↬1.9

652 82 17
                                        

Doyoung içeri adımladı ve Taeyong'u gördüğü için gülümsedi.

''Taeyong ne zaman geldin?''

Morali bozuk olan arkadaşına sarılırken, koltuğun kenarındaki bavulu gördü.

''Bir şey mi oldu?''

''Çok şey oldu Doyoung.''

Doyoung meraklı bir ifadeyle kaşlarını kaldırdı.

''Bir tanıdığımın evi diyerek beni Jaehyun'un evine yollamandan başlayabiliriz mesela?''

Doyoung dudağını ısırdı. 

''Ne?'' 

Jungwoo şaşkınca sevgilisine baktı.

''Bu da ne demek?''

''Özür dilerim sadece sana yardımcı olmak istedim, yakalanacağını düşünemedim oraya hiç gitmem demişti Jaehyun...''

''Bu Jaehyun bildiğimiz Jung olan Jaehyun mu?''

Doyoung usulca onayladığında Jungwoo bayılacak gibi hissetti.

''Sen Jaehyun ile aynı evde mi kaldın yani?''

Taeyong göz devirdi. Onun Jaehyun'un hayranlarından biri olduğunu neredeyse unutuyordu.

''Oldu işte öyle bir şeyler, artık orada kalamam zaten görüldüğü üzere.''

''Peki program işi neden olmadı yarın çekim başlamayacak mıydı neden döndün?''

Taeyong Jaehyun ile yaptığı kavgayı hatırlayınca sinirden gözü döndü.

''Çekmiyorum program falan! Uzak dursun o herif benden.''

Jungwoo göz devirdi.

''250 canım hatırladın mı?''

Taeyong ağlamaklı bir ses çıkardı.

''Bıktım artık.''

''Ne 250 si?'' Doyoung meraklı bir ifadeyle sorduğunda, ''250 bin dolar.'' demişti Jungwoo, ''Tazminat istiyorlar, eğer programı çekmezse onlara tazminat vermeliymiş.''

''Böyle bir saçmalık olabilir mi sen ne zaman sözleşme imzaladın ki?''

''Her neyse.'' Jungwoo ellerini salladı sakin olun dercesine. ''Şimdi biz gidip etleri hazırlıyoruz, Taeyong'da Jaehyun'u buraya çağırıyor ve birlikte güzel bir akşam yemeği yerken bu meseleyi konuşuyoruz tamam mı?''

Taeyong sinirle koltuğa oturdu.

''Asla aramam ben o herifi.''

''Saçmalıyorsun.''

Jungwoo sertçe sehpada duran telefonu alarak Taeyong'un eline tutuşturdu.  ''Ara çağır.'' Sonrada Doyoung'u çekiştirerek mutfağa sokmuştu.

Taeyong dudaklarını büzerek telefona baktı. 

''Lanet olsun...''

Omuzlarını düşürerek Jaehyun'un numarasını tuşladı. İlk çalışta açmıştı telefonu.

''Taeyong?''

Jaehyun'un sesi heyecanlıydı.

Taeyong istemeye istemeye dudaklarını araladı.

''Biraz konuşabilir miyiz?''

''Tabi ki neredesin?''

''Doyoung'un evinde, konum atacağım buraya gel.''

Hiçbir şey söylemesine fırsat vermeden telefonu kapatmış ve konumu Jaehyun'a yollamıştı. Kafasını koltuğa yaslarken, gözlerini kapattı. Her şey keşke bir rüyadan ibaret olsa diye geçirdi içinden. Kalbi deli gibi acıyordu, her şey üst üste gelirken Taeyong nefes alamıyormuş gibi hissediyordu artık.

Yaklaşık 15 dakika kendisiyle baş başa kaldığı sırada, Jungwoo elindeki tabakla içeri adımlamıştı.

''Etleri pişirme vakti, bu arada aradın öyle değil mi?''

''Aradım.'' 

''Tamamdır ben balkona çıkıyorum.

Taeyong ayağa kalktı. Mutfağa gittiğinde Doyoung salata yapmakla meşguldü.

''Yardım edeyim mi?''

''Hayır sen git Jungwoo'nun yanına birazdan Jaehyun gelir zaten.

''Ne zaman bitecek bunlar Doyoung, ben ne zaman eski normal hayatıma geri dönebileceğim?''

Doyoung elindeki bıçağı bırakarak arkadaşına baktı.

''Bitecek merak etme, eski sıkıcı hayatımıza geri döneceğiz yakında.''

''Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?''

Doyoung sırttı. 

''İşte, bu arada Jungwoo şu an belli etmese bile Jaehyun'u göreceği için çok heyecanlı.''

Taeyong göz devirdi.

''Şeytan görse keşke onu sadece. Neyine bu kadar hayransa yazık arkadaşıma...''

Doyoung sırıttı.

''Hadi git.''

Taeyong omuzlarını düşürerek balkona çıktı. 

Jungwoo etleri pişirmeye başlamıştı. Taeyong gökyüzüne bakarak derin bir nefes çekti içine. Gün bitmeye yaklaşmış, gökyüzü pembeye boyanmıştı.

''Taeyong?''

Odağı merdivenlerin oradan gelen ses ile dağılırken, Jaehyun'u gördüğünde asık olan suratı daha da asıldı. Bütün duyguları birbirine karışmış gibiydi, nasıl hissetmesi gerektiğini bilmiyordu artık. Onu görmek istemediğini sanıyordu fakat şu an karşısında gördüğünde onunla konuşmak istediğini fark etmişti fakat gururlu duruşu buna izin vermedi ve bir şey söylemeden bakışlarını tekrar gökyüzüne çevirerek ellerini ceketinin ceplerine sokmuştu ki duyduğu düşük desibelli çığlıkla bakışlarını Jungwoo'ya çevirdi.

''Jung Jaehyun sahiden şu an burada mı?''


⸻ ♡ ⸻

⸻ ♡ ⸻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
anti fan // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin