcanın sevgilisi yani Maise'dir." Fred şaşkın bir biçimde günlüğe baktı.
"Çok gençti. Tıpkı amcam gibi." George başını evet anlamında salladı. "Neden öldü?"
"Bir muggle hastalığı yüzünden kaybettik onu."
"Büyücüler muggle hastalıkları yüzünden ölmüyor ki baba." George buruk bir biçimde gülümsedi.
"Bu büyücü dünyasında çaresi olmayan nadir bir hastalıktı. Amcanın... Ölümünden sonra fazla üzüntü onu öldürdü..."
"Neredeyse Kafasız Nick ile beraber Hogwarts'ta Gryffindor'un hayaleti." George'un yüzünde hüzünlü bir gülümseme oluştu.
"Hayalet olacağını tahmin etmezdim açıkçası." Angelina, aklına gelenler ile geniş bir şekilde gülümsedi.
"Fred'i peşinden ne çok koşturmuştu ama." George de gülüp başını hüzünle salladı. Fred ise heyecanla oturduğu koltuktan doğruldu ve babasına baktı.
"Amcam,Maise'nin peşinden mi koştu?" George hafif bir kıkırdama ile başını salladı.
"Hemde çok koştu." George oturduğu yerden kalktı ve hızlı adımlarla odasına girdi. Çekmecesinden küçük ama bir o kadar geniş kahverengi sandığı aldı ve tekrar oğluyla eşinin yanına dönüp oturdu. Sandığı yavaş hareketlerle açtı. Kutunun içinde büyücülerin fotoğraf makinesi ile çekilmiş hareketli fotoğraflar vardı.
"Bunlar hala sende mii?" George başını gülerek evet anlamında salladı ve oğluna döndü.
"Demek ki artık bunları sana anlatmanın zamanı geldi. Hadi bir fotoğraf seç bakalım." Fred gülerek elini sandığın içine attı ve içinden rastgele bir fotoğraf aldı. Fred, Maise'ye bakıyordu. Maise de ona dönüp gözünü deviriyordu. Angelina güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"𝐇𝐞𝐥𝐥𝐨 𝐌𝐚𝐝𝐚𝐦 𝐆𝐡𝐨𝐬𝐭" / Fred Weasley
Fanfiction"ᴍᴇʀʜᴀʙᴀ ʙᴀʏᴀɴ ʜᴀʏᴀʟᴇᴛ." ᴍᴀɪꜱᴇ,ᴋıᴋıʀᴅᴀʏᴀʀᴀᴋ ꜰʀᴇᴅ'ᴇ ᴅᴏğʀᴜ ɪʟᴇʀʟᴇᴅɪ ᴠᴇ öɴüɴᴅᴇ ᴅᴜʀᴅᴜ. "ᴍᴇʀʜᴀʙᴀ ʙᴀʏ ʜᴀʏᴀʟᴇᴛ."