14.Bölüm | V

2.3K 208 374
                                    

Taylor Swift

Bad Blood

*

Peter Pettigrew, kısa boylu bir adamdı. Biraz tıknazdı. Kafasında yerli yersiz kellikler bulunurken saçının geri kalanı kirliydi. Sadece saçı değil kendisi de kirli, pisti. Gerçekten de bir fareye aşırı fazla benziyordu.

Lupin, "Vay vay, Peter. Uzun zamandır görüşmemiştik." derken Harry, Peter'ın kapıya attığı kaçamak bakışları yakaladı.

"Remus? Sirius? Eski dostlarım!" Black eline bir asa alıp ona doğrultacak iken Lupin onu durdurdu. Yeniden Pettigrew'e döndü. Anın aksine sesi o kadar yumuşak ve rahattı ki Peter oraya çay içmeye gelmiş gibi davranıyordu.

"Peter, biz de Lily ve James'in öldüğü gece olanlar hakkında konuşuyorduk. Ron seni tutarken net bir şekilde bizi duyamamış olabilirsin."

"Remus," dedi soluksuz halde. Terlemeye başladığı belli oluyordu. "Ona- Ona inanmıyorsun değil mi? Beni öldürmeye çalıştı." Remus sahte bir şekilde gülümsedi. "Aynen Peter. İnanır mıyım hiç?"

"Sen hep aramızda en mantıklı olanımızdın. Yine beni öldürmeye geldi! Lily'i, James'i öldürdü. Şimdi de beni öldürecek, bana yardım etmek zorundasın Remus..." Pettigrew'ın telaşlı halinin aksine Black gerçekten de kendini sakin kalmak için zorluyordu ve bu dışarıdan bakıldığında net bir şekilde belli oluyordu. "Hadi ama Remus! Bizim rüyalarımızda bile göremeyeceğimiz kadar Karanlık güçleri var onun!"

"En azından rüyasında Karanlık güçler görebileceğini itiraf etti sayılır..." Violet'in mırıldanması Peter'ın sesinden sonra çok net bir şekilde duyulmuştu. Sirius kızına doğru sırıttı. "Ben mi Karanlık güçlerle uğraşacağım, Peter? Güldürme beni."

"Ya- Yalan söylüyor Remus! Azkaban'dan kaçabilen ilk kişi o! Herhalde Adı Anılmaması Gereken Kişi ona birkaç numara öğretmiştir!" Sirius sesli bir şekilde güldü. "On iki yılda biraz espri kabiliyeti kazanmışsın en azından. Voldemort bana numara öğretecek, ha?"

Peter'ın titrediğini fark ettiler. "Ne oldu? Eski efendinin ismini duymaktan korkuyor musun? Seni suçlamıyorum, Peter. Onun tayfası da senden pek hoşlanmaz. Anlarsın ya, Azkaban da her şeyi konuşuyorlardı." dedi son derece kararlı bir sesle.

"Neden bahsediyorsun, bilmiyorum! On iki yılımı senden saklanarak geçirdim!"

"Yalan," Peter'a yaklaştı. "On iki yıldır benden değil, Voldemort'un eski müritlerinden saklanıyorsun! Şanslısın, gerçekten de öldüğünü sananlar var. Keşke sandıkları şey doğru olsa. Gerçi senin hayatta olduğunu bir bilselerdi bizden önce işini bitirirlerdi bile." Black'in sözlerinden sonra alnından akan terleri bileğiyle sildi.

"Hep kendinden daha güçlü, daha kudretli insanların arasında dolaştın. Seni koruyup kollayacak birilerinin etrafında olmasından hoşlandın. Bu eskiden bizdik... Ben ve Remus... Ve James..." Peter yine yüzünü sildi. "Stres seni terletti mi? Ah, ne yazık!" dedi iğneleyici bir sesle. Peter tekrar Remus'a baktı. "Bunların hiçbirine inanmıyorsun değil mi, dostum? Casustu o."

"Bu ne cüret!" Sirius asasını doğrulttu. "Ne cüretle Remus'a dostum dersin? Ne cüretle casus olduğumu iddia edersin!? Benim buradaki tek hatam Lily ve James'e seni sır tutucu yapmalarını söylemem. Hayatımın hatası. Çok zeki olduğumu düşünmüştüm, biliyor musun? Bunun harika bir blöf olacağını, Voldemort'u kandırdığımı... Elbette benim peşimden gelecekti, senin gibi zayıf, yeteneksiz birisini kullandığımızı asla bilmeyeceklerdi. Voldemort'a gidip onların yerini söylediğin an o sefil hayatının en önemli anıdır kesin."

Violet BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin