·Twenty three·

59 7 13
                                    

Fred arada sırada babası ile şaka dükkanına gelirdi. Babasına ve amcasına yardım ederdi. Bugün işler oldukça yoğundu. Günün neredeyse sonuna geldiklerinde oğlan arka tarafta dinlenen babasını gördü. Fred yorgunlukla kendini koltuğa babasının yanına attı ve babasının günlük sayfalarını yavaşça gezişini izledi. Onlar için bu günlüğü okumak düzenli yaptıkları bir etkinlik haline gelmişti. George derin bir nefes aldı. Hâlâ Fred ve Maise ile ilgili şeyler onu duygusallaştırıyordu. Elinde değildi.

"Baba... İstemiyorsan yapmak zorunda değiliz. Sanki bu... Seni üzüyormuş gibi?" Fred kaşlarını çatarak babasına sordu. George oğluna gülümseyip saçlarını karıştırdı.

"Aksine oğlum. Bunlar benim için çok değerli..." İkizimden kalan tek hatıralar bunlar. Ve en azından bunları okurken yanımdaymış gibi hissediyorum diye düşündü içinden George. Ve en son kaldıkları sayfayı açtı. "Sanki birileri yine benden gizli okumuş..." Fred babasının lafını duyunca kıkırdadı.

------------------------------

Maise Gryffindor ortak salonunda genellikle tek başına olduğunda oturduğu pencerenin kenarında oturmuştu. Kütüphanedeki çalışmaları bitmişti, yeni duş almıştı ve güzelce kurulanmıştı. Saçlarını örmüştü, sevgilisinin kazaklarından birini giymişti. İşte bu onun için mükemmel akşamlardan biriydi. Tek bir eksiği vardı. Sevgilisi. Hâlâ tam olarak barışmış gibi değillerdi. Ama Fred'in kazağını giymesinde bir sakınca yoktu. Değil mi?

"Hey! Birileri yine en sevdiğim kazağımı dolabımdan çalmışa benziyor!" Fred isyan ederek Maise'nin yanına ilerledi. Maise sanki hiç Fred'i duymamış gibi gözlerini salonda gezdirince Angelina ve George kıkırdadılar. Fred, kız arkadaşının yanına oturdu. "İçimizde bir hırsız var." Fred, Maise'nin gözünün içine bakarak konuştu.

"Aaaaa! Hiç haberim yok! Nerede acaba? Umarım bulursun." Maise oğlana karşı sahte bir gülümseme verip arkasını döndü. Fred gülümsedi. "Hem ben seninle hâlâ konuşmuyorum."

"Bende seninle hâlâ konuşmuyorum." Fred, kızın kulağına doğru fısıldadı. Maise içinden gelen gülme isteğini bastırıp başını erkek arkadaşına çevirdi.

"Yanımda oturuyorsun?" Maise, Fred'e fısıldadı. Bunun üzerine Fred daha fazla güldü. Ve kızın üzerindeki kazağına baktı. Maise, Fred'in nereye baktığını anlayınca başını önüne çevirdi ve pencereden bakmaya devam etti.

"Bunu benim kazaklarımı çalan hırsız mı söylüyor? Beni özlediğini biliyorum. Hadi yalvar da barışalım." Fred kızın saçlarının ucunu alıp Maise'nin boynuna doğru sürttü. Maise en son gülmesini tutamadı. Ve büyük bir kahkaha bıraktı. "Haahhh... Demek seni böyle güldüreceğim." 

Maise oğlanın neyi kastettiğini anlayınca başını hayır anlamında sallamaya başladı ama bunun için çok geçti. Fred kollarıyla kızın iki tarafını kaçmasın diye kavradı. Ve sonrasında parmaklarını kızın karnına götürüp gıdıklamaya başladı. "Frederick!" Maise gülmeye başlayınca Fred'e yapmayı planladığı azar seansı daha başlamadan bitti. Maise, Fred'in ellerini karnından çekmeye çalıştı. Ama beceremiyordu çünkü Fred kızı çok sıkı bir şekilde kavramıştı. Maise en son uğraşmayı bıraktı. Ve belini oğlanın göğsüne yaslayıp gülmeye devam etti. Fred kızın bu hareketini görünce biraz yavaşladı. Kızın nefes almasına izin verdi.

"Benimle barıştığını söyleyene kadar seni gıdıklamaya devam edeceğim. Söyle. Benimle barıştın mı?" Maise tekrar başını hayır anlamında sallayınca Fred kızı tekrar gıdıklamaya başladı. Maise konuşmayı deniyordu ama gıdıklanma hissi ve sonra gelen kahkahaları konuşmasını engelliyordu.

"Tamam! Tamam affediyorum!" Maise kahkahaları arasında zorlukla konuştu. Fred kızı duyunca parmaklarının hareketini durdurdu. Ve kollarını kızın beline sarıp gülümsedi. Sonra kızın gülmekten kıpkırmızı olmuş yüzüne baktı. "Bu adil değil!"

"Gayet adil! Baksana tam bir domatese dönmüşsün." Fred gülüp kızla uğraşmaya devam ederken Maise gıcık olduğunu belli eder bir ifade ile oğlana bakıp başını Fred'in omzuna koydu. Ve nefeslerini kontrol altına almayı denedi. Fred kız arkadaşına baktı ve sağ elinin baş parmağı yavaşça kızın belinde aşağı ve yukarı hareket etmeye başladı. 

"Umbridge'nin getirdiği bir diğer kuralı duydun mu? Bu kadından nefret ediyorum! Son yılımızda neredeyse hiçbir şey öğrenemiyoruz. Özellikle K.S.K.S'dan!" Maise hemen erkek arkadaşıyla normal sohbete başlayınca Fred gülümsedi.

"O kadın tam bir çatlak, hayatım." Maise, erkek arkadaşının söylediğine karşın başını salladı. Ve erkek arkadaşına baktı.

"Yorgun görünüyorsun, canım. Çok mu fazla çalışıyorsunuz şaka malzemeleri için?" Fred, başını olumlu anlamda salladığında Maise gülümsedi. "Bu kadar yorulmamayı deneyin. O şaka dükkanını açacağınıza eminim." Maise ellerini oğlanın kendi beline sarılı ellerine götürüp tuttu. Bu histen üç haftadır mahrumdu. Ve sonunda bunu tekrar hissedebilmek onu tekrar bulutlara çıkarmış gibiydi.

"Hem sınavlar hem bu dükkan gerçekten hem beni hem de George'u çok geriyor." Fred başını kız arkadaşının başının üstüne yaslarken konuştu.

"Yapacaksınız, tatlım. Size güveniyorum..."

------------------------------

George gülümseyip sayfayı kapattı. Ve şaka dükkanının etrafına baktı. Onu ailesinin zor durumundan kurtaran, ikizi ile kısa da olsa güzel anıları olan o dükkanı inceledi. Ve bu dükkan üzerinde büyük emeği olan Maise'ye içinden teşekkür etti.

Umarım bu bölümü sevmişsinizdir. Kütüphaneden arta kalan zamanlarda buraya vakit ayırmayı deniyorum ve bu hissi özlediğimi inkar edemem. Beğeni ve yorumlarınızı esirgemeyin <3 Kitabımı okuduğunuz zaman için teşekkür ederim. Hepinizi seviyorum <3

&quot;𝐇𝐞𝐥𝐥𝐨 𝐌𝐚𝐝𝐚𝐦 𝐆𝐡𝐨𝐬𝐭&quot; / Fred WeasleyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin