Jaehyun şaşkınca karşısındaki bedeni süzdü. Onun burada ne işi vardı?
''Burada ne işin var?''
Taeyong kaşlarını çattı.
''Asıl senin burada ne işin var?''
''Burası benim evim.''
''N- nasıl yani, senin evin mi?''
Taeyong şaşkınca durakladı, ne demek onun eviydi?
''Evet benim evim buraya nasıl girdin?''
''B-ben...''
Tek kaşını kaldırdı Jaehyun bir cevap beklercesine.
''B- burası arkadaşımın bir tanıdığının evi değil mi yani?''
Jaehyun kaşlarını çattı, bazı şeylere anlam vermeye çalışır gibiydi.
''Bir dakika, ne arkadaşı ne tanıdığı buraya nasıl girdin Taeyong?''
''Benim kalacak bir yere ihtiyacım vardı ve birkaç gün burada kalmam için arkadaşım tanıdığı biriyle konuştu benim için, o yüzden buradayım.''
''Benimle kimse konuşmadı Taeyong, burası benim ikinci evim. Seni buraya gönderen kim? Ne hakla böyle bir şey yapabili- Bir dakika... Ajanstaki o çocuk röportaj günü evi hazırlamak için buraya gelmişti şifremi oradan biliyor olmalı...''
"N- ne röportajı?"
"Seninle yaptığımız röportaj aslında burada olacaktı o çocuk da burayı hazırlamak için gelmişti fakat bir şeyler oldu diğer evde yapmak zorunda kaldık."
Taeyong dudaklarının arasından bir küfür savurdu.
''Ne dedin?''
''Hiç... O sadece bana kalacak bir yer ayarlamaya çalışıyordu ona kızma lütfen...''
Jaehyun birkaç saniye Taeyong'u süzdü.
''Beni sabah evinden yaka paça kovmuştun bakıyorum şu an pek bir sakinsin?''
Taeyong göz devirdi öfkeyle.
''Hak etmiştin!''
''Etmedim, bilerek yapmadım onu uyuyordum beni suçlamayı kes artık.''
''Gerçekten bir saniye bile katlanamıyorum sana Jaehyun, gerçekten.''
Taeyong gitmek için yeltendi. Bavulunu sıkıca tutmuştu ki Jaehyun ince bileğini kavradı usulca.
''Nereye gideceksin, hani kalacak bir yerin yoktu?''
Taeyong hızla bileğini kurtardı.
''Bulurum ben bir yer.''
Jaehyun'un bakışları balkona çıkan büyük kapıdan gökyüzüne kaydı.
''Bu saatte? Ayrıca hava hâlâ kötü bir anda yağmur bastırırsa ne olur?''
Taeyong öfkeyle soludu.
''Sana ne? Neden endişeleniyorsun ki benim için?''
Jaehyun alayla kıvırdı dudaklarını.
''Ben de sana çok meraklı değilim yalnızca iyilik yapmaya çalışıyorum sonradan arkamdan yine iftira falan atmayasın diye.''
Taeyong'un çenesi titredi. Sabahki yaşadığı korkuyu tekrar iliklerine kadar hissetmişti o an.
Jaehyun Taeyong'un gözlerinin dolduğunu fark ettiğinde endişeyle kaşlarını çattı.
''B- ben... üzgünüm.''
Taeyong dizlerinin bağının çözüldüğünü hissetti birden. Yere çöküp ağlama hissiyle dolmuştu. Her şey üst üste geliyor, felaketler bir türlü peşini bırakmıyordu kaç gündür.
''Bugün...'' derin bir nefes aldı, söyleyip söylememekte kararsızdı.
''Bugün?''
''Bugün hayranların geldi.'' tuttuğu nefesini bıraktı.
Jaehyun kaşlarını çattı biraz daha.
''Hayranlarım mı, nereye?''
''Evime! Zorla evime girmeye çalıştılar bana zarar vermek için. Bana bir sürü hakaret ettiler ve onlar yüzünden evden kovuldum.''
Jaehyun duydukları ile şokla duraksadı, kendini berbat hissetmişti birden.
''Ben üzgünüm Taeyong haberim olsaydı hemen gelirdim.''
''Neden gitsin?'' diye bağırdı sertçe. ''Neden gitsin ki? Bana iftira atıp insanlara karşı yalan yanlış dolduran sensin Taeyong? Neden bana bu kadar kinlisin? Seni ben kovdurmadım, hatta ajansa tekrar gidip seni işe almaları için konuştuğumu da söyledim benden ne istiyorsun?''
Taeyong dudaklarını araladı öfkeyle fakat hiçbir şey söylemeden tekrar kapattı.
''Özür dilerim tamam mı, sana ilk gün o teklifi yapmamalıydım en azından o şekilde...''
''Sonunda anladın!'' diye bağırdı Taeyong. ''Beni o gün berbat hissettirmiştin pislik herif aynı 8 yıl önceki gibi!''
Jaehyun duraksadı.
''Ne 8 yıl öncesi? Beni tanıyor musun yani daha önceden?''
''Hayır...''
Taeyong hızla bavulunu kavradı. Gitmek için yeltenmişti ki Jaehyun önünü kesti.
''Gidemezsin bana bir açıklama borçlusun.''
''Sana hiçbir bok borçlu değilim çekil.''
Kapıya doğru hızla adımladı fakat Jaehyun izin vermedi, bavulu tutarak kendine çekti onu durdurmak için.
Taeyong sinir olmuş bir ifadeyle bavulunu tekrar kendine doğru çekti. Bavul bir o tarafa bir o tarafa savrulurken birden kapağının açılmasıyla yere düşmüştü.
Taeyong şok olmuş gözlerle yerdeki bavuluna bakarken utançtan yerin dibine girmek istedi. Siyah dantelli iç çamaşırı ben buradayım diye bağırıyordu.
⸻ ♡ ⸻
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.