"Evine hoş geldin tatlım." Annesi, Fred'e kocaman sarılmasını verirken Fred de gülerek annesine sıkı bir şekilde sarıldı. Sadece noel tatili içinde olsa evine gelmesi onu huzurlu ve de mutlu hissettirmişti. Evini özlüyordu.
"Babam nerede?" Tam o sırada kapı tıklatıldı. Bu George'un eve geldiğini belli ediyordu.
"Geldi bile." Angelina, gidip eşine kapıyı açtı. Ve eşini karşıladı. Sonra da eşinin aldıklarını bırakmak için mutfağın yolunu tuttu. George kocaman kollarını iki yana açtı ve çocuklarına baktı. Çocukları da koşarak babalarına sarıldılar. Evde güzel bir neşe hakimdi. Aile üyeleri yemeklerini yediler ve beraberce Weasley kovuğuna geçtiler. Noel zamanları Weasley kovuğu her zaman bir toplanma alanı olmuştu. Herkes oradaydı. İki kişi dışında. Weasley ailesinin kovuğunda büyük bir eğlence dönüyordu. Salonda erkek kardeşler birbirleriyle konuşuyor eski anılardan bahsediyorlardı. Kızlar mutfakta Molly Weasley'e yardımcı olup gülüşüyorlardı. Çocuklar hep beraber Molly Weasley'in meşhur kurabiyelerini bekliyorlardı.
"Fred bir gelir misin tatlım?" Herkes ilk başta George'un çocuğu Fred'e baktı.Fakat Molly Weasley'nin George'a baktığı fark edilince etrafta bir sessizlik oluştu. En büyük sessizlik ise George'a aitti.Herkes ondan bir cevap bekliyordu.
"Hadi ama ben Fred değil George'um.Hala karıştırıyor musun!?" George'un şakalı bir isyanla söylediği sözler herkesi hüzünle güldürmüştü. George, annesi ne istediyse yaptı ve sonra büyük adımlarını bahçeye yönlendirdi. Yere çöktü ve gözlerindeki yaşların özgürce akmasına izin verdi. Gözünü ışığıyla insana huzur veren ay'a çevirdi.
----------------------------------------
"Neden hala yatmadın Mai?" Maise başını yan tarafta oturan Harry'e çevirdi.
"Bence benim yatmamam değil de senin yatmaman daha önemli bir sorun. Yarın önemli bir mahkemeye çıkacaksın. Yatmalısın Harry." Maise, Harry'nin yanına oturdu ve omzunu ovuşturdu.
"Bak Harry biliyorum bu senin için çok zor. Ama eminim ki bunu atlatacaksın. Sen neleri atlatmadın ki? Ne zaman istersen buradayım tamam mı? Bir şey olursa hep yanıma gelebilirsin." Harry Maise'ye sarılırken Maise gülümsedi ve o da Harry'e sarıldı. O akşam masada konuşulanlar hiç kimseye iyi gelmemişti. Herkes gerçekten bir savaş içine gireceklerini fark etmişti. Maise, Harry'e odasına kadar eşlik ettikten sonra ikizlerin odasına doğru ilerlemeye başladı. Kapıyı yavaş bir şekilde açtı ve uyanık bir Fred Weasley gördü.
"Fredie?" Fred, Maise girdiğinde kendini hızlıca düzeltti. Maise, Fred'in ellerinin titrediğini görebiliyordu. Hızlıca sevgilisinin yanına ilerledi. Ve yakınlaşınca ağladığını anladı. "Hadi gel benimle." Maise az önce çıktığı mutfağa tekrar girdi ve Fred'i sandalyelerden birine oturtu. Kendisi de Fred'e su doldurdu ve yanına oturdu. Fred titreyen elleri ile suyu alıp içti. Bardağı masaya bıraktıktan sonra ellerini saçlarının içinden geçirdi. "Anlatmak ister misin?"
"İyi şeyler olacak gibi hissedemiyorum. Zorlanıyorum. Her zamanki halime bürünmeye çalışıyorum ama büyük hem de çok büyük endişelerim var. Hem annemin şaka dükkanı için baskıları hem bu sene sınavları hem de... Savaşa gireceğimizin hepimiz farkındayız. En geç 5 yıla kadar belki hepimiz ölü olacağız." Maise bir şey demeden sıkıca sevgilisine sarıldı ve saçlarını okşamaya başladı. Sevgilisinin bu durumunu daha önce fark etmediği için kendine çok kızıyordu. Fred kollarını sevgilisine sardı.
"Hşştt kötü şeyler düşünmemelisin Fredie. O şaka dükkanını açacaksın. Ve bende her saniyesinde senin yanında olacağım. Sınavlar için de yardımcı olacağım, şaka dükkanın içinde. Savaş konusuna gelirsek... Elbet olacak tabii. Ama ölü olmayacağız. Biz güçlüyüz Fredie. Senle beraber çok güçlüyüz." Maise, bir süre daha Fred'i sakinleştirmek için sakinleştirici şeyler fısıldarken Fred'in gözyaşları dinmiş, ellerinin titremesi azalmıştı. Onları kapıdan izleyen George da kötü şeylerin olacağını hissediyordu. George daha fazla ikizinin kötü halini kaldıramayıp yukarı çıktı. Ve yatağına girdi. İkizini kötü görmek onun tüm hayatı boyunca yaşayacağı en kötü şey olarak kalacaktı.
"Sen neden bu saatte uyanıktın?" Maise, Fred'den ayrılıp bu sefer ellerini tuttu.
"Sadece su içmek için kalkmıştım ve sonra sana bakmak istedim. İyi ki de bakmışım." Fred gülümsedi. Ve sonra da uykusunu belli edecek bir şekilde esnedi. Maise kıkırdadı. "Artık yatmalıyız sanırım." Fred başını evet anlamında salladı. Maise, Fred'in elini bırakmadan ilerlemeye başladı. Fred bir ellerine, bir de kızın arkasında Weasley yazılı kendi kazağına bakıyordu. Ve bu onu gülümsetiyordu. İkizlerin odasına girdiler. Fred yatağına girdi. Maise de Fredle küçük bir çocukmuş gibi ilgilendi. Yorganını sıkıca örttü. Bir süre saçlarını okşadı ve sonra alnına bir öpücük kondurdu. "İyi geceler bebeğim." Fred gülümseyerek sevgiline baktı.
"Sanada iyi geceler sevgilim." Fred de sevgilisinin yanağına bir öpücük kondurdu. Maise, George'un açık yorganını fark etti ve yanına doğru ilerledi. George'un da yorganını başına kadar çekti ve Fred'e fark ettirmeden sessizce fısıldadı.
"Bizi dinlediğini biliyorum. Her şey iyi olacak meraklanma." George, Maise'ye küçük bir gülümseme verdi. Maise de aynısını yaptı ve odadan çıktı. Fred ne kadar önemliyse George da onun için o kadar önemliydi. George için de aynısı geçerliydi. İlk yıldan beri oldukça iyi arkadaşlardı. Ve birbirlerine çok değer verirlerdi. İkisi de her üzgün anlarında birbirlerinin yanındaydı.
------------------------------------
"Baba iyi misin?" George yaşlı gözlerini oğluna çevirdi. İkize olan özlemini herkesten saklasa bile oğlu Fred'den saklayamıyordu. Fred her zaman bunu fark ediyordu. Fred, babasına sıkıca sarılırken George ağlamaya devam etti.
"Meraklanma oğlum ben iyiyim. Sadece baze..." Fred çabucak konuşması ile babasını susturdu.
"Hayır baba. Herkese açıklama yapsan da bana yapmak zorunda değilsin. Ben sadece açıklaması her ne olursa olsun senin yanında olacağım." George, tıpkı kendi ikizi gibi bir çocuk yetiştirmişti.Küçük Fred'e her baktığında, en ufak hareketinde kendi ikizini hatırlıyordu. Bu George'u çok gururlandırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"𝐇𝐞𝐥𝐥𝐨 𝐌𝐚𝐝𝐚𝐦 𝐆𝐡𝐨𝐬𝐭" / Fred Weasley
Fanfiction"ᴍᴇʀʜᴀʙᴀ ʙᴀʏᴀɴ ʜᴀʏᴀʟᴇᴛ." ᴍᴀɪꜱᴇ,ᴋıᴋıʀᴅᴀʏᴀʀᴀᴋ ꜰʀᴇᴅ'ᴇ ᴅᴏğʀᴜ ɪʟᴇʀʟᴇᴅɪ ᴠᴇ öɴüɴᴅᴇ ᴅᴜʀᴅᴜ. "ᴍᴇʀʜᴀʙᴀ ʙᴀʏ ʜᴀʏᴀʟᴇᴛ."