↬ 0.7

687 96 22
                                    

Taeyong gözlerini araladı suratını buruşturarak. Kafasının içindeki rahatsız edici ses birkaç saniyedir oradaydı ve Taeyong bunun gerçek mi yoksa rüyamı olduğunu anlayamıyordu. Çiftlikte yorulduğu için erkenden uyuyakalmıştı fakat şu an uykusu çalan kapı ziliyle bozulmuştu. Mızıldanarak yattığı yerden doğruldu ne yazık ki rüya değildi, kapısı gerçekten çalınıyordu. 

Yarı açık yarı kapalı gözlerle kapısını araladı hiç düşünmeden, gece yarısı kim gelebilirdi ki Doyoung'dan başka fakat kapıda bekleyen kişi Doyoung değildi.

Gözlerini kıstı, önünde öfkeyle duran kişi Jung Jaehyun muydu?

''J- jaehyun?''

Jaehyun sinirden deliye dönmüş bir ifadeyle içeri adımladı, kapıyı sert bir şekilde kapattığında Taeyong ürkekçe sıçradı olduğu yerde, şimdi uykusu kaçmıştı işte.

''Sendin değil mi? Sen yükledin o fotoğrafları sosyal medyaya!''

Taeyong yutkundu. Jaehyun evini nereden bulmuştu?

''B- ben hayır...''

Jaehyun deli gibi öfkeliydi. Dalga geçer tonda güldü.

''Sen iyice aştın haddini!''

Sert eli ince bileği kavramış, suratı suratına yaklaşmıştı.

''Neden yaptın bunu? Ne istiyorsun benden?''

Taeyong öfkelendi. Kaşları çatılırken, ''Ne mi istiyorum?'' diye bağırdı. ''Sen beni kovdurdun! Senin yüzünden işimden oldum ben 3 yıldır emek veriyordum fakat sen bir telefonunla mahvettin her şeyi bir de gelmiş hesap mı soruyorsun!''

Jaehyun avucu arasındaki bileği biraz daha sıktı.

''Sen kafayı mı yedin? Şimdi ne olacak, o paylaştığın fotoğraflardan sonra rahat bırakır mıyım sanıyorsun seni?''

Taeyong gerçekten de sonunu düşünmemişti. O milyonların idolüydü arkasında büyük bir kitle vardı kendisine hakaretten dava açsa bile milyon dolara mal olurdu bunu nasıl öderdi? Ödeyemezdi kendine bakacak bir işi bile yoktu ki henüz.

''Kimliğin ortaya çıkarsa fanlar seni yaşatırlar mı sanıyorsun?''

Haklıydı. Kimliği ortaya çıkarsa biterdi. Delirmiş fanlar onu gördükleri yerde öldürürlerdi.

Yutkundu. Bu defa gerçekten korkuyordu, dudakları aralandı fakat söyleyecek şey bulamıyordu.

Jaehyun alayla güldü.

''Pek cesur değilsin ha? Her şey fotoğrafları yükleyene kadar mıydı yani? Cesur muhabir Taeyong nereye gitti?''

''Kibirli herifin tekisin!''

Jaehyun güldü.

''Öyle mi? Ya sen, sen nesin alçak bir muhabir.''

Kaşlarını çattı Taeyong.

''Alçak mı?''

''Ya, alçak! Ben bugün senin ajansın ile konuştum seni işe tekrar geri almaları için, ben onlara hiçbir zaman seni kovmalarını söylemedim yalnızca bir cezayı hak ediyordun.''

Ne yani onu kovduran Jaehyun değil miydi?

''Peki sen ne yaptın böyle alçakça bir şeye başvurarak bana iftira atmayı seçtin!''

Taeyong vicdan azabından ölecek gibi hissetti. O haklıydı, ona iftira atmıştı, bu korkunç bir şeydi. Oysaki o işini geri alması için ajansla konuşmuştu... Fakat eskiden yaptığı o şey ve evde ona teklif ettiği o şey... Taeyong tekrar öfkelendi fakat sakin olmak için derin bir nefes aldı.

''Seni dava edeceğim.'' dedi Jaehyun aniden.

''Ne?''

''Evet, iftira ve hakaretten.''

Tuttuğu bileği bıraktı. 

''Madem uğraşmak istiyorsun avukatımla uğraş dur o halde!''

Arkasını döndü evden çıkmak için. 

Taeyong korkuyla yutkundu. 

''Jaehyun...''

Jaehyun duraksadı Taeyong'a bakarak.

''Ben özür dilerim... O fotoğrafları sileceğim ve hepsinin bir şaka olduğunu yazacağım. Söz veriyorum.''

Jaehyun kaşlarını çattı.

''Fotoğraflar her yere yayıldı bile.''

''Biliyorum ben üzgünüm sonunu düşünemedim.''

''Düşünmeliydin!''

Jaehyun öfkeyle tekrar gitmek için yeltendi fakat Taeyong aklına gelen ilk şeyle Jaehyun'un önünü kesti.

''Çekil.''

Kafasını iki yana salladı. 

''Beni dinlemeden gidemezsin.''

''Dinledim zaten o yüzden çekil.''

''Hayır, dinlemedin.''

Taeyong hızla dudaklarını Jaehyun'un dudaklarına bastırdı. Jaehyun bir adım geriye giderken gözleri aralandı şaşkınca.

Taeyong ne yaptığını bilmiyordu yalnızca ona engel olmak istiyordu.


 ⸻ ♡ ⸻

 ⸻ ♡ ⸻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
anti fan // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin