"Baba, sana bir şey sorabilir miyim?" George, önündeki malzemeleri kaldırıp oğluna baktı.
"Sor bakalım." Fred, babasının onun için boşalttığı yere otururken konuştu.
"Benim geçen hafta düşünseline gittiğim zaman izlediğim anıda bir ağaç ev vardı. Buralardaydı. Ama ben bulamadım. Hâlâ buradaysa beni götürür müsün?" George biraz düşündü. Sonra başını tamam anlamında salladı.
"O zaman günlüğü al da gel. Beraber ağaç eve gidelim." Fred heyecanla kalkıp odasına koşarken George da gülerek bahçeye çıktı. Fred aşağıya inince ikili beraber ağaç evin yolunu tuttu. George, ikizi öldüğünden beri oraya gitmemişti. Fred yaklaşık 5 dakika sonra ağaç evi görünce oraya doğru koştu ve merdivenlerden hızlıca çıkmaya başladı. George da ağaç eve hüzünlü bir gülümsemeyle baktı ve oğlunun peşinden merdivenleri çıktı. Hâlâ eskisi gibiydi. Fred bir mindere oturdu ve babasını da yanına çağırdı. George da gülümseyip oğlunun yanına çöktü. "Nerde kaldıysa aç ve beraber okuyalım."
------------------------------
"Fredie napıyorsun?" Fred başını kaldırmadan konuştu.
"Gördüğün gibi çalışıyorum Maise." Maise, Fred'in bu ters cevabının nedenini anlamadı. Ama bir şey demeyip Fred'in yanına oturdu.
"Yardım edecek bir şey var mı?" Fred başını hayır anlamında salladı. Maise'ye bakmıyordu bile. Maise sinirle kalkıp George ve Lee'nin yanına gitti. "Fred'e ne oldu çocuklar? Bu 1 haftadır hiç normal davranmıyor." Lee ve George başını evet anlamında salladılar.
"Hiçbir fikrim yok Maise. Ne onu çıldırttı bilmiyorum ama gerçekten kendinde değil." Lee'nin sinirle söylediği cümle sonrasında Maise, Lee ve Fred'in de arasının kötü olduğunu anlamıştı.
"Beni de hiç umursamıyor. Sürekli tersliyor. Ben sadece yanında olmak istiyorum ama o... Buna izin vermiyor." Maise boğazını temizledi ve ayağıya kalktı. "Her neyse... En iyisi ben biraz hava almaya çıkayım." George ve Lee başını tamam anlamında salladılar. Maise koridorlarda dolaşmaya başladı. Fred'e bu 1 haftadır gerçekten bir şeyler olmuştu. Maise bunun yaşadığı stresten dolayı olduğunu biliyordu. Fakat Fred'in ona tavırları sinirini bozuyordu. Maise sadece Fred'in yanında olmak isterken Fred onu tersliyor ve o dahil kimseyle doğru düzgün iletişim kurmuyordu. George dışında. Maise bunları düşünürken bir koridorda Harry ile karşılaştı.
"Nereye Harry?" Harry, hızlıca Maise'ye döndü.
"Umbridge beni cezaya çağırdı." Maise'nin gözleri büyüdü.
"Neden?" Harry, Umbridge ile sınıfta yaşadığı kavgayı anlatmaya başladı. Tek bilmedikleri geç kaldığı için Harry'e bakmak adına dışarıda dolaşan ve onları dinleyen Umbridge'di.
"Bu kadın ne yaşıyor? Hepimiz Cedric'in ismi lazım değil yüzünden öldürüldüğünü biliyoruz." Umbridge her zaman ki gıcık ve tiz sesiyle boğazını temizledi. Maise ve Harry korkarak arkalarını döndüler.
"Demek ceza için 2 kişi oldunuz." Yaklaşık 5 dakika sonra Harry ve Maise, Umbridge'in odasında oturuyorlardı. Umbridge, onlara iki kağıt uzattı. Bir tanesini Harry, bir tanesini Maise aldı.
"Yanımda kalem yok profesör." Maise'nin sesi ile Umbridge gülümsedi.
"Zaten sizin için özel kalemlerim var." Umbridge gülümsemeye devam ederek kalemleri ikiliye verdi. "Yalan söylememeliyim yazmanızı istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"𝐇𝐞𝐥𝐥𝐨 𝐌𝐚𝐝𝐚𝐦 𝐆𝐡𝐨𝐬𝐭" / Fred Weasley
Fanfiction"ᴍᴇʀʜᴀʙᴀ ʙᴀʏᴀɴ ʜᴀʏᴀʟᴇᴛ." ᴍᴀɪꜱᴇ,ᴋıᴋıʀᴅᴀʏᴀʀᴀᴋ ꜰʀᴇᴅ'ᴇ ᴅᴏğʀᴜ ɪʟᴇʀʟᴇᴅɪ ᴠᴇ öɴüɴᴅᴇ ᴅᴜʀᴅᴜ. "ᴍᴇʀʜᴀʙᴀ ʙᴀʏ ʜᴀʏᴀʟᴇᴛ."