Ikili sabahın ilk ışıklarında, kendileri için gelen özel uçaktalardı.
Jaehyun üzgün bakışlarını karşı koltukta oturan Taeyong'a dokundurdu, dünden beri kendisiyle hiç konuşmamıştı. Jaehyun artık bu belirsiz durumdan sıkılmıştı, her şeyin düzelmesini ve bir daha asla bozulmamasını istiyordu ve o gün işte bugündü.
Usulca ayaklandı ve Taeyong'un yanındaki boş koltuğa oturdu, başını usulca omzuna koydu.
Taeyong kapattığı gözlerini araladı ve Jaehyun'a baktı.
"Taeyong, ben özür dilerim."
Taeyong öfkeyle göz devirdi ve başını tekrar yana çevirdi.
"Hadi ama küs mü kalacaksın bana?"
"Inan hiç zorlanmam."
Göz devirme sırası Jaehyun'a geçti.
"Eminim."
Bir süre duraksadı, bakışları yan koltukta uyuyan menajerine kaydığında aklına gelen şeyle Taeyong'u belinden tutarak kucağına çekti.
"Ne yapıyorsun?"
Taeyong'un dudaklarından ufak bir çığlık kaçtı.
"Jae, bırak beni."
Jaehyun gülümsedi ve bakışlarını Taeyong'un öfkeli suratında dolaştırdı.
"Hayır seni bırakmayacağım bir daha asla hem de."
Taeyong pes etti ve çırpınmaktan vazgeçti.
"Gıcık herifin tekisin bunu biliyorsun değil mi?"
Jaehyun sırıttı.
"Evet ve bu gıcık herif şu an seni öpmek istiyor."
Taeyong'un beklemediği anda dudakları çevrelendi bir çift dolgun pembe dudakla.
Şaşkınca dudakları aralandı, Jaehyun bunu fırsat bilerek dilini Taeyong'un ağzından içeriye soktu ve öpüşleri ıslak bir hal aldı.
Sessiz uçakta ikiliden çıkan ufak iniltiler ve dudaklarından çıkan ıslak sesler yankılanıyordu.
Taeyong bir an gözlerini araladı ve bakışlarını acele ile yan koltuğa çevirdi.
Jaehyun onun tedirginliğini fark ettiğinde dudaklarını ayırdı, ikisi de nefes nefese kalmıştı, fakat Jaehyun dudaklarını tekrar kapattı ve ayağa kalktı Taeyong'un bacaklarını beline sararken.
İkili uçağın lavabosuna girerken Jaehyun dudaklarını hızla ayırdı ve Taeyong'u geniş lavabonun üzerine bıraktı.
Taeyong'un üzerindeki ceketi hışımla çıkardı ve bu defa dudaklarını onun pürüzsüz ince boynunda dolaştırdı.
Taeyong kendinden geçmişti adeta. Kafasını geriye attı ve boynunu daha çok açtı Jaehyun için. Küçük kırmızı dudakları hissettiği duyguyla aralanmıştı. Jaehyun onun ne istediğini bilirmiş gibi ustalıkla gezdiriyordu dilini güzel teninde.
Jaehyun bu defa ellerini Taeyong'un tişörtünün eteklerine götürdü, usulca kaldırdı ve minik göğüslerinin ihtiyaç ile sertleştiğini gördü. Dilini bu defa küçük pembeliklere götürdü ve ıslak bir şekilde öpmeye başladı onları.
Taeyong hissettiği sızı ile inledi ve Jaehyun'un karamel rengi yumuşak saçlarına tutundu. Alt taraflarında oluşan zonklama, beynini uyuşturmuştu ve ihtiyaçla Jaehyun'un dudaklarını göğsüne biraz daha bastırdı. Her şey çok hızlı gelişmişti, daha bu sabah bu herife öfke doluydu şu an ise dudaklarının teninde dolaşmasına izin veriyordu bu tuhaftı fakat Taeyong umursamadı, şu an umursadığı tek şey Jaehyun'un teninde dolaştırdığı yumuşak dudaklarıydı.
Jaehyun göğüslerle ilgilenmeyi bitirdiğinde eli Taeyong'un dar kotunun fermuarını buldu. Fermuarı ustaca açtı ve önünde ihtiyaç ile sertleşmiş olan penisi okşadı.
Taeyong kesik bir nefes verdi, tüm vücudu istemsizce titriyordu.
Jaehyun Taeyong'un bacaklarından dar kotunu ve iç çamaşırını sıyırdı. Eli hala Taeyong'un sertliğindeydi usul usul okşuyordu onu.
Taeyong'un kesik iniltileri uçağın lavabosunda yankılanırken Jaehyun hızlıca kendi kemerinden ve pantolonundan kurtulmuş, sertliğini Taeyong'un içine konumlandırmıştı.
"Canın biraz yanabilir tamam mı?"
Taeyong yutkunmuş ve kafasını usulca sallamıştı. Kollarını Jaehyun'un boynuna iyice sardı ve başını omzuna gömdü.
Jaehyun ufak bir hareketle Taeyong'un içine ittirdi kendini. Usul usul canını yakmamaya çalışarak derinlerine ulaştı ve Taeyong'un acı dolu inlemesi birden zevk inlemelerine dönüştü.
İkilinin vücutları bir bütün oldu, kayıp yapboz parçaları birbirini tamamladı ve yıllar boyu süren özlem nihayet o gün son buldu.
"Taeyong şu an o kadar mutluyum ki..."
Taeyong sıklaşan nefesi eşliğinde alt dudağını ısırdı.
"Şu an bu uçak düşse ve ölsek dünyanın en mutlu adamı olarak ölürdüm..."
"Aahh Jaehyun... neden, neden ölecekmişiz?"
Jaehyun vuruşlarını hızlandırdı, Taeyong zevkten dört köşe olmuş, gözleri kapanmıştı. Düşünebildiği tek şey vücudunda hüküm süren zevk dalgalanmalarıydı, beyni yerinde değildi kuş olup uçmuştu sanki. Hiçbir şey düşünecek, hiçbir şey için endişelenecek halde değildi o an.
Jaehyun son bir vuruş yaptı ve hırıltılı bir sesle sıcak sıvısını Taeyong'un içine boşalttı.
Taeyong'da büyük bir çığlıkla patladığında, tüm vücudu titredi.
"Çünkü..." dedi Jaehyun derin bir nefes almış, terli alnını silerken, "Çünkü artık sana sahibim ve bu benim en büyük mutluluğum o yüzden mutlu bir şekilde ölebilirim."
⸻ ♡ ⸻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anti fan // jaeyong
FanfictionTaeyong magazin muhabiriydi Jaehyun ise bir kpop yıldızı.Taeyong bir gün röportaj için gittiği evden bir anti fan olarak çıkacağından habersizdi tabi. #1 jaeyong ©jaeyongmylemondetox