"Burada karalanmış bir şekilde 'Karanlık Sanatlara Karşı savunma Sınıfında büyü kullanılmıyor!?' yazıyor baba." George gülerek günlüğü aldı ve baktığında gerçekten bu yazıyordu."
"Evet Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinde büyü kullanamadığımız zamanları gördük." Fred şaşkınlıkla babasına döndü.
"Nasıl yani? Zaten bu ders büyü kullanılması gereken bir ders değil mi?" George gülerek oğluna döndü.
"O zamanlar Hogwarts bakanlığın denetlemesi altındaydı. Ve Umbridge denen bir kadın gelmişti. Neyse boşversene." George günlüğü alıp sayfadaki resimleri inceledi. "Bu günü çok iyi hatırlıyorum. Maise, Fred'i randevuya çıkarmıştı."
----------------
"Şaka yapıyor herhalde. Önce Hogwarts bakanlığın denetlemesine giriyor, sonra da Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinde kitaptan ders işliyoruz. Büyü kullanmak yasak. Çıldıracağım cidden çıldıracağım." Fred, gülerek kız arkadaşına baktı. Ve kolunu Maise'nin omzuna attı.
"Biraz sakin olmayı dene şekerli viskim." Maise, erkek arkadaşına döndü. Tam konuşacakken araya Angelina girdi.
"Nasıl sakin olabilir ki? Son senemiz ve yaşadığımıza bak. Sanırım Hogwarts'ın gelmiş geçmiş en berbat öğretmeni geldi." Maise gözlerini devirdi.Sadece o ve Angelina değil okuldaki herkes bu duruma sinirliydi. Okul şimdiden berbat durumdaydı.
"Kötü şeyler olacak.Hissediyorum." Maise, sinirle başını salladı. Lee herkesten önce davranıp Gryffindor ortak odasının şifresini söyledi. Kapı açıldı ve beşli içeri girdi.
"Onu bunu bırakın. Ben şu kütüphanede gördüğüm kızı nasıl etkileyebilirim?" Maise şöminenin önündeki uzun koltuğa oturup altın üçlüye el salladı. Üçlü de ona samimi bir gülümseme verdi. Fred kız arkadaşının dizine kendini attı. Karşısındaki koltuğa da Lee oturdu. Maise'nin yanındaki koltuğa da George ve Angelina oturdu. George, fırsattan istifade kolunu Angelina'nın koluna atarken Maise kıkırdadı. Angelina da gülümsedi. Fakat bu utangaç bir gülümsemeydi. George sonunda önceki gün Angelina'ya çıkma teklifi etmişti. Ve şimdi sevgililerdi.
"Bence ilk önce kıza kendinden bahsetmelisin Lee." Maise, sevgilisinin lafına güldü. Ve Fred'in saçını okşamaya başladı.
"Hadi ama Fred. Nasıl bahsedebilirim? Seni gördük. Aah selam şekerli viskim. Randevuya ne dersin?" George, gülerek taklide devam etmeye karar verdi. Ve sesini incelterek konuşmaya başladı.
"Hayır Fred olmaz. Sana olmaz dedim." Maise gülerken Fred ikizine ve arkadaşına sinirle baktı.
"Ama bakın. Şu an o kız benim sevgilim ve dizinde uzanıyorum sizi ahmaklar." Maise'nin gülüşü büyürken Lee'nin gözleri büyüdü.
"Acaba senin gibi salak davransam beni kabul eder mi?" Fred yanındaki yastığı alıp Lee'ye fırlatırken Lee gülerek yastığı tuttu. "Ciddi olun ve arkadaşınıza tavsiye verin." Fakat Lee bunu söylerken ciddiyetten uzaktı. Maise kendini düzeltti ve Lee'ye döndü.
"Kızın adı ne demiştin?" Lee, heyecanla Maise'ye döndü.
"Jessie. Jessie Garcia." Maise, kızla ufak bir konuşmuşluğu olduğunu hatırlayınca gülümsedi.
"Jessie ile ufak bir konuşmuşluğum var. Genellikle kütüphanede takılıyor. Ya da kara gölün orada dolaşıyor. Yani ilk başta onla konuşmaya çalışmakla başlayabilirsin Lee." Lee heyecanla yerinden kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"𝐇𝐞𝐥𝐥𝐨 𝐌𝐚𝐝𝐚𝐦 𝐆𝐡𝐨𝐬𝐭" / Fred Weasley
Fanfiction"ᴍᴇʀʜᴀʙᴀ ʙᴀʏᴀɴ ʜᴀʏᴀʟᴇᴛ." ᴍᴀɪꜱᴇ,ᴋıᴋıʀᴅᴀʏᴀʀᴀᴋ ꜰʀᴇᴅ'ᴇ ᴅᴏğʀᴜ ɪʟᴇʀʟᴇᴅɪ ᴠᴇ öɴüɴᴅᴇ ᴅᴜʀᴅᴜ. "ᴍᴇʀʜᴀʙᴀ ʙᴀʏ ʜᴀʏᴀʟᴇᴛ."