Taeyong hışımla kapının şifresini tuşlamış ve eve adımlamıştı. Bulduğu ilk uçakla dönmüştü Kore'ye. Program falan umurunda değildi, fazlasıyla öfkeli ve bir o kadarda kırgındı. Jaehyun'dan uzaklaşmak istiyordu.
Odasına girerek bavulunu ortaya bıraktı. Burada kalan birkaç eşyasını da alıp gidecekti artık. Daha fazla kalamazdı burada.
Çekmecede duran birkaç kıyafeti de bavuluna sıkıştırmış banyoda duran eşyalarını da aldıktan sonra hızla odadan çıkmak için yeltenmişti ki duyduğu sesle duraksadı.
Taeyong sessiz kalarak kapıya yönelmişti ki bileği tutuldu.
''Bekle konuşabilir miyiz?''
''Konuşacak hiçbir şey kalmadı, artık seninle görüşmek istemiyorum.''
''Taeyong lütfen, geçmişte yaptığım bir şey yüzünden bırakma beni. Her şeyi düzeltebiliriz sence de bir şansı daha hak etmiyor muyum?''
Taeyong öfkeyle soludu.
''Neden yaptın o zaman, madem bu kadar pişmansın neden yaptın?''
''Bilmiyorum! O an arkadaşlarımın yanında havalı gözükmek istemiş olabilirim, inan ki çok pişmanım.''
Taeyong alayla güldü.
''Havalı gözükmek öyle mi, çok acınası.''
''Biliyorum, ben acınası biriyim fakat hâlâ sana karşı bir şeyler hissediyorum ve gitmeni istemiyorum.''
''Fakat ben sana karşı hiçbir şey hissetmiyorum ve daha fazla yanında durmak istemiyorum.''
Odadan çıktı hızla. Onun bir şansı hak edip etmediğinden emin değildi.
''Gidecek bir yerin yok.''
''Bakarım ben başımın çaresine, sahte endişelenmelerine ihtiyacım yok.''
Jaehyun öfkeyle çenesini sıktı.
''Saçmalıyorsun, şu an bir çocuk gibi davranıyorsun.''
''Evet ben geçmişe takılı kalan bir çocuğum oldu mu? İçimde bir yerlerde hâlâ bir çocuk var ve seni affetmek istemiyor! İster abarttığımı düşün ister beni çocuk olarak gör umurumda değil artık!''
Bavulunu çekiştirerek kapıya yöneldi.
''Ayrıca sakın peşimden gelme!''
Sonrada hışımla çıkmıştı daireden. Tüm vücudu gergince titrerken sinirle sıkmıştı çenesini. Bu herifle geçirdiği her dakika çileden çıkıyordu.
⸻ ♡ ⸻
Taeyong dik merdivenleri tırmanarak Doyoung'un çatı katındaki evine ulaştı. Gidecek başka bir yeri yoktu. Birkaç gün burada kalmak zorundaydı. Kendisini çok rahatsız hissetse bile yapabileceği başka bir şey gelmiyordu aklına.
Derin bir nefes alarak bavulunu kapının önüne bırakmış ve kapıyı çalmıştı. Doyoung işteydi fakat Jungwoo evde olmalıydı.
Jungwoo şaşkınca duraklarken Taeyong öfkeyle yanaklarını şişirdi. Jung Jaehyun'u öldürmek istiyordu. Tırnaklarını o güzel suratına geçirmek ve kafasını koparmak...
⸻ ♡ ⸻
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.