35.Bölüm | VII

884 69 166
                                    

You Me At Six

Take On The World

*

Violet'in doğum gününe yaklaşan vakit aynı zamanda başka bir şeyin habercisiydi. Günün sabahından yapılması planlanan Harry'nin duruşması malikanedeki herkesi geriyordu. Tam bir karmaşa vardı. Doğum gününü kutlamayı reddeden Violet'i ikna etme çabaları ve Harry'i sakinleştirmek üzerine ev halkı ikiye bölünmüş, görev dağılımları yapmışlardı. Fakat ne Harry sakinleşmişti ne de Violet doğum gününü kutlamayı istiyordu. İkiside pek kimseyle diyaloğa girmeden odalarında takılıyordu. Hoş, Harry bazen Bayan Weasley'e yardımcı olmak için odasından çıkıyordu. Ev eski ve kısmen terk edilmiş olduğu için hayli pisti ve temizlemekle uğraşıyorlardı. Violet sadece her gün kendi odasını temizliyordu.

"Son üç gün!" dedi kapısının önünde neşeyle duran ve arkadaşının kapıyı açmasını bekleyen Fred Weasley. "Sana kahvaltı hazırladım!"

"Sağol bugün pek zehirlenmek istemiyorum!" Parmağını yalayıp okuduğu kitabın sayfasını kolayca çevirdi. Fred'in bir dakika içerisinde gideceğini umuyordu. "Hadi ama! Krep yaptım. George'ta sos almak için çıktı birazdan burada olur. Annem seni bekliyor."

"Aç değilim, Freddie. Sonra yeriz."

"Senin için kahve demledim." Violet tek kaşını kaldırıp elini kitabının arasına koydu ve kapıya baktı. "Nasıl?"

"Muggle usulü."

"Geliyorum." Kitap ayracını koyup yatağından indi. Üzerini değiştirip kapıyı açtığında dişleriyle gülümseyen Fred'i gördü. "Bir suç işlemiş gibisin. Gülme şöyle." Merdivenlerden aşağı inerken onun önüne geçti. Hızla mutfağa girip tezgahın üstünde duran, dumanı tüten kahve kupasını görünce gülümseyip eline aldı. "Geçen seferki gibi az kahve koyduysan bir daha bu numarana kanmayacağım, Weasley." Kahveden içtikten sonra gülümseyecekken durdu. İlk defa bu kadar düzgün bir kahve yapan arkadaşına bakarak, "Olmamış, tekrar yapabilir misin?"

"Ne?" Fred'in yüzü düştü ve kupayı kızın elinden aldı. "Olmamış mı? Ama tıpkı sen yaptığında olduğu gibi acıydı. Tattım ve tükürdüm olmuş olması lazımdı-"

"Olmuş zaten bu kadar detay vereceğini bilsem şaka yapmazdım." Masaya oturup tabaktaki kreplere baktı. "Teşekkür ederim ama George gelene kadar yemem. Hem sizde benimle yiyin, yalnız hissederim."

"Biz yedik ama tabii olur." Fred kendisine ve kardeşine de birer tabak hazırlarken Violet etrafa baktı. "Diğer herkes nerede?"

"Üst kattaki o eski oda da bir perdeyi doksilerden arındırıyorlar. Annem az önce tekrar yanlarına çıktı bana yemek için yardım ettikten sonra."

"O konuda, hala zehirlenmek istemiyorum." Fred gülümsedi. "Bence bu kreplere bayılacaksın ve tekrar tekrar yapmam için bana yalvaracaksın."

"Tabii, rüyanda." Kısa süre içerisinde George'ta gelmiş ve üçü beraber küçük mutfak masasında kahvaltı eder olmuşlardı. Atmosfer tıpkı iki yıl önce üçünün her öğünü gizli gizli okulun mutfağında etmeleri gibiydi. Bir ev cini bile vardı. Kreacher yanlarından dört kez söylene söylene geçmişti.

"Bu sevgi patlaması nereden geldi size?" dedi Violet bitmiş tabağını önünden iterken. "Krepler, soslar, kahveler falan."

"İçimizden geldi." dedi George. "İçinizden geldi demek?" Violet kaşlarını kaldırdı. "Yoksa bunların hepsi son dakika ikna çabaları mı?"

Violet BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin